"اعطيت" - Translation from Arabic to Turkish

    • verdim
        
    • verdin
        
    • vermiştim
        
    • verdiniz
        
    • vermiş
        
    • verilen
        
    • 'e
        
    • verildi
        
    • verirsen
        
    • vermişsin
        
    • 'a
        
    • verdiğim
        
    Buraya geldiğimde belboylardan birine bardağım her boşaldığında doldurması için yirmi dolar verdim. Open Subtitles عندما وصلت هنا اعطيت مندوب الخدمات 20 دولار لملئه كلما اصبح فارغا انظر
    Bilgin olsun, bir çok kişiye ikinci bir şans verdim. Open Subtitles ولمعلوماتك لقد اعطيت الكثير من الأشخاص فرصاً ثانية مثل من؟
    Erkek arkadaşına Çıplak Mil için sorumsuzluk izni mi verdin? Open Subtitles هل اعطيت صديقك إذن مفتوح للخطيئة في سباق المسافة العارية؟
    Oyun alanı işi için Paul'e para mı verdin? Open Subtitles هل اعطيت بول بعض النقود بصفقة الملعب تلك؟
    - Bir söz vermiştim ya da kader diyelim. Open Subtitles لأنى اعطيت وعدا أو لربما هو قدر. هناك عرضا كبيرا اليوم
    Hiç durmayacak diye emir verdiniz. Open Subtitles لقد اعطيت اوامرك بعدم ايقاف الساعة ابدا.
    Çocukların zorluklarla ve sorunlarla nasıl başa çıktıklarını görmek istedim. Bunun için, 10 yaşındaki çocuklara onların çözebilmeleri için biraz daha zor olan sorular verdim. TED أردت أن أرى كيف يتعامل الاطفال مع التحديات و المصاعب، لذا اعطيت أطفال بعمر عشر سنين مشاكل كانت صعبة عليهم قليلا.
    Dinle, Cooney. Costa'ya söz verdim. Open Subtitles الان , اسمع , كونى انا اعطيت كوستا كلمتى
    Her birine hazinenin yerini gösteren bir plan verdim. Open Subtitles و اعطيت الخطه لكليهما عارضا لهم موقع الكنز
    STAR Laboratuar'ına Dr. Platt'ın raporunu verdim. Open Subtitles لذا, لقد اعطيت لمعامل ستار تقرير دكتور بلات.
    2 hafta önceden haber verdim, bir beden ve 50 papel aldım, ve kendi kaderimi çizmek için dünyaya geldim. Open Subtitles اعطيت اسبوعين واصبحت جسدا ب50 دولار واصبح مبعوثا الى العالم لجمع ثروتى
    Benim için çalışanlara kırkıncı hesaplarını verdim. Open Subtitles لقد اعطيت كل رجل من رجالى الأربعين حساب الخاص بى هيا
    Hadisene oğlum, Bu yumurta için Almanlara ne verdin? Open Subtitles قل لنا يا ملك التبادل ماذا اعطيت الالمان ليعطوك البيضه ؟
    Orada değildin. Emri walkie-talkie aracılığıyla verdin. Open Subtitles لم تكوني هناك ولكن اعطيت الأمر عبر وسيط لجهاز راديو
    Aynı sevecenlikle oğlunun havarilerine yandaşlar verdin... imanı öğrenmeye yardım için, dünyaya İncili vaaz ettiler. Open Subtitles بنفس الرعايه المحبه اعطيت رفقة لأصحاب ابنك ليساعدوا في تعليم الايمان لقد وعظوا الانجيل للعالم كله
    Çünkü Ben şimdi sizin kalmanızı istiyorum. -Sen, 55 yıldır unuttuğum savaşma azmini verdin. Open Subtitles لقد اعطيت رجل بسن 55 سنه سبباً ليحارب مجدداً
    Sarah'ya kırmızı taşlı bir Latnok yüzüğü vermiştim. Open Subtitles لقد اعطيت ساره خاتم لاتنوك بتلك الحجاره الحمراء
    Artık ne yaptıysanız, ARANA'lılara sinyal verdiniz ve sonuç bu oldu. Open Subtitles انت اعطيت الاشارة لرجال ارانا و كانت هذه النتيجة
    Saçma olan ne biliyormusun, telefon numaramızı annene vermiş olman. Open Subtitles اتعلم ماهو السخيف انك اعطيت امك رقم هاتفنا
    Eline öğrenci kızların fotoğrafı verilen ve içlerinden en sevimlisini seçmesi istenen normal bir erkek aralarından en çekicisini seçmeyecektir. Open Subtitles لو اعطيت رجلاً عادياً مجموعة من الصور لتلميذات وطلبت منه أن يختار أكثرهن حبوراً بالنسبة له
    Katil olduğunu söyleyenleri ayıklamak için basına yanlış bilgi verildi. Open Subtitles معلومات خاطئة اعطيت للصحافة لتسكت عن هؤلاء الذين قالوا بانهم امسكوا القاتل
    Ona istediğini verirsen, büyük ihtimalle ikinizi de hemen öldürecektir. Open Subtitles اذا اعطيت برينن مايريد الفرصه بأنه سيقتلكما
    JV beysbol kazağımı bir süper kahramana vermişsin! Open Subtitles انك اعطيت بلوزتي الخاصة بكرة القاعدة لبطل خارق
    Brian Shepard'a 2 buçuk yılını verdim ve bunu kanıtlayabilecek faturalarım var. Open Subtitles لقد اعطيت براين شيبرد سنتين ونصف من حياتي والآن لدي فواتير قانونية لأثبت بها ذلك
    Ona kötü bir iş referansı verdiğim için mi beni dava ediyor? Open Subtitles هو يقاضيني لأنه اعطيت توصية عمل سيئة له ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more