Ve bu çok garip çünkü özel isimler en kötüsü. | TED | وهذا غريب جدًا، لأن أسماء الأعلام هي الأسوأ على الإطلاق |
Hepsinden daha kötüsü ise, Essex'li Paula Millstone Jennings'in yazdıklarıdır. | Open Subtitles | الشاعرة الأسوأ على الإطلاق كانت بولا ميلستون جينينكس من ساسكس |
Cadılar Bayramı en kötüsüdür. Noel'den sonra. Bir de doğum günleri var. | Open Subtitles | عيد القديسين هو الأسوأ باستثناء عيد الميلاد وأعياد ميلادهم |
Bilmelisiniz ki, diğer yönetimler daha da kötülerini yapmıştı. | Open Subtitles | فلأخبرك شيئا ، الإدارات الأخرى كانوا ينوون الأسوأ بكثير |
Büyük olay. Şu anda ölmekten daha beter durumda. Tam bir bok parçası! | Open Subtitles | الشيء الأهم و الأسوأ من أنه مات الآن هو تلك المسرحية اللعينة |
Benim olan o altından miğferi derhal teslim etmezsen başına daha beteri geçecek. | Open Subtitles | ...سيلمسك الأسوأ إلا إن سلّمت فوراً تلك الخوذة الذهبية التي لي حق فيها |
Eve eli boş gelmek beni çok üzdü ama benim hiç çaba göstermediğimi düşünmen daha da kötüydü. | Open Subtitles | وشعرت بخيبة أمل بالدخول للمنزل بدونها ولكن الأسوأ كان إعتقادكِ أنني لم أُحاول |
Zorlu bir herifti. en kötüsünden. Kaya'da on yıl kadar çalıştı. | Open Subtitles | كان الأسوأ بينهم، ولقد عمل في سجن الجزيرة طيلة 10 سنوات. |
İyiye giden çok az, kötüye gidense bir sürü değişim var. | TED | كانت هناك تغييرات قليلة نحو الأفضل والكثير من التغييرات نحو الأسوأ. |
Aynı zamanda dünyadaki en kötü anne adayı ölüm oranlarından birine sahip. | TED | ولكن لديها أيضا واحدة من الأسوأ معدلات الوفيات أثناء الحمل في العالم. |
Onun için en kötüsünü dilediğim anlar olduğunu inkar etmeyeceğim. | Open Subtitles | انا لا اُنكر, انه كانت هناك لحظات, تمنيت الأسوأ لها, |
Biraz burada, biraz orada ve en kötüsünü aklına getirmekten sakın. | Open Subtitles | قليل من هنا , وقليل من هناك وتجنبي التفكير في الأسوأ |
Çünkü suikastçı kaçar ya da daha kötüsü yakalanırsa, diğerlerini de ele verebilirdi. | Open Subtitles | لأنه إن هرب مُطلق النار أو الأسوأ وتم القبض عليه، سيقوم بتوريط الاَخرين |
daha kötüsü devlet tarafından bizi hastalandırmak için gönderilmiş Olabilir. | Open Subtitles | أو الأسوأ ،أرسل إلى هنا من طرف الحكومة ليصيبنا بالعدى |
Sona Hapishanesi bulunabileceğiniz olası tüm hapishaneler arasında en kötüsüdür. | Open Subtitles | و سجن سونا هو الأسوأ من بين جميع السجون التي يمكنك أن تكون بها يوماً. |
Aklına gelmiş en kötü fikir, kötülerini görmüştüm hem de. | Open Subtitles | هذه الفكرة الأسوأ التى قد فكرت بها من قبل ، لقد رأيت بعض الأفكار السيئة الأخرى |
Hangisi daha beter anlamış değilim: Vampirler mi banka mı? | Open Subtitles | ،لا أعرف من هو الأسوأ مصاصو الدماء أو المصرف |
Bundan daha beteri her şeyi boşveren bir çocuğu öldürmek olur. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الأسوأ منه هو أن تحصل على ميدالية شجاعة لقتل الأطفال المساكين ارادوا الاستسلام |
İnan bana, şimdi yine iyi. Eskiden daha kötüydü. | Open Subtitles | صدقيني, إنها تنفق جيداً لكن تختار الأسوأ دائماً |
Zorlu bir herifti. en kötüsünden. Kaya'da on yıl kadar çalıştı. | Open Subtitles | كان الأسوأ بينهم، ولقد عمل في سجن الجزيرة طيلة 10 سنوات. |
Ama dünyanın ne zaman değiştiğini görsem, bu hep kötüye doğru oluyor. | Open Subtitles | لكن في كلّ مرة رأيتُ هذا العالم يتغير كانت دائمًا نحو الأسوأ. |
Bu kesinlikle bugüne dek gördüğüm en Berbat korsan. | Open Subtitles | بدون شك هو القرصان الأسوأ الذي رأته عيناي |
Cibinliğinin altına bir karadul koydum. Dişiydi, en kötüleri onlardır. | Open Subtitles | وضعت أرملة عنكبوت أسود تحت ناموسيته , أنثى ، وهى الأسوأ |
O benim kankam değil. Ve daha kötüsün. Anlamıyorsun. | Open Subtitles | ليس صديقي، وأنت الأسوأ - لا تفهمين الأمر - |
Hadi, adamım, sen daha kötü durumlara düşmüşsündür. Ha ha ha! Hayır. hayır, bu en kötüsüydü. | Open Subtitles | يارجل لقد كنت في أسوأ حالاتك لا لا تلك كانت الأسوأ, لكم كنت عظيمه |
Biliyor musun, daha da kötüsü, ona çocuk istediğini söylemen. | Open Subtitles | وتعرف ما الأسوأ الذي قلته لها قولك برغبتك في الأطفال |
Hangisi daha kötü, bilmiyorum. O mu, şu lanet tamtamlar mı? | Open Subtitles | أنا لا أعرف ما هو الأسوأ هو أو تلك الطبول اللعينة |