| Bana Bak, alarmı falan çalıştırmaya kalkarsan bir daha gözlerini açamazsın anladın mı? | Open Subtitles | اسمعي ان حاولتي ان تطلقي تنبيه او ماشابه ستموتين . هل تفهميني ؟ |
| Çok kötü şeyler geldi başına, ama Bak hala buradasın. | Open Subtitles | اسمعي ، أسوأ مايمكن أن يحصل لك قد حصل فعلاً |
| Pek değil. Bak, bir cep telefonu olmalı, değil mi? | Open Subtitles | ليس تماماً، اسمعي لا بد أنه معها هاتف خلوي، صحيح؟ |
| Pek değil. Bak, bir cep telefonu olmalı, değil mi? | Open Subtitles | ليس تماماً، اسمعي لا بد أنه معها هاتف خلوي، صحيح؟ |
| Bak, Beni dinle. Mezuniyet kutlaman için hazırlık yapamadığım için özür dilerim. | Open Subtitles | اسمعي , أنا آسف لأنني حقا لم أزيل كل المعيقات لأجل التخرج |
| Bak, Balinda, sadece Damon'a bakmak için geldim sonra buradan gideceğim. | Open Subtitles | اسمعي بليندا انا فقط جئت لأري ديمون ثم ساخرج من هنا |
| Bak. Yarın akşam iki katı sebze yiyeceksin, tamam mı? | Open Subtitles | اسمعي , سوف تأكلين ليلة الغد ضعف كمية الخضروات لليوم |
| Bak, kimseye borçlu falan değilsin ama şu an dışarıda kar fırtınası var. | Open Subtitles | حسنٌ, اسمعي. أنتٍ لا تدينين لأحدٍ بشيء، لكن ثمة عاصفةً ثلجية في الخارج، |
| Bak, Maddy, tatlım, dinle, o sadece seni korumaya çalışıyordu. | Open Subtitles | انظري يا جميلة، يا حلوة، اسمعي إنه فقط يهتم بك |
| Bak, sonra New York'a taşınırız. Hiç gittin mi oraya? | Open Subtitles | اسمعي ، سننتقل إلى نيويورك هل زرتيها من قبل ؟ |
| Sikeyim aynen öyle dedim, ve Bak sonra ne oldu. | Open Subtitles | أنتِ على حق، لقد قُلت كل هذا و اسمعي هذا |
| Bak, sen zor kısmı çözdün. Ne yapmak istediğini biliyorsun | Open Subtitles | اسمعي ، انتي قطعتي الشوط الأصعب تعرفي ما عليك فعله |
| Bak, sen kendi işini yaparken, ben de benimkini yapıyor olacağım. | Open Subtitles | اسمعي, ستكونين تؤدّين ما تبرعين فيه وأنا أؤدي ما أبرع فيه. |
| Bak, Ade, mmm aramızda biraz tuhaf bir şeyler olduğunu hissediyorum. | Open Subtitles | اسمعي إيــد ، آهــ أشعر أن الأشياء اصبحــت غير مرتبطـه بيننـا |
| Bak ne diyeceğim, ara sıra şabat yemeği için bize gelsene. | Open Subtitles | اسمعي, يتوجب عليك أن تأتي إلى بيتي لتتناولي وجبة يوم السبت |
| Bak, yemin ederim ki arkadaşınla hiçbir ilgim yok, tamam mı? | Open Subtitles | اسمعي, اقسم بالله لا شأن لي مع ضياع صديقتك, حسن ؟ |
| Bak, bence bu iyi bir fikir değil. Gitmem lazım. | Open Subtitles | ولكن, اسمعي أنا حقا لا أظن بأنه يجب علي الذهاب |
| Bak, ben, uh... sana birkaç kişisel soru sorabilir miyim? | Open Subtitles | اسمعي, هل أستطيع أن أسألك سؤالين شخصيين من عندي أنا؟ |
| Dinleyin, bugünlük dedikoduya katılamayacağım çünkü okumam gereken birçok kitap var. | Open Subtitles | اسمعي ، سوف اتخطى الخمر اليوم لان لدي الكثير من القراءة |
| Hey, dinle, 20 kilo aldım ve yapay popo yaptırdım. | Open Subtitles | اسمعي , وزني زاد 20 رطلاً و لديّ فخذ صناعي |
| Baksana, yarın puanlarımı daha iyi kullanacağıma söz verirsem bir ısırık alabilir miyim? | Open Subtitles | اسمعي إذا وعدت بأني سأوازن نقاطي بشكل أفضل غدا هل أحصل على قضمة؟ |
| Şimdi, diğer taraftan Ruh benim çığlıkları duymak Beni dinle | Open Subtitles | اسمعيني الآن ، اسمعي بكائي أيتها الروح من العالم الآخر |
| - Dinle. Çok fena hastaneye gitmemiz gerek. - tamam. | Open Subtitles | حسناً اسمعي يجب علينا الذهاب إلى المشفى فنحن بحالة مزرية |
| Hep daldan dala konduğumu biliyorum ama benim için doğru olan bu. | Open Subtitles | اسمعي ، أعلم أنني لم أعد مستقرة لكن هذا جيد بالنسبة لي |