| Ve böylece mühendisler harika bir kod yaması, çok şık bir çözüm ile çıkıp geliyorlar. Sonra da yaptıkları şeyi | TED | حتى يستفيد المهندسين من هذا الوقت في ابتكار شيفرة جيدة أو اختراق أنيق. ثم يقدمون كل الأشياء الذي طوروها |
| şık görünümlü ama iflas etmiş iki beyefendi. | Open Subtitles | إثنان من الرجال بمظهر أنيق فى حالة إفلاس |
| Pascal Üçgeni'ndeki şablonlar matematiğin zarif dokusunun vasiyeti. | TED | هذه الأنماط في مثلث باسكال، هي شهادة على بنية الرياضيات المتشابكة مع بعضها بشكل أنيق. |
| Kana susayan zarif bir yaylı tüfek ve ekili tarlaları mahveden parıltılı bir saban. | TED | قوس أنيق متعطش للدماء ومحراث ناصع دمر الأراضي المزروعة دون غيرها. |
| - Bu çok kötü. Ondan hoşlanmıştım. - Tarihi biri, klas. | Open Subtitles | هذا سيء للغاية، إنّي معجبة بهِ، فهو أنيق جداً على طراز مدارس الرقيّ القديمة. |
| Jöleli saçlar, sinekkaydı tıraş, şık bir takım elbise. | Open Subtitles | الكثر من زيت الشعر، حلاقة كاملة، هندام أنيق. |
| Bütün istediğim maceracı, özgüveni olan ve belki biraz da şık bir adam. | Open Subtitles | لا أريد سوى رجلاً مغامر، واثق النفس، وربما أنيق الملبس. |
| şık bir Fransız restoranında kapıcı olacak kadar kendimi alçaltamadım. | Open Subtitles | انا لم أذل نفسي بما فيه الكفاية بأسلوب يتلائم مع مهنتي كـ بوّاب في مطعم فرنسي أنيق |
| Antikayla ne kadar şık olmuşsunuz. Kazanırsanız yeni bir moda olur. | Open Subtitles | كم هو أنيق منك أن تثاقف بدرع قديم ستطلق موضة جديدة إذا ربحت |
| şık, Güzel bir şeyler buluruz ve onu Sophie'nin gözüne sokarız. | Open Subtitles | سنجد شيء أنيق و جميل، و نحشره أسفل حلقها. |
| Dizaynınız zarif olmasa da, türlerimiz benzer. | Open Subtitles | جنسانا متشابهان، على الرغم من أن تصميمكم غير أنيق |
| zarif ama sade, müsrif ama zevkli. | Open Subtitles | سيكون مدهشاً أنيق ولكن بسيط .. فخم ولكن لذيذ |
| Yine de gidip elinden geleni yapmalısın. "Sevgilerimle, Caroline Bingley." Ne zarif bir el yazısı! | Open Subtitles | عليك الذهاب وبذل كل ما تستطيعين المخلصة كارولين بنجلى، ياله من خط أنيق |
| Herhangi bir bütçeli etkinliği nasıl klas hale getirebilirsin? | Open Subtitles | كيف تقوم بعمل أيّ حدث أنيق على حسب الميزانية؟ |
| Tanrı bunun çok çekici bir savaş olduğunu söylüyor. En hoş insanları buraya toplamış. | Open Subtitles | الله يقول إن هذا قتال أنيق و أن به أناس رقيقين. |
| Şimdi Google bir kitabı dijitalize hale getirdiğinde, onu çok Güzel bir formatla sunuyorlar. | TED | الآن حين يقوم غوغل برقمنة كتاب، يضعونه في شكل أنيق للغاية. |
| İlk gününde yakışıklı olmak istedi. | Open Subtitles | إنه يريد أن يبدو أنيق المظهر في يومه الأول |
| İyi birisin ve kıyafetin de düzgün. | Open Subtitles | فلنبق الأمـر بسيطـا أنت رجـل طيب و هـذا لبـاس أنيق |
| Bana bir viski, Sek olsun. | Open Subtitles | مرحباً. خاصتي أسكتلندي الصنع ، إنّه أنيق. |
| Yani bu, resmi bilimsel adı, derinde konaklama özelliğine referans veriyor. Bu da başka bir harika balık. | TED | هذا هو اسمها العلمي الرسمي، في إشارة الى العادات العميقة التي تعيش فيها. وهذا واحد آخر أنيق. |
| Nerede olduğunu biliyorum. gösterişli bir hırsızsın öyle mi? | Open Subtitles | انا أعلم أين يكون انت لص أنيق جداْ , أليس كذلك ؟ |
| Üç cüzdan da düzenli bir şekilde sehpanın üstünde duruyordu. | Open Subtitles | فكانت هناك ثلاث مَحافِظ مربوطة بشكلٍ أنيق على طاولة صغيرة. |
| Çok küçük hiç moda değil ve hiç havalı değil. | Open Subtitles | إنه صغير للغاية غير أنيق و لا يبدو ملائماً عليّ |
| Çok zeki bir adamsın, ama beraber geçirdiğimiz zaman, yalanmış. | Open Subtitles | أنت رجل أنيق جدا، لكن كامل يوقّت نحن صرفنا سوية كنت أكذوبة كبيرة واحدة. |
| Yeni elbise diktirmiş, kısa tozluklu, temiz tırnaklı ve tıraşlı biri. | Open Subtitles | أنيق جداً يرتدي غطاء للكاحل أظافره مقلمة شعره مصفف |