Plastik kelepçeler de güzellik salonundaki güvenliği bağlamak içindi herhalde. | Open Subtitles | ورباط السحاب الذي إستخدمته لتقييد الحارس الأمني في المنتجع |
Ama binanın güvenliği bizi engelliyor. | Open Subtitles | لكن نظام المبنى الأمني يستمر بدفعنا للخارج |
Kasaba tüzüğüne göre seçimin güvenliği, en yüksek rütbeli polis memuruna düşer. | Open Subtitles | حسنا، حسب دستور البلدة ان حراسة التصويت على عاتق المسؤول الأمني الأعلى رتبة |
Bir gün, güvenlik görevlisinin, elini beton duvarda gezdirdiğini gördüm. | TED | في يوم ما، رأيت الحارس الأمني يمرر يده قبالة الجدار |
Tehlikeli olduğunu biliyordun. Bu yüzden onu güvenli bölgeye koymalıydın. | Open Subtitles | كنت تعلم أنه خطر, لهذا السبب وضعته في المركز الأمني |
An itibariyle bu hücreyi nasıl güvenliğe aldığınızı merak ediyorum. | Open Subtitles | الآن أنا فقط مهتم في إمكانية احتواء نظامك الأمني على هذه الزنزانة |
21 yaşına dek abisini kumarhanesinde güvenlikçi... | Open Subtitles | إعتاد العمل في المجال الأمني لكازينو أخيه |
İçerdeki adamım güvenliğin artırıldığını söyledi. | Open Subtitles | حسناً رجلي الذي بالداخل يقول أنهم سيقومون بتطوير النظام الأمني لديهم |
güvenliği geçince Ben ve ben tuvalete kadar gideceğiz. | Open Subtitles | حالما ننتهي من التفتيش الأمني. أنا وبن سنذهب إلى الحمام. |
güvenliği geçince Ben ve ben tuvalete kadar gideceğiz. | Open Subtitles | حالما ننتهي من التفتيش الأمني. أنا وبن سنذهب إلى الحمام. |
Saat 7'de bilgisayarcı elemanımız sisteme girip güvenliği yeniden başlattı. | Open Subtitles | كنا بالسابعه مساء و فني الحاسوب و ضع النظام الأمني على تصميم جديد |
Çünkü konsolosluğun ön kapısını açarsak bina güvenliği durumdan haberdar olur. | Open Subtitles | لأنه لو دخلت من بوابة القنصلية سوف ينتبه الحرس الأمني |
güvenliği sağlamak için haber vermeden kontroller yaparız. | Open Subtitles | إننا نُقيم عمليّات تفتيش عشوائيّة لتقييم الوضع الأمني. |
Kısacası, şansı yaver gitti ve güvenliği atlatıp, İtalyan olmanın verdiği büyük dezavantaja rağmen sonunda başardı. | Open Subtitles | ، باختصار ، من خلال : الحظ المكر ، التراخي الأمني و ضعف الإيطاليون الرهيب ، نجح فعلاً |
Personeli, güvenliği toparlayın. Herkesi dışarıya istiyorum.. | Open Subtitles | أوقفوا النظام الأمني أريد ان يرحل الجميع |
Dikkatlerini dağıttıktan sonra büyükelçi ve güvenliği geri göndermek senin görevin. | Open Subtitles | هدفكِ هو تشتيت السفير وفريقه الأمني وتجعلينهم يعودون إلي السفارة |
Ana giriş şuradaki caddeye açılıyor. güvenlik en alt seviyede. | Open Subtitles | المدخل الأمامي يفتح لواجهة الشارع هنا ، التواجد الأمني قليل |
Evet ama ilginçtir güvenlik kameraları kayıtları farklı bir şey gösteriyor. | Open Subtitles | أجل، بإستثناء ما إتّضح للتو، ذلك ليس ما يُظهره الشريط الأمني. |
Zaten güvenli olmasının ana kuralı belirsiz zamanlarda yapılmasıdır. | Open Subtitles | لا بدّ أن تكون غير متوقعة هذا هو المبدأ الأساسي للمسح الأمني |
O zaman sen de bana güvenliğe yardım ettiğim için teşekkür edersin. | Open Subtitles | إذا عليكِ أن تشكريني لمساعدتك مع موضوعك الأمني. |
Green valley çiftliğindeki güvenlikçi, APB listesine bakan kişi. | Open Subtitles | " الحارس الأمني وعامل الساحة لـ " غرين فالي لم يهتم بتحقق قائمة التعميمات |
Buradaki güvenliğin biraz gevşek olduğunu belirttim sadece. | Open Subtitles | لقد أشرت لها ببساطة أن الوضع الأمني بالأنحاء مُهتريء قليلًا |