"الأسوأ" - ترجمة من عربي إلى تركي

• en
• daha kötüsü
• kötüsüdür
• kötülerini
• beter
• beteri
• kötüydü
• kötüsünden
• kötüye
• Berbat
• kötüleri
• kötüsün
• kötüsüydü
• daha da kötüsü
• daha kötü

Ve bu çok garip çünkü özel isimler en kötüsü.
وهذا غريب جدًا، لأن أسماء الأعلام هي الأسوأ على الإطلاق

Hepsinden daha kötüsü ise, Essex'li Paula Millstone Jennings'in yazdıklarıdır.
الشاعرة الأسوأ على الإطلاق كانت بولا ميلستون جينينكس من ساسكس

Cadılar Bayramı en kötüsüdür. Noel'den sonra. Bir de doğum günleri var.
عيد القديسين هو الأسوأ باستثناء عيد الميلاد وأعياد ميلادهم

Bilmelisiniz ki, diğer yönetimler daha da kötülerini yapmıştı.
فلأخبرك شيئا ، الإدارات الأخرى كانوا ينوون الأسوأ بكثير

Büyük olay. Şu anda ölmekten daha beter durumda. Tam bir bok parçası!
الشيء الأهم و الأسوأ من أنه مات الآن هو تلك المسرحية اللعينة

Benim olan o altından miğferi derhal teslim etmezsen başına daha beteri geçecek.
...سيلمسك الأسوأ إلا إن سلّمت فوراً تلك الخوذة الذهبية التي لي حق فيها

Eve eli boş gelmek beni çok üzdü ama benim hiç çaba göstermediğimi düşünmen daha da kötüydü.
وشعرت بخيبة أمل بالدخول للمنزل بدونها ولكن الأسوأ كان إعتقادكِ أنني لم أُحاول

Zorlu bir herifti. en kötüsünden. Kaya'da on yıl kadar çalıştı.
كان الأسوأ بينهم، ولقد عمل في سجن الجزيرة طيلة 10 سنوات.

İyiye giden çok az, kötüye gidense bir sürü değişim var.
كانت هناك تغييرات قليلة نحو الأفضل والكثير من التغييرات نحو الأسوأ.

Aynı zamanda dünyadaki en kötü anne adayı ölüm oranlarından birine sahip.
ولكن لديها أيضا واحدة من الأسوأ معدلات الوفيات أثناء الحمل في العالم.

Onun için en kötüsünü dilediğim anlar olduğunu inkar etmeyeceğim.
انا لا اُنكر, انه كانت هناك لحظات, تمنيت الأسوأ لها,

Biraz burada, biraz orada ve en kötüsünü aklına getirmekten sakın.
قليل من هنا , وقليل من هناك وتجنبي التفكير في الأسوأ

Çünkü suikastçı kaçar ya da daha kötüsü yakalanırsa, diğerlerini de ele verebilirdi.
لأنه إن هرب مُطلق النار أو الأسوأ وتم القبض عليه، سيقوم بتوريط الاَخرين

daha kötüsü devlet tarafından bizi hastalandırmak için gönderilmiş Olabilir.
أو الأسوأ ،أرسل إلى هنا من طرف الحكومة ليصيبنا بالعدى

Sona Hapishanesi bulunabileceğiniz olası tüm hapishaneler arasında en kötüsüdür.
و سجن سونا هو الأسوأ من بين جميع السجون التي يمكنك أن تكون بها يوماً.

Aklına gelmiş en kötü fikir, kötülerini görmüştüm hem de.
هذه الفكرة الأسوأ التى قد فكرت بها من قبل ، لقد رأيت بعض الأفكار السيئة الأخرى

Hangisi daha beter anlamış değilim: Vampirler mi banka mı?
،لا أعرف من هو الأسوأ مصاصو الدماء أو المصرف

Bundan daha beteri her şeyi boşveren bir çocuğu öldürmek olur.
الشيء الوحيد الأسوأ منه هو أن تحصل على ميدالية شجاعة لقتل الأطفال المساكين ارادوا الاستسلام

İnan bana, şimdi yine iyi. Eskiden daha kötüydü.
صدقيني, إنها تنفق جيداً لكن تختار الأسوأ دائماً

Ama dünyanın ne zaman değiştiğini görsem, bu hep kötüye doğru oluyor.
لكن في كلّ مرة رأيتُ هذا العالم يتغير كانت دائمًا نحو الأسوأ.

Bu kesinlikle bugüne dek gördüğüm en Berbat korsan.
بدون شك هو القرصان الأسوأ الذي رأته عيناي

Cibinliğinin altına bir karadul koydum. Dişiydi, en kötüleri onlardır.
وضعت أرملة عنكبوت أسود تحت ناموسيته , أنثى ، وهى الأسوأ

O benim kankam değil. Ve daha kötüsün. Anlamıyorsun.
ليس صديقي، وأنت الأسوأ - لا تفهمين الأمر -

Hadi, adamım, sen daha kötü durumlara düşmüşsündür. Ha ha ha! Hayır. hayır, bu en kötüsüydü.
يارجل لقد كنت في أسوأ حالاتك لا لا تلك كانت الأسوأ, لكم كنت عظيمه

Biliyor musun, daha da kötüsü, ona çocuk istediğini söylemen.
وتعرف ما الأسوأ الذي قلته لها قولك برغبتك في الأطفال

Hangisi daha kötü, bilmiyorum. O mu, şu lanet tamtamlar mı?
أنا لا أعرف ما هو الأسوأ هو أو تلك الطبول اللعينة