"اتخاذ" - Translation from Arabic to Turkish

    • al
        
    • vermek
        
    • almak
        
    • verme
        
    • almaya
        
    • vermeye
        
    • kabul
        
    • yapmak
        
    • almayı
        
    • alma
        
    • alın
        
    • gerek
        
    • vermeyi
        
    • yapmaya
        
    • verecek
        
    Onlara bir yere tatil ayarla ve piyanoyu tamamen kendine al. Open Subtitles ديك لهم اتخاذ التفاف مكان ما ويكون على البيانو جميع لنفسك.
    Yani tahmin edebilirsiniz ki, anlık karar vermek zorunda olan polis memurları için bu fazlasıyla zarar verici olabilir. TED وهكذا يمكنكم تخيل، رجال الشرطة الذين عليهم اتخاذ قرارات فورية يمكن أن تكون في مركز صنع القرارات الضارة جدًا.
    Onu bana verecek misin yoksa ben almak zorunda mı kalacağım? Open Subtitles أنت ستعمل تعطيه لي أو أنا قد ستعمل على اتخاذ ذلك؟
    Hastalarının seçimlerinden hoşlanmayabilirsin ama aklı başında ve karar verme yetisine sahip biri. Open Subtitles ربّما لا تحب خيارات المريض لكّنه سليم العقل و قادر على اتخاذ قراراته
    Bunu yapmak için tekrar, risk almaya istekli bir müşteriye ihtiyacımız vardı. TED لنتمكن من فعل ذلك, كنا بحاجة لعميل مستعد على اتخاذ مخاطرة مدروسة.
    Öyleyse konuşmak, ortak karar vermeye ket mi vurur yoksa yardımcı mı olur? TED إذًا فهل تبادل الحديث مع الآخرين يساعد أم يعيق عملية اتخاذ القرار الجماعي؟
    2. gişeden numara ve form al, sıradaki lütfen. Open Subtitles اتخاذ المطبوعة وعدد ل العداد 2. المقبل، من فضلك.
    Derin bir nefes al ve sakinleş Iütfen. Open Subtitles أهولد من الحصول على نفسك. اتخاذ التنفس. يتأرجح في وقف لي.
    -ki açıkçası yaratıcılığımızı baltalayıp, tüm eğlencemizi... kaçırıyordu- al ve git. Open Subtitles أن يتم خنق الإبداع لدينا و، وبصراحة تامة، اتخاذ جميع من المرح للخروج من هذا الشيء اللعين كله.
    Şeytan bizi her zaman sınar. Doğru kararları vermek zorundayız. Open Subtitles الشيطان يختبرنا في كل وقت علينا أن اتخاذ الخيارات الصحيحة
    Eğer o bilgiler zihninizin ucundaysa, bilerek karar vermek daha kolay olur. TED إذا كان لدينا تلك الحقائق في متناول عقولنا، سوف نتمكن من اتخاذ قرارات مستنيرة.
    Bir karar vermek zorundaydım: Sesi mi çıkarmalı mıydım yoksa sessizliğimi korumalı mıydım? TED وجب علي اتخاذ قرار: هل علي أن أجهر بحديثي أم ألتزم الصمت؟
    Ama hayatta yapmaya değer her şey için risk almak gerekir. Open Subtitles ولكن أي شيء يستحق القيام به في الحياة يتطلب اتخاذ المخاطر.
    Meseleyi ele almak isteyen çok sayıda insan var. TED ثمة عدد كبير من الأشخاص الراغبين في اتخاذ زمام المبادرة بأنفسهم.
    Zor bir karar verme aşamasında olduğunun farkındayım ama gelecekte... Open Subtitles ذا، أفهم أن عليكِ اتخاذ القرارات الصعبة، لكن في المستقبل،
    Ama başkanlığının ikinci dönemine kadar delice kararlar almaya başlamayacak. Open Subtitles لكنه لم يبدأ اتخاذ القرارات المجنونة حتى فترة رئاسته الثانية
    Kararlar vermeye devam edeceksiniz, değil mi ? TED و يتوجب عليك الاستمرار في اتخاذ تلك القرارات، أليس كذلك؟
    Peter, inan bana beni kabul edecek olsa burada bir saniye bile durmam. Open Subtitles بيتر، صدقوني، إذا قالت انها تريد اتخاذ لي مرة أخرى، سأذهب في الثانية.
    Üçüncü ve en güçlü teşvik edici olan karar almayı insandan alıp silahlara veren maddeye getiren şey: İnandırıcı yadsınabilirlik. TED والذي يقودنا إلى العامل الثالث وهو أقوى عامل لدفع عملية اتخاذ القرار بعيداً عن البشر وعن الأسلحة: الإنكار الحقيقة
    Ve bunun sebebi, hem kamu sektöründe hem özel sektörde, karar alma yetkisine sahip kişilerin çoğunun, gerçekten tehlikede olmadıklarını hissetmesidir. TED وذلك بسبب أن أغلب الأشخاص الذين لديهم سلطات اتخاذ القرار في كلٍ من القطاعين العام والخاص لا يشعرون بأنهم في خطر
    alın karılarını, kullanın, kafalarını karıştırın. Open Subtitles اتخاذ زوجاتهم ، واستخدامها ، الخلط بينهما.
    Aslında beyaz artı ile başlayıp, sonra köşeleri yapman gerek. Open Subtitles عليك أن تبدأ مع الصليب الأبيض، ومن ثم اتخاذ الزوايا.
    İnsanlara erken yaşta, karar vermeyi ve buna nasıl katılacaklarını öğretmeliyiz. TED يجب أن نعلم الأطفال منذ الصغر عن اتخاذ القرارات وكيفية المشاركة في الرأي.
    Ancak son zamanlara kadar soruya net bir cevap verecek yeterli veri olmamıştı. TED لكن حتى وقت قريب، لم تكن هناك أي بيانات لمساعدتنا في اتخاذ قرار.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more