"اسوء" - Translation from Arabic to Turkish

    • kötü
        
    • kötüsü
        
    • beter
        
    • kötüye
        
    • berbat
        
    • kötüsünü
        
    • kötüydü
        
    • kötüleşecek
        
    • kötüleştiriyor
        
    Eğer bugün sana olan en kötü şey buysa, kendini şanslı say. Open Subtitles لو كان هذا اسوء ما حصل لك اليوم ، فاعتبر نفسك محظوظ
    İnsanlığa dair güvenini kaybetmektense mutlu sona olan inancını kaybetmek daha kötü. Open Subtitles وبقدر ما يبدو فقدان الثقة بالانسانية سيئا فقدان ثقتك بالنهايات السعيدة اسوء
    Başına gelen kötü şeylerden biri senin ailenle bir araya gelmesidir. Open Subtitles اسوء شيء عملته انها اختلطت بعائلتك ترجمة خاصة لمنتدى العرب اليوم
    Daha kötüsü de olabilirdi. B.A., Cisco, hadi yapalım şu işi. Open Subtitles لا يمكن ان يكون اسوء بي ايه سيسكو، دعونا نفعل ذلك.
    O boktan hikâyemi anlatmayacağım Malcolm çünkü daima senden daha beter durumda biri vardır hayatı seninkinden daha çok mahvolan. Open Subtitles انظر, انا لن اتحدث عن قصتي السيئة يا مالكوم لأنه يوجد هناك داًما شخص بقصة اسوء حياة شخص مدمرة بسوء
    Beni buralarda bulundurmak çok da kötü bir fikir değilmiş sanırım. Open Subtitles اعني, اعتقد , ابقائي هنا لم تكن اسوء شيء تفكر به
    O halde bu ay geçirdiğin en kötü randevu bu değilmiş. Open Subtitles حسنا.اذا فأن هذا لم يكن حتى اسوء موعد لك هذا الشهر
    Ve annem bunun en kötü anlarımda bile beni, daima koruyacağını söylemişti. Open Subtitles و قالت لي امي انه سوف يحميني دائما حتى في اسوء الظروف
    "Kafeinli meyve sularından" sonra en kötü fikir olarak görüyor. Open Subtitles تقول انه اسوء فكرة منذ اختراع علب العصير مع الكافيين
    Yani diğer dillerde yazılan daha kötü kitaplar var diyorsun? Open Subtitles اذا هل هناك كتب اسوء قد كتبت بلغة أخرى ؟
    Eğer bugün başıma gelen en kötü şey buysa, kârlıyım demektir. Open Subtitles لو ان اسوء شيء حصل هو ما حصل اليوم فانا اقبل
    Sandığımdan kötü durumdasın. Seni destek alacağın bir yere götüreceğim. Open Subtitles يالهى , هذا اسوء مما اعتقدت سأخذك لتحصل على المساعدة
    Benden daha da kötü olabilirsin. Bunlardan elimizde daha çok var. Open Subtitles في الواقع ربما تكون اسوء مني لدينا الكثير من هذه كبداية
    Sen ne kötü bölüm biliyorum yaklaşık 200 yıl boyunca bir yaşam? Open Subtitles هل تعرف ما هو اسوء شئ في العيش لمدة حوالي مئتي عام
    o halde FBI, düşündüğümden daha kötü durumda demektir. İşte buradalar. Open Subtitles أذن اذا الأتحاد الفيدرالي اسوء مما كنت أعتقد ها هم هنا
    Yüzbaşını bulduğumda, ev sahibi ile oldukça sakin bir düzeyde bir konuşma yapıyordu, ev sahibi büyük ihtimalle hayatındaki en kötü gününü geçiriyordu. TED وعندما وصلت الى الكابتن كان يتحادث بصورة جدلية مع صاحبة المنزل والتي كانت تواجه لا محالة اسوء ايام حياتها
    Bunun yerine gördüğümüz bir başkaldırıdan çok daha kötü. TED وبدلا من هذا .. نرى أموراً اسوء شيء اسوء بكثير من الثورة
    Üzgünüm. Burnumda. Bu en kötüsü. Open Subtitles انا آسف ، انها انفي ، انها اسوء ، هاك ، خذ المنشفة
    Taş kesilmiş bir bahçede birlikte gömülmüş iki tabut gibi... beraberce geçirdiğimiz bu günler... ölümden de beter. Open Subtitles في هذه الايام اسوء من الموت, اننا نعيش جنبا إلى جنب ككفنان مدفونان سوية في حديقة موحشة
    O askerleri göndermeleri, kötü bir fikirdi, ama karşılık vererek işleri kötüye götürme. Open Subtitles ارسال هؤلاء الجنود كان فكره سيئه ولكن لا تجعل الامور اسوء بالانتقام
    berbat bir yer. Hayır, hayır. Daha da kötü. Open Subtitles انها قصه طويله , لا لا انها اسوء من ذالك
    Liam Monroe ona daha kötüsünü söylüyor. Bu arada, orada iyi iş çıkardınız. Open Subtitles ليام يطلق عليه الفاظ اسوء عمل جيد على العموم
    Ama senin var olmadığın dünya şu anda içinde bulunduğumuzdan iyiydi ya da kötüydü diyemeyiz ki. Open Subtitles لكن العالم بدونِك لم يكن بالطبع أفضل او اسوء عن الذي نسكّن فيه بالفعل
    Hastalığı kötüleşecek ve saklamakta zorlanacak. Open Subtitles وسواسه القهري سوف يصبح اسوء و لن يتمكن من اخفائه
    İnan bana, bu gerçeği saklamak, sadece işleri daha da kötüleştiriyor. Open Subtitles ثقي بي , تجاهل هذه الحقيقة, انه فقط... يجعل الامور اسوء

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more