| California'ya taşınmak, isim yapmak ve sonra neticede kendi işime başlamak. | Open Subtitles | الإنتقال لكاليفورنيا و بناء إسمي وبعدها أقوم بأعمالي الخاصة في النهاية |
| taşınmak hoşuma gitmiyor olabilir hoşuma giden bir şeyi varsa o da senin kendini beğenmiş suratından uzak olacağım. | Open Subtitles | وربما لا أحب الإنتقال لكن الشيء الوحيد الذي أحبه بشأن هذا هو أنني سأكون بعيدة عن وجهك الشبيه بالفأر |
| Kaydımı yaptıracağım. Ailem buraya taşınmayı düşünüyor. | Open Subtitles | أتفقد المكان فقط عائلتي تفكر في الإنتقال قريباً إلي هنا |
| Sonunda, Taşınma günü geldi. Tüm aileyi saran bir umut ve heyecan vardı. | Open Subtitles | و إخيرا الإنتقال و هناك شعور من الأمل و الحماس في العائلة كلها |
| Bir gezegenden bir diğerine taşınmak inanılmaz derecede zordur. | TED | إنه من الصعوبة بمكان الإنتقال من كوكب لآخر |
| taşınmak mı istiyorsun, taşın! Beni bunun dışında bırak. | Open Subtitles | إذا أردتى الإنتقال فأفعلى و لكن دعينى خارج هذا |
| Şimdi buradan neden taşınmak istediğimi anlıyor musunuz? | Open Subtitles | هل فهمت الآن لماذا عليّ الإنتقال من هنا؟ |
| Çünkü seni tanıyorum: buraya taşınmak isterdin. | Open Subtitles | لأنني أعرفك جيدا كنتَ لتريد الإنتقال للعيش معي |
| Florida'ya taşınmak istemiyorlardı ama 60'lı yaşlardaydılar ve bu bir kanun. | Open Subtitles | لم يريدا الإنتقال إلى هناك ولكنهما في الـ60 من العمر، وهذا هو القانون |
| Hala anlamıyorum. Neden ailenin yanına taşınmak istiyorsun? | Open Subtitles | ما زلت لا أفهم، لماذا تريد الإنتقال للعيش مع أبويك؟ |
| Olanlardan sonra taşınmayı istedim. | Open Subtitles | ـ أردت الإنتقال بعد ذاك كله ـ و لكني لم أرغب |
| Demek koca evden taşınmayı, kadın da satın almayı reddedince böyle oluyor. | Open Subtitles | إذاً هذا ما يحدث عندما يرفض الزوج الإنتقال وترفض الزوجة التخلي |
| Ufak bir şey. Taşınma hediyesi. | Open Subtitles | فقط هدية صَغيرة بمناسبة الإنتقال الي هنا |
| Üzerinde çok düşündüm. Ve Seattle'a taşınmaya karar verdim. | Open Subtitles | فكرت بالأمر كثيراً وقررت الإنتقال إلى سياتل |
| Ama burada bu çizgiler boyutlar arası geçiş sınırlarını gösteriyor. | Open Subtitles | لكن هنا بالأسفل، هذه الخطوط تدلّ على تعيين حدود الإنتقال. |
| Ee, onun evine taşınıp taşınmayacağına karar verdin mi? | Open Subtitles | إذاً، هل قرّرتِ سواء الإنتقال معه أو لا؟ |
| Bu iş dairemden taşınmamı benim için daha da zorlaştıracak. | Open Subtitles | بيتي، انا اسف انه فقط سيصعب علي الإنتقال من شقتي |
| New York'a taşınmamız, bu işi almamız, buraya taşınmamız Doranlarla tanışmamız. | Open Subtitles | الإنتقاللنيويورك، الحصول على هذه الوظيفة ، الإنتقال هنا مقابلة آل "دوران" |
| En önemlisi devam etmeni sağlayacak ve karanlık maddeyi öğretebileceksin. | Open Subtitles | أنظر، الأكثر أهمية، هذا سيمكنك من الإنتقال لدراسة المادة الداكنة. |
| Malikanenin anahtarı. Benim yanıma taşınmanı istiyorum. | Open Subtitles | إنه مفتاح للقصر، أريد منك الإنتقال للعيش معي |
| Ama ikinci çocuk yoldayken, Joe taşınmanın zamanının geldiğini düşündü. | Open Subtitles | لكن مع الثاني في الطريق .. جو فكر في الإنتقال |
| Gelmek istersen, evsiz bir ailenin taşınmasına yardım edeceğim... | Open Subtitles | سأقوم بمساعدة عائلة بلا مأوى في الإنتقال .إذاكنتِتريدينفعلذلك،لذا. |
| Annenle ben gençken Kanada'ya gitmek istiyorduk ama hiç gitmedik. | Open Subtitles | عندما كنت أنا وأمك شبابا، كنا نريد الإنتقال لكندا، ولكننا لم نفعل. |
| Belki önceleri bu kadar net değildim. Sana taşınabilir miyim? | Open Subtitles | ربما لم أكن واضحة المرة السابقة هل يمكنني الإنتقال معك؟ |
| Bence Beverly Hills'e taşınmalıyız. | Open Subtitles | أظن أنه يجب علينا الإنتقال إلي بيفيرلي هيلز |