"إتّصال" - Translation from Arabic to Turkish

• bağlantı
• bağlantısı
• iletişim
• temas
• arama
• telefon
• bağ
• iletişime
• çağrısı
• irtibat
• bağlantıda
• teması
• araması
• görüştünüz

Bizim kuvvetler ve denizden çıkanlar arasında bağlantı kuruldu mu?
هل هناك إتّصال بين قواتنا والقوَّات البحرية؟

Eğer bu davayla bir bağlantısı varsa, bu çıkacaktır.
إذا هي تحصل على أيّ إتّصال إلى هذه الحالة، ذلك المدى منه.

Şu düzenine bakın. Sanki üzerinde güneş veya iletişim panelleri gibi bir şey.
بالظر للأنماط الشبكيّة فإنّها شيء من فصيل الخلايا الشمسيّة، أو أنّها لوحة إتّصال.

Bu, onunla temas halinde olduğunu farz etmek.
حسناً ، هذا على إفتراض أنّها كانت على إتّصال معه

arama yok, İnternet yok, dışarıyla bağlantıda olmak yok.
،لا هاتف خلوي، لا إنترنت لا إتّصال خارجي

Hattımızda bir telefon var. Bakalım benimle konuşmak isteyen kimmiş?
لدينا إتّصال بالإنتظار، من التالي ليتحدّث إليّ؟

Fiziksel bir bağ da var.
هناك أيضاً إتّصال فسيولوجي في نفس الوقت ماذا يعني ذلك؟

- Fast-food restoranındaki olaylarla bir bağlantı.
أي إتّصال إلى عمليات إطلاق النار في مطعم الطعام الجاهز.

Muhtemelen onun ve genetik eğilimlerin arasında bir bağlantı vardır.
ربما هناك إتّصال بين الحجر وميلِكَ الوراثيِ

bağlantı noktaları donmuş bir yapı, güçlü rüzgarların baskısına karşı koyamaz.
بِناء‏ بنقاط إتّصال متصلبه لا تستطيع بإمتصاص إجهاد الرياح الشديدة،

Karanlık bir çukurda 5 yıldan sonra, Wade ile bir tür bağlantısı olduğuna eminim, ...ama senin söylediğin türde değil.
بعد خمس سنوات في الحفرة المظلمة، أنا متأكّد طوّرت بعض النوع إتّصال مع واد. فقط ليس النوع بأنّك تقترح.

Tüm çoğalıcılar arasında bir altuzay bağlantısı var, kablosuz internet bağlantısı gibi.
هناك وصلة فضاء ثانوية بين كلّ ربراكاتورز، مثل إتّصال الإنترنت

Ziyaretçilerimiz kendi gezegenleri ile iletişim hattı kurmakla çok ilgili görünüyorlar diyorum.
أقول أنّ زائرينا مُهتمّون بشكل استثنائيّ بإقامة قناة إتّصال مباشرة مع موطنهم.

Bu bir tek yönlü iletişim cihazı. Kulakiçi dinleme cihazları çok büyük bir risk.
هذا جهاز إتّصال من إتّجاه واحد سمّاعات الأذن كانت مخاطرة كبيرة

İki kurban da aynı vücut sıvısıyla mı temas ettiler yani?
كِلا الضحيّتين كانا على إتّصال مع المُجسّم المائي نفسه؟

Benden haber almadan önce evle ilgili ciddi bir teklif gelirse, haber verin. temas hâlinde olacağım.
يبدو أنّكِ ستحصلين على عرضٍ جدّي قبل أن تسمعي منّي , سأكون على إتّصال

Ama çekimin kötü olduğu bir yerden bir ağ üzerinden arama yapmış.
لكنّه أجرى إتّصال لمنطقة فيها استقبال سيء تعبر بشبكة لا سلكيّة.

- telefon numaranı aldım, konuşuruz.
لديّ رقم هاتفك الخلويّ وسأكون على إتّصال

Tamam senin vücudundan çıkmış olabilirim fakat artık seninle aramda bir bağ olduğuna inanmıyorum.
موافقة،أَعْرفُبأنّنيخَرجتُمِنْ جسمِكَ... لَكنِّي لا أَحسُّ أيّ إتّصال إليك أكثر.

Derin düşüncelere dalma yeri. Benliğinle iletişime geçiş...
إنّها ملاذ، مكان للتأمّل، الحصول على إتّصال مع ذاتك

Ve bu filmi duyduğum ilk sefer, On beş dakika önce gelen Bir telefon çağrısı oldu.
وأوّل مرّة سمعتُ فيها عن هذا الفيلم من إتّصال هاتفي تلقيته قبل 15 دقيقة

Yüzbaşı Gunther Weber. Lixouri'deki Piyadeler'in irtibat subayı.
النّقيب ويبير، ضابط إتّصال مع قاذفو القنابل اليدوية في ليكسوري

Sol,sağ,sol... dön, tamam, dönüşte göz teması.
يسار، يمين ، يسار... دوران،حسناً، إتّصال عيني في الدوران

Son araması sabah 4:47'de, ölmeden hemen önce.
آخر إتّصال له كان في الساعة الـ 4: 47 صباحاً قبل وفاته.

Eşinizin ölümünden beri hiç Bay Dellinger ile görüştünüz mü?
وهل كنت على إتّصال مع السيّد (ديلينجر) منذ وفاة زوجتك؟