Rönesans adamlarının kapıyı kırıp bizi parçaladığında hissedeceklerimin yanında Hiç kalır. | Open Subtitles | إنها لا شئ مقارنة بالقطع التي سأتقطعها عندما يفتحوا الباب ليدخلوا |
Zaten kolay yolu seçmeme Hiç izin vermezsin , değil mi? | Open Subtitles | إنها لا تبدو أول مرة توصليني لأقصر طريق، أليس كذلك ؟ |
- Girmeme izin vermiyor. Zar zor dayanıyorum. Yeteri kadar güçlü değilim. | Open Subtitles | إنها لا تدعني أدخل، أنا بالكاد أصمد ولست قوياً بما يكفي الآن. |
O kendi çocuğunu terk etti. Anne olmayı hak etmiyor. | Open Subtitles | لقد تخلت عن طفلتها، إنها لا تستحق أن تكون أم |
Orada domuzlar bile yaşamaz. Haftada 4 şilin 6 peni ödüyodum. | Open Subtitles | إنها لا تصلح حتى لعيش الخنازير أضطر لدفع الكثير في الأسبوع |
Seni o kadar yönlendiriyor ki şimdi de İngilizce mi öğretiyor? | Open Subtitles | ،هذه المرأة تخدعك بشدّة إنها تعلمك الإنكليزية الآن؟ إنها لا تخدعني |
Kız kardeşinin neyi var? o, uh... Sbahları Pek iyi olmuyor galiba? | Open Subtitles | ماذا حل بأختك ، إنها لا تحب الصباح الباكر ، أليس كذلك؟ |
- Geceyi orada geçirmiş olamaz. - O zaman nerede geçirdi? | Open Subtitles | قالت إنها لا يمكن أن تبقى طوال الليل وأين ذهبت بعد ذلك؟ |
Hiçbir zaman iç maddeye dokunmuyorlar. Daha ve daha çok ortak evrim. | TED | إنها لا تتطرق للمسائل الداخلية مطلقاً. هناك المزيد والمزيد من مصاحبات التطور. |
Beni görmeye bile tahammülü yok. İşin aslı, ben de ondan hoşlanmıyorum. | Open Subtitles | بجانب إنها لا تحتملنى كما إننى لست معجب بها لكى أكون صريحاًُ |
Beni artık Hiç tanımıyor, - Şimdi de yemek yemiyor. | Open Subtitles | إنها لا تعرف من أكون والآن لا تريد أن تأكل |
Avukatlarının kendi reklamlarını yapmalarını Hiç sevmez, firmaya yakışmadığını söyler. | Open Subtitles | سوف تكرهها إنها لا تريد من محاميها أن يروّجوا لأنفسهم |
Beni Hiç dinlemez, aynı senin gibidir gerçi en azından o kavga edebiliyor. | Open Subtitles | إنها لا يستمع أبداً، مثلك نوعاً ما إلاّ أنه على الأقل يستطيع القتال |
Şeker içerdiğinden dolayı portakal suyu içmesine bile izin vermiyor. | Open Subtitles | إنها لا تدعه حتى يشرب عصير البرتقال, بسبب محتوى السكريات |
Onun bu çirkin saçmalıklarına katlanacak kadar para vermiyor anne. | Open Subtitles | إنها لا تدفع لكِ ما يكفي لِتتحملين قذارتها، يا أمي. |
Bir kalıntı, yani artık eski amacına hizmet etmiyor. | TED | إنها لا وظيفية، ما يعنى أنها لم تعد تخدم الغرض الأصلي منها. |
- Hiç şikâyet etmiyor ama durumu aynı. | Open Subtitles | ـ إنها لا تشكو من شئ ، لكنها على نفس الحال |
Hayır, karnımda değil ama... Sen o kahrolası Kızılderilisin. Seni küstah hergele! | Open Subtitles | لا، ليس في بطني إنها لا تحمل دم أحد من أولئك الأوغاد |
Ama Pek çoğumuz gibi, neye ihtiyacı olduğunu bilmiyor. | Open Subtitles | ،و لكن مثل كثيرون منّنا إنها لا تعرف ما هو |
- O'nun terkedilmiş gibi hissetmesini istemiyorum. - O Pek umursamıyor. | Open Subtitles | ـ لم أكن أريد أن أشعر أنها مستبعدة ـ إنها لا تبالي |
Bizi ayırmaya da çalışmayacak. O yüzden, Hiçbir sorun yok. | Open Subtitles | إنها لا تحاول أن تبعدنا عن بعض إذاً فلا بأس |