"استثنائي" - Translation from Arabic to Turkish

    • olağanüstü
        
    • özel
        
    • sıradışı
        
    • sıra dışı
        
    • tuhaf bir
        
    • istisnai bir
        
    • olağandışı
        
    • fevkalade
        
    • müstesna
        
    • alışılmadık
        
    • özeldir
        
    • bir istisna
        
    Bütün bu biyolojinin harika tarafı, aynı zamanda olağanüstü bir ölçek ekonomisini yansıtmasıdır. TED لذلك ,الشيء الأجمل إطلاقاً في علم الأحياء هو:أنها تعبر عن ميزان اقتصادي استثنائي
    dünyanın bu bölümlerine bağlanma gerçekten olağanüstü ve hızla artmaya da devam etmektedir. TED الربط في هذه الأجزاء من العالم هو حقا استثنائي ، ومستمر في الزيادة.
    Hiçlik özel gerçekliği söz konusu olsaydı da, bu konuşmayı yapıyor olmazdık. TED وأما واقع استثنائي من العدم، لم يكن علينا أن نقيم هذه المحاضرة.
    ve sıradışı olan çocukları. 2 çeşit kimlik olduğu fikrine ulaştım. Dikey kimlikler, TED وفكّرتُ، إنه نفس الحالة: عائلة تعتقد أنها طبيعية مع طفل يبدو أنه استثنائي.
    Ama sonra yaptığınız testlerden sıra dışı hiçbir şey çıkmadı. Open Subtitles لكنَّ اختباراتك فشلت في إيجاد ماهو استثنائي
    Güzel, çünkü onsuz yapabileceğim şeyler de var, hem de olağanüstü olarak. Open Subtitles ممتاز، لأنّه هنالك الكثير من الأمور التي يمكنني فعلها بدونه وبشكلٍ استثنائي
    Bu olağanüstü bir şey. Ama dışarıdaki işgücüne baktınız mı? Open Subtitles هذا أمر استثنائي هنا ولكن بالنسبة إلى قوة العمل العامة؟
    Sadece ben ve 4 tane olağanüstü yetenekli engelli müzisyen. TED فقط أنا واربع من الموسيقين المعوقين الموهوبين بشكل استثنائي
    olağanüstü. Algılama yok, bütün kontrol ayarlanmış bacakların içine inşa edilmiş. TED استثنائي. بلا رؤية، السيطرة كلها وضعت داخل السيقان المنسجمة
    Buna rağmen, o gemilerde çalışan kadın ve erkekler, yaptıkları işten olağanüstü gurur duyarlardı ve bunda haklıydılar da... TED رغم ذلك، كان الرجال والنساء الذين عملوا على تلك السفن يشعرون بفخر استثنائي تجاه عملهم، ولذلك ما يبرره.
    Bu müthiş adam bana olağanüstü bir içki hazırladı. Open Subtitles هذا الرجل رائع قليلا هنا قد قدم لي فقط أكثر اختراع استثنائي
    Tam sivri kulaklarımın arasına doğrultuyor, tıpkı hedef görevleri ve özel takımı varmış gibi. TED ووجه المسدس الى ما بين اذني المدببتين، كفريق استثنائي أمام قائمي المرمى.
    Giysileri özel bir meltemle çevrelenmiş gibiydi. Open Subtitles ،ارتدت ملابسها ببساطة كما لو كانت محاظة بنسيم هواء استثنائي
    özel olduğunuzu düşünüyorsunuz ama siz sadece bozulmuş, şeytani ruhlarsınız. Open Subtitles تظن أنك شيء استثنائي ولكنك مجرد روح مراوغ، منحرف، أرواح شريرة
    Kurala aykırı birşey gerçekten sıradışı olmalı. TED لابد لعقلنا أن يكون فوق المعتاد، استثنائي.
    Gerçekten de sıradışı bir biyolojik çeşitliliği sürdürmeye muktedir sıradışı bir coğrafyaydı. TED كانت طبيعية جدا استثنائية وكانت قادرة على دعم تنوع بيولوجي استثنائي.
    Ne olursa olsun bunlar için hangi ceza uygun görülürse görünsün, o şey sıra dışı bir şey. Open Subtitles أيا كان ما جرى أيا كان العقاب الذي سيروه مناسبا.هذا استثنائي
    Onu gerçekten sıra dışı yapan bir yönünü görmek için buradayım. Open Subtitles جئت لرؤيته لأنّه من ناحية - روبيان السرعوف هو استثنائي حقا
    Çok tuhaf bir şekilde olduğum kişiyi sana borçluyum. Open Subtitles بشكل استثنائي للغاية أدين بما أنا عليه لك
    Bu yetkiye sahipsiniz ama bu istisnai bir durum. Open Subtitles أنتِ لديك اذنٌ بذلك , لكن هذا الأمر استثنائي
    Bugünün gerçekten de tarihi ve olağandışı bir gün olduğunu konuştuk. Open Subtitles لقد تحدثنا في الواقع عن كم هو استثنائي ورائع هذا اليوم
    Victor, sen fevkalade bir gençsin. Senden büyük beklentilerim var. Open Subtitles فيكتور، أنت رجل استثنائي ونعلق عليك آمالا كبيرة
    Bunu müstesna bir kişiyi düşünerek gözünüzde canlandırabilirsiniz. TED يمكنك تصور ذلك من خلال التفكير في شخص استثنائي جدًا.
    Çin'deki değişik tip kanserlerin belli noktalarda toplanmış alışılmadık coğrafi dağılımını gösteriyordu. Open Subtitles أظهر توزيع جغرافي جد استثنائي لأنواع مختلفة من السرطان في الصين، و التي تميل لأن تتجمّع في نقاط ساخنة محدّدة.
    Olası en üst gerçeklik, bu özeldir. TED أقصى واقع ممكن، ذلك استثنائي.
    Tanışmadığın biriyle çıkmama politikanı takdir etmekle beraber şu bahçe hortumu konusunda bir istisna yapmanı öneriyorum. Open Subtitles أتعلم؟ عندما أصفق لك على سياسة المواعدة العمياء.. فأنا أود أن أشجعك على جعل خرطوم الحديقة أمر استثنائي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more