| Genç karısını memnun etmek için neredeyse her şeyi yapmaya hazır. | Open Subtitles | انه على استعداد ان يفعل اى شئ لكى يرضى زوجته الشابة |
| Ben onu alırım, sen onları buradan belirtmek için hazır ol. | Open Subtitles | سأحضر لها، وتحصل على استعداد لمحجر العين لهم للخروج من هنا. |
| Birisi için her şeyi feda etmeye hazır olduğun zaman. | Open Subtitles | عندما تكون على استعداد أن تضحي بكل شيء لشخص ما |
| Hiçbir kötü alışkanlığa sahip olmadım. İşbirliği yapmaya da hazırım. | Open Subtitles | و إننى على استعداد للتعاون يمكنهم سؤالى أى أسئلة يريدون |
| Yani, herkes hazır mı kan ve idrar tesri için? | Open Subtitles | لذا ، فإن الجميع على استعداد لل الدم وفحص البول؟ |
| Ben de artık seks yapmak için hazır olduğunu düşünüyordum. | Open Subtitles | اعتقدت انها على استعداد أخيرا لممارسة الجنس معي مرة أخرى |
| Bize doğru bir şey geliyor diyorsa hazır olmakta fayda var. | Open Subtitles | إذا قال شيء سيأتي بالنسبة لنا، نكون أفضل استعداد ل 'ايم. |
| Ama gerekirse aynı zamanda uğrunda ölmeye hazır olduğum bir ideal. | Open Subtitles | ولكن إذا لزم الأمر، وهو المثل الأعلى أنا على استعداد للموت |
| Thomas, senin adamın Danimarkalılara haber vermek için hazır herhalde. | Open Subtitles | توماس،متى تظن زملائك الدنمركيين سوف يكونون على استعداد لسماع الأخبار |
| Dinle beni, LSAT sınavlarına girdiğini biliyorum avukat olmaya da hazır olabilirsin. | Open Subtitles | انظري أنا أعلم بأنك أنهيتي إختباراتكِ و أنك على استعداد لتصبحي محامية |
| Görünen o ki Hindistan genç başbakanına bir kez daha hazır. | Open Subtitles | تبدو مثل الهند هو مرة أخرى على استعداد لأصغر رئيس وزرائها. |
| Onların hepsine sahip olabilmek için her şeyi yapmaya hazır mısın? | Open Subtitles | هل أنت على استعداد للقيام بكل ما يلزم لتحظي بكل ذلك؟ |
| Polis eskort konvoyu, tasdikleme bittiğinde yola çıkmak için hazır. | Open Subtitles | موكب حراسة الشرطة على استعداد للرحيل بمجرد أن يكتمل التحقق. |
| Ben işi sonuna kadar götürmeye hazırım. Sen ne kadar götüreceksin? | Open Subtitles | أنا على استعداد للذهاب لنهايه الطريق إلى أيّ مدى يمكنكِ الذهاب؟ |
| Söyleyecek bir şeyin varsa söyle. Çünkü şu anda tamamen hazırım. | Open Subtitles | اذا كان لديك ما تقولينه فانطقى به انا على استعداد لسماعه |
| Filistin'deki din kardeşlerimize elimizden ne gelirse yapmaya hazırız hocam. | Open Subtitles | نحن على استعداد لمساعدة الاخوة الفلسطينيين في أي وسيلة ممكنة. |
| Ama bu gece, bütün vatandaşlarımız, ...kanunların yanında ve kendilerini savunmaya hazırlar. | Open Subtitles | ولكن الليله, جميع مواطنينا في جانب القانون وعلى استعداد للمقاومه |
| Sen benden insanların asla yapmaya razı olmayacağı şeyleri yaptırmamı istiyorsun. | Open Subtitles | تريدني أن أجعل أشخاصاً يقومون بأمور ليسوا على استعداد للقيام بها |
| Devlet Kurumları, özel kurumlar ve güvenlik firmaları bilgileri hızla paylaşmaya gönüllü olmalı. | TED | يجب علينا جعل الحكومات والمؤسسات الخاصة والشركات الأمنية على استعداد لمشاركة المعلومات بسرعة. |
| Ama hazırlıklı olun. Çünkü bizi orada neyin beklediğini bilmiyoruz. | Open Subtitles | ولكن كونوا على استعداد لأننا لا ندري ماذا ينتظرنا هناك |
| Öldürmek için yeterince hazırsın, ama ölmeye hazır görünmüyorsun. | Open Subtitles | كنتم على استعداد للقتل يبدو انكم لستم على استعداد للموت |
| Artık bir medyum çağırmanın vakti gelmişti, istekli bir ruh, Binder'in özlediği ve sevdiği merhumlarıyla iletişime geçmesini sağlayabilirdi. | Open Subtitles | لتر وكان الوقت الآن ل جلب المتوسطة , روح على استعداد تسمح بيندر للتواصل مع الشعب الذي غاب وأحب. |
| Yani, köpek ne yapılması gerektiğini biliyordu ve en büyük fedakârlığı yapmaya hazırdı. | Open Subtitles | لذلك علم الكلب ما الذي عليه فعله وكان على استعداد لتقديم التضحية الكبرى |
| Kuralları çiğnemeye razıyım ve sana bildiğim her şeyi anlatmak istiyorum. | Open Subtitles | إنى على استعداد لكسر القانون ومستعد أن أقول لك كل شىء. |
| Bunu bekliyordum ve gerçeğimi anlatmak için bedelini ödemeye hazırdım. | TED | كنت أتوقع ذلك، وكنت على استعداد لدفع هذه التكلفة من أجل قول حقيقتي. |
| Asıl soru şu, gerçekten bu riski almak istiyor muyuz ? | TED | السؤال هو نحن على استعداد لهذه المخاطرة؟ |
| Eğer sorumluluğu kabul ediyorsanız, bu yöntem sizin için uygun olabilir. | Open Subtitles | إذا كنت على استعداد للتوقيع على التنازل أعتقد أنه بإمكاني مساعدتك |
| İyi komşular olmaya hazırlanın. | TED | كونوا على استعداد لتكونوا جيرانا جيدين. |