| Hayır, sen kendi suçunu gizlemek için benim suçumu gizlediğimi söylüyorsun. | Open Subtitles | لا, أنت تقول بأني أُغطي على نفسي لكي تُغطي على نفسك |
| Bunu sadece sana şu antika robot oyuncağı aldığı için söylüyorsun. | Open Subtitles | أنت تقول هذا فقط لأنه اشترى لك تلك اللعبة الروبوتية العتيقة |
| İngiliz doktor, tek umrunda olan şeyin insanlarım olduğunu söylüyorsun. | Open Subtitles | أيها الطبيب الإنجليزي، أنت تقول أن كل مايهمك هو شعبي |
| Aslında görmezden, duymazdan gel, belki bıkıp gider mi diyorsun yani? | Open Subtitles | إذاً , ماذا أنت تقول أساساً فقط تهمله إنه سوف غادر |
| Yani diyorsun ki İsaribi adındaki bu kız seni kurtardı? | Open Subtitles | اذاً أنت تقول أن الفتاة ايسيرابي هي من أنقذتك ؟ |
| Yani, eğer bunu yaparsa, ikimizin de öleceğimizi mi söylüyorsunuz? | Open Subtitles | إذاً أنت تقول أنه لو فعل هذا أن كلانا سيموت؟ |
| Ama diğer yandan diyorsunuz ki iddialarınızı belgeleyen bir DVD var. | Open Subtitles | لكن عدا ذلك أنت تقول بأنك تملك التسجيل الذي يدعم إدعاءاتك, |
| Yani tek kollu bir adam aramamız gerektiğini mi söylüyorsun? | Open Subtitles | إذن أنت تقول بأن علينا البحث عن رجل بذراع واحدة |
| Öyle olduğunu söylüyorsun ama senin için bu bir sorunmuş gibi görünüyor. | Open Subtitles | أنت تقول أنها ليست كذلك, لكن تبدو و كأنها مشكلة بالنسبة لك |
| Yani bu üniformanın o birliğe ait olduğunu mu söylüyorsun? | Open Subtitles | إذاً، أنت تقول أن هذا الزي من تلك الوحدة ؟ |
| Aile dostları olduğunu söylüyorsun. Şimdi bir de avukat mı oldun? | Open Subtitles | حسناً ، أنت تقول أنك صديق للعائلة والآن أنت محامِ ؟ |
| Bana aranan kaçağın eski mahkumlara danışmanlık yaptığını mı söylüyorsun? | Open Subtitles | أنت تقول لي ذلك الهارب المطلوب كان مستشار مدانين سابق؟ |
| Hemen hemen her gün sen söylüyorsun ama farkında değilsin. | Open Subtitles | أنت تقول لي كل يوم حتى دون أن يدركوا ذلك. |
| Yani bütün bunları bildiğini söylüyorsun ama yine de benimle oyun oynuyorsun. | Open Subtitles | إذاً أنت تقول أنك تعرف كل هذا ومازلت تلعب الألعاب معي ؟ |
| Ne diyorsun yani? Montaj hattında kısılıp kaldım mı yani? | Open Subtitles | أنت تقول بأنني سأعلق بخط التجميع، سوف أفقد عقلي وقتها. |
| Gerçek bir tehdit olduğum için beni kandırmak mı istediler diyorsun? | Open Subtitles | أنت تقول أنهم أرادوا ضمي إليهم لأنني أشكل تهديداً جاداً لهم. |
| Bana o piçi öldürmek aklından hiç geçmedi mi diyorsun? | Open Subtitles | أنت تقول لي بأن قتل ذلك الوغد لم يخطر ببالك؟ |
| Yani, Peter Talbott'a bu iğneyi başka birinin verdiğini söylüyorsunuz. Nasıl? | Open Subtitles | إذاً أنت تقول أن أحد ما أعطى بيتر تالبوت هذه الحقنة |
| O halde kabaca bunu her hangi biri yapmış olabilir diyorsunuz. | Open Subtitles | إذاً، أساساً أنت تقول بأن هذا يمكن أن يكون أي أحد |
| Bana yardım edemeyeceğini söyledin, ancak senden bir isteğim olacak. | Open Subtitles | أنت تقول أنك لا تستطيع مساعدتي, لكن لدي معروفًا لأطلبه منك. |
| CA: Öyleyse, demek istediğin yeni bir tip empatiye mi ihtiyacımız var? | TED | كريس: إذًا أنت تقول بأننا بحاجة تقريبًا إلى نوع جديد من التعاطف؟ |
| Doğru dedin! Hadi o zaman ant içelim beraber. | Open Subtitles | أنت تقول الحقيقة دعنا نقسم أنا و أنت للأبد |
| Ne olduğunu kimin yaptığını bilmeden sadece konuşuyorsun, amca? | Open Subtitles | أنت تقول هذا دون معرفة ما حدث؟ ومن فعل ذلك ؟ ، عمي |