"إلهام" - Translation from Arabic to Turkish

    • ilham
        
    • esin
        
    • Elham
        
    • ilhama
        
    • ilhamının
        
    Paris sokaklarında yürüyor, gece vakti şehrin ona ilham verdiğini söylüyor. Open Subtitles يتسكع في شوارع باريس لأن الإضاءة اليلية تمثل مصدر إلهام له
    Yeni bir bakış açısına ve ilham perisine ihtiyacım var. Open Subtitles أنا لدى رؤية جديدة و بحاجة إلى عروس إلهام جديد
    Oy kullanarak, hayali kurulan bir gelecegin ilham kaynagi olacaksiniz. Open Subtitles تكون مصدر إلهام لخلق المستقبل أن تتخيل عن طريق التصويت.
    Anıt için ilham kaynağı olarak kullanılmasının iyi olacağını düşündüm. Open Subtitles اعتقدت أنه كان لطيفا أنها تستخدم كا إلهام للنصب التذكاري
    Biliyorsun Jim ve ben senin esin kaynaklarınız. Open Subtitles أنت تعلم بأنني وجيم كنا مصدر إلهام بالنسبة لك
    Yani, şirketlerin bütün olayı doğru insanları bulmak, bu insanlara ilham vermek, bilirsin, insanın içindeki en iyi çizmek TED أعني بقولي, أن إدارة الشركات ما هي إلا إيجاد الأشخاص المناسبين, و إلهام هؤلاء الأشخاص, كما تعلم, لإخرج أفضل ما لديهم
    Yani, ilk adım, genç insanlara ilham vermek, o odada Mohamed'in bulunması oradaki genç insanlar üzerinde gerçekten derin bir etki yarattı TED إذا فالخطوة الأولى هي إلهام الشّبان و في تلك الغرفة، كان لحضور محمد تأثير عميق في الشبان الحاضرين.
    Yani genç insanlara ilham vermek ve bir girişimcilik kültürü oluşturmak gerçekten büyük bir adım, ama genç insanların, fikirlerini gerçekleştirmek için sermayeye de ihtiyaçları var. TED لذلك فإنّ إلهام الشباب و إنشاء ثقافة ريادة الأعمال تعتبر خطوة كبيرة، لكنهم يحتاجون رؤوس أموال لجعل أفكارهم واقعا.
    Bu ilk kendi kendini temizleyen kuru yapıştırıcının dizaynına ilham kaynağı olmuştur -- patentini aldık ve bunu söylemekten mutluluk duyuyoruz. TED وقد كان هذا مصدر إلهام لتصميم أول لاصق تنظيف ذاتي جاف وقد اصدرنا براءة الإختراع، ونحن سعداء بذلك.
    İnsanlar "Siz ilham perisisiniz." dediklerinde bunu övgü bağlamında söylüyorlar. TED عندما يقول الناس " أنت ِ مصدر إلهام"، يقصدونها كإطراء.
    Khalida Brohi: Sanırım benim işim ilham vermek, hayalimi paylaşmak. TED خالدة بروهي: أعتقد أن مهمتي هي إلهام الناس و اخبارهم عن حلمي.
    Bir Pixar filmi yapmak için gerekenleri düşünelim: Tek bir dahi, anlık bir ilham bu filmleri yaratmıyor. TED لنفكر للحظة بما يتطلبه إنتاج أفلام بيكسار: ما من عبقرية فردية أو ومضة إلهام تنتج تلك الأفلام.
    Son olarak, umarım bu mikroskobik evrenin güzelliği ve amacı kanser araştırmalarının geleceği için yeni ve yaratıcı yaklaşımlara ilham kaynağı olabilir. TED وفي النهاية، أملي هو أن يستطيع جمال وهدف هذا العالم الميكروبي إلهام مناهج جديدة وإبداعية من أجل مستقبل البحث في مجال السرطان.
    Fakat bana döngüsel ekonomi hakkında en çok ilham veren şey gençlere ilham verme yeteneğiydi. TED لكن أكثر ما ألهمني في الاقتصاد الدائري قدرته على إلهام الشباب.
    Önce, bize ilham veren şeyleri yapalım ki, biz de diğer insanların kendi ilham kaynaklarını bulmalarını sağlayalım. TED أولًا، افعل ما يلهمك، بحيث تستطيع إلهام الآخرين فعل ما يلهمهم.
    Melodik ilham ararken, şafak ve alacakaranlığın kuşlara ait orkestrasından öteye gitmeyin ya da empatik dilin doğal kıvrımından. TED عندما تبحث عن إلهام لحني، لا تنظر إلى أبعد من أوركسترا الطيور عند الفجر والغسق أو إلى الإيقاع الطبيعي للغة الرائعة.
    Tabii ki zor bir durumdayken sihirli bir ilham anında aradığımız yanıtın belirmesi harika olurdu. TED أنا أعني، سيكون رائعا، متى كنّا في موقف حرج لو تظهر لنا الإجابة من مصدر إلهام سحري.
    Benden önce solo yapmış olan çok sporcu var, o yüzden çok ilham kaynağım vardı. TED لذلك كانت لدي مصادر إلهام كثيرة لأستفيد منها.
    İkiniz sadakatiniz ve bağlılığınız ile adeta bizim esin kaynağımızsınız. Open Subtitles أقصد أنتم يارفاق مصدر إلهام لنا كيف انتم منسجمين و مترابطين
    Elham'ı arıyorum. Tanıyor musun onu? Open Subtitles أبحث عن إلهام هل لديكِ أي أخبار؟
    Ben annemden aldığım ilhama dönüş yaparım. TED بالنسبة لي، يعود ذلك إلى إلهام التي تلقيتها من والدتي.
    Aaron'ın aniden gelen enerji ve ilhamının nedeni her neyse bu bir şekilde bilekliğine biraz kan bulaşmasına sebep oldu. Open Subtitles أياً كان السبب في طاقة و إلهام أرون المفاجئة ... يبدو أن هناك دم قليل على ربطة يده من أنفه.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more