| Bir gün beni akşam yemeğine al ve Kanıtla. Bu arada bana 1148 doların iki katını öde. | Open Subtitles | قم بدعوتى على العشاء فى عام ما عندها اثبت ذلك فى الوقت الحالى ادفع لى 1148 دولار مرتين |
| Polisliği bırakıp bir erkek olabileceğini Kanıtla. | Open Subtitles | اثبت انك لست مجرد شرطى وانما انت ايضا رجل |
| Sakince Dur yoksa bileğinin olduğu yere bir dirsek alacaksın. | Open Subtitles | اثبت فى مكانك وإلا فسيصبح لديك مرفق حيث يجب أن يكون معصمك |
| - Kıpırdama Homer. Oynayıp durma. - Kıpırdamıyorum. | Open Subtitles | اثبت ياهومر، لاتتلوى أنا ثابت بالفعل، أنا متلوي |
| Mesele Audrey'ye bir şey kanıtlamak değil kendime bir şey kanıtlamak. | Open Subtitles | هذا ليس لأثبات اى شىء ل اودرى هذا لكى اثبت نفسى |
| Kardeşim Khan, bayrağı için oynayarak daha büyük bir motivasyonun olmadığını kanıtladı. | Open Subtitles | الاخ خان اثبت ان ليس هناك حافز اكبر من اللعب تحت لواءك |
| Çavuş Matthews'ın kafasını uçurayım mı? Siktir. Kımıldama, adamım. | Open Subtitles | ايجب ان اقتلع رأس الرقيب ماثيو؟ اثبت مكانك |
| Sana halkımın hala muhteşem olduğunu kanıtlayabilirim yüce Sezar | Open Subtitles | أنا أستطيع ان اثبت لك , اوه قيصر أنّ شعبي ما زال عبقريا |
| Bunu gerçekten istiyor musun, o zaman ispatla. | Open Subtitles | تعطيه ثم تستعيده انت حقا تريده .. اثبت هذا |
| Onu yakalayıp masum olduğunu Kanıtla ardından da sirke geri dön. | Open Subtitles | اقبض عليه، اثبت براءتك، وبعدها عُد إلى السيرك. |
| O zaman en iyi yaptığın şeyi yapıp ona yanıldığını Kanıtla. | Open Subtitles | افعل ما تبرع بفعله، اثبت له أنّه مُخطيء. |
| Kanıtla bakalım. | Open Subtitles | اثبت ذلك. المبلغ كله موجود. ولا يجب عليك حتى عدها. |
| Benden daha iyisini yapabileceğini Kanıtla. | Open Subtitles | اثبت إنه بإمكانك أن تتوم بإفضل ما بوسعك. |
| Burada emirleri ben veririm! Dur, yoksa kafasını uçururum. | Open Subtitles | اننى انا المسؤل هنا اثبت مكانك او سافجر رأس هذا الرجل |
| Orospunun önde gideni ayaklarına yatıp Dur, sonra ilk defa yalnız bir şey yaptığımda, kendine güveni olmayan bir bakire olduğun ortaya çıksın. | Open Subtitles | انا انفجر وأفعل شيئا واحدا بنفسي وانت اثبت بأنك عذراء غير امنه. |
| Tamam orada kal. Kıpırdama. Kıpırdarsan ateş ederler. | Open Subtitles | اثبت هناك و لا تتحرك توقف عن الحركه و الا سيواصلون اطلاق النار |
| Kıpırdama. Ateş edecekler. Kıpırdama! | Open Subtitles | لا تتحرك ,لا تتحرك و الا سيطلقوا النار ,اثبت |
| - İnsanlar seni destekliyor. - Haklı olduklarını kanıtlamak istiyorum. | Open Subtitles | الكثير من الناس يراهنون عليك مينيز كل ما اريده ان اثبت انهم على حق |
| Şimdi O'Neill bana, yalnızca kendi sadakatinin nereye olduğunu değil aynı zamanda seninkininde nereye olduğunu kanıtladı. | Open Subtitles | الآن اونيل اثبت لي ليس فقط ولاءه، لكن ولاءكم ايضا |
| Kımıldama, silahı bıraksan iyi olur çünkü burada işler değişecek. | Open Subtitles | اثبت مكانك، يُستحسن أن تخفض سلاحك لأنّي على وشك إحداث تغيير. |
| Belki bir gün iyi vakit geçirmenin sadece kütükler için olmadığını kanıtlayabilirim. | Open Subtitles | ربما أستطيع أن اثبت لكى أن الاوقات الجيده ليست شئ سيئ |
| Aferin. Babanın yanıldığını ispatla. Her şey yoluna girer. | Open Subtitles | تفكير جيد اثبت خطأ والدك، سيحل هذا كل شئ |
| Aralarında bir şey olduğundan emin gibiyim ve bunu kanıtlayacağım. | Open Subtitles | انا تقريباً متأكد ان شيئاً ما يحدث بينهما,وسوف اثبت هذا |
| Salt Lake'te olanlari yapmadigin ispat etmeye calistim. | TED | حاولت ان اثبت انه لم يفعل هذا الشيء في سولت لايك. |
| Amos, kurnazlığını kanıtladın ama yine de görevi tamamlaman gerek. | Open Subtitles | ايها الجرذ لقد اثبت انك ماكرا ولكن عليك اتمام مهمتك |
| Kan olmayacak. Dayan. Dayan dostum. | Open Subtitles | لن يكون هناك دماء اثبت ، اثبت ، يا صديقي |
| Sizlere bir şey kanıtladım. Sizleri gururlandırmak istedim. | Open Subtitles | و قد اثبت شيئا لكم اريد جعل الناس فخورين |
| Git ve dünyada hala insanlık olduğunu göster ona, evlat. | Open Subtitles | إذهبْ، انقذه و اثبت ان تلك الإنسانيةِ ما زالَت موجوده في العالمِ. |