Dost derken biraz abartmış olabilirim, ama ilişkimizi özetleyecek bir kelime bulamadım. | Open Subtitles | صديق ربما تكون سخية قليلاً لكنني لا اجد كلمة تلخص علاقتنا سوياً |
Ama banka toprağı alınca, yapacak başka bir şey bulmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | ولكن البنك استولى على الارض لذا يجب ان اجد شيئاً اخر لافعله |
Benim şimdi, Ona elini kaptıran serseriyi bulmam lazım. | Open Subtitles | فقط احتاج أن اجد الوغد صاحب اليد الممسوسه |
Bir an sinirlendim. Ben tamir ederim. Bir yolunu bulacağım. | Open Subtitles | لقد غضبت ، انا سوف اصلح ذلك سوف اجد حلاً |
Garip bir şey. Hep ikiyi bulurum, ama başka renkte. Maça, özür dilerim. | TED | ذلك ممتع. دائما ما اجد رقم اثنان، لكن من اللون الخطأ. بستوني, اسف. |
Jenny yi bulmaya gidip ona burada kaldığını bildiğimizi... söylemeye. | Open Subtitles | علي ان اجد جيني واخبرها اننا نعرف انها كانت هـنا |
Asla saklanacak yer bulamıyorum Sana ihtiyacım var | Open Subtitles | انا لا اجد ابداً ابداً مكان إختبئ فيه احتاج إليك |
Onun çalışmalarını cesur, karşı gelen ve büyüleyici katmanlı buluyorum. | Open Subtitles | اجد اعمالها جريئة و متحدية و فيها الكثير من الطبقات |
Doğum gününü kutlayabileceği, Cadılar Bayramının yaşanmadığı bir yer bulmalıyım. | Open Subtitles | اريد ان اجد مكان يمكن ان تحظى بعيد ميلادها فيه |
Bu çok saçma. Sadece işitme cihazı taktığını bildiğim birisini nasıl bulabilirim ki? | Open Subtitles | هذه سخافة, كيف اجد شخص كل ما اعرفه عنه انه يرتدي سماعات مساعدة |
Hiçbir şey bulamadım, ama dizüstü bilgisayarında bir kaç e-posta buldum. | Open Subtitles | لم اجد شيئا ولكني وجد بعض رسائل البريد على حاسوبها المحمول |
Bay Bond'un kaçışıyla ilgili hiçbir şey bulamadım. | Open Subtitles | انا لا اجد اي شيءَ مُسَلِّيَ حول هروبِ السّيدِ بوند. |
O biletleri eline almak sahip olabileceğin hayatı düşünmek Jennifer'ı yeniden bulmak. | Open Subtitles | افكر بشأن الحياة التي ممكن ان احصل عليها ان اجد جينيفر مجددا |
- Erkek arkadaşını bulmam lazım. - Şekerim, benim de onu bulmam lazım. | Open Subtitles | ـ على أن اجد خليلك ـ حلوتى أنا ايضاً على أن اجده |
Lola, sana koca bulacağıma söz verdim ve bulacağım da. | Open Subtitles | لولا لقد وعدتك بان اجد لك زوجا و سافعل ذلك |
Doğumdan sonra, çocuğunuzun büyümesi için uygun bir ev bulurum. | Open Subtitles | وبعد الولادة سوف اجد للطفل منزل مناسب لكي يتربى به |
New York Times gazetesinin bir nüshasını alıp mutluluk senyezleyen insanlar bulmaya çalştım. | TED | فقد اخذت نسخة من صحيفة نيويروك وحاولت ان اجد بعض الامثلة عن اشخاص يولفون السعادة |
Ben bir sebep bulamadım da. Hmm, biliyormusun, düşününce, ben de bulamıyorum! | Open Subtitles | . لم اجد سببا . او اتعلمين , اذا فكرت بذلك ايضا لا استطيع ان اجد سببا |
Ben de kendimi seninle bir daha görüştürmeyerek suçsuz buluyorum. | Open Subtitles | حسنا انا اجد نفسي غير مذنب لعدم رؤيتي لكي مجددا |
zamanı gelince kullanacak bir kurban bulmalıyım. Yoksa o ben olacağım. | Open Subtitles | علىّ ان اجد شخصا, ضحية اقدمه حين يحين وقته, لأنى ان لم افعل, سأكون انا الضحية |
Ve biz yüksek vergi ödeyen kişileriz. Nerede bulabilirim adaleti? | TED | وندفع مبالغ عالية من الضرائب, اين اجد العدل؟ |
Kendi merkezimi bulana kadar benim döngümün... asla tamamlanmayacağını söylemişti. | Open Subtitles | لقد قال ان دائرتى لن تكون مكتمله000 حتى اجد مركزى. |
Biliyor musun Brian, hep yazılarını biraz yapmacık ve bayağı buldum ama galiba zaten bu yüzden Hollywood'ta çalışamıyorum. | Open Subtitles | لقد كنت دائما اجد كتاباتك مملة وغبية لكن اعتقد هذا السبب في عدم وجود عمل لي هنا في هوليوود |
Planım değerli metaller piyasasında satma opsiyonları satın almak ve ondan sonra da gidip taşı bulup getirmek. | TED | وتقتضي خطتي .. ان اجد احدى هذه الصخور ومن ثم اعلن ذلك في سوق المعادن واقول انني سوف اذهب لكي احضر تلك الصخرة |
Eğer o zamana kadar azgın bir göçmen bulamazsam, burada kalmayı hak etmiyorumdur. | Open Subtitles | لو لم اجد مهاجره مثيره الى هذا الوقت لا استحق ان ابقى هنا |
- Bir uğraş bulmamı söylemiştin. İhtiyacımız olan da buydu. | Open Subtitles | اخبرتني ان اجد لي هوايه وهذا بالضبط ما نحتاج اليه |