İnsan ilişkilerini, çıkar ilişkisi olarak düşünürsek bu bize çok rahatsız edici gelecektir. | TED | وعندما نفكر بالعلاقات البشرية في طريقة المعاملات في الاساس غير مريحة لنا كـبشر |
Ve birçok altyapı şeyleri var ve genel insan kaynakları orada. | TED | و هناك العديد من عوامل البنية التحتية و الموارد البشرية العامة. |
İlaç testlerini insan hücreleri kullanarak yapabilmenin kapılarını aralıyor ve yakın dönemde bunun rutin bir yöntem olacağını umuyorum. | TED | وهذا يتيح القدرة، والتي من المأمول أن تصبح شيء روتينياً في وقت قريب، على استخدام الخلايا البشرية لاختبار الأدوية. |
Böyle bir tanrı insanlığın yüce ideallerine kıyasla ahlaken daha aşağıda olurdu. | TED | فمثل هذا الرب سيكون من الناحية الخلقية أدنى من المثل العليا البشرية. |
İnsanlık tarihinde ne zaman bir kişi için 100 milyonu soymak mümkün olmuştur? | TED | في تاريخ البشرية لم يكن من الممكن أبدا لشخص أن يسرق 100 مليون؟ |
Seni ve adamlarını serbest bıraktım çünkü insanlığı kendinden kurtaracağınızı düşünmüştüm. | Open Subtitles | ساعدت بتحرير رجالك من تلك الكُريّة لأنّي أملت أن تساعدوا البشرية. |
İlki, saygınlığın insan ruhu için zenginlikten daha önemli olduğuydu. | TED | الأول هو أن الكرامة أكثر أهميةً للنفس البشرية من الثروة. |
orta sınıf insan tarihinde eşi görülmemiş bir hız ve ölçekte genişliyor. | TED | الطبقة الوسطى تتزايد بسرعة وبمدى لم يسبق لهما مثيل في تاريخ البشرية. |
Kök hücre kullanabiliriz ve özellikle insan kök hücreleri kullanabiliriz. | TED | يمكننا إستخدام الخلايا الجذعية، وبالأخص يمكننا استخدام الخلايا الجذعية البشرية. |
Laboratuvarım bunu ilk fark ettiğinde, insan dışındaki primatları araştırıyorduk. | TED | أخذ مختبري هذا الانطباع عندما كنا ندرس الرئيسيات غير البشرية. |
Aynı sözlü tarihte, Bonica, acının en karmaşık insan deneyimi olduğunu iddia etti. | TED | وفي نفس التاريخ المُقال وضح بونيكا أن الألم هو التجربة البشرية الأكثر تعقيدًا |
Metaforlar hep bizim insan yaşamlarımız ve duygularımızla ilgili olmaz. | TED | الصورة المجازية ليست حكراً فقط على الحياة البشرية و المشاعر، |
Dalış insan olasılığının sınırlarına yakın bir yolculuktur, bilinmeyene bir yolculuk. | TED | هذا الغطس، هو سفر إلى نهاية الحدود البشرية. سفر نحو المجهول. |
Neredeyse, doğası gereği bu, insan tarihinde gerçekleşen en kötü şey. | TED | تقريباً بالتعريف، هذا أسوأ شيء يمكن أن يحصل في تاريخ البشرية. |
Çaktırmayın ama karşılaştığınız zorluklar insanlığın yaşadığı en büyük zorluklardır. | Open Subtitles | ممن واجهوا التحديات التي واجهتكم هم أعظم من عرفتهم البشرية |
İ.Y.S.D.'nin olmasına izin verirsen yaratacağın tek şey insanlığın neslinin tükenişi olur. | Open Subtitles | إن سمحتي لهذا الحدث بالوقوع فالشيء الوحيد الذي ستصنعيه هو انقراض البشرية |
Artık insanlık teşhis koymada ve çoğunun tedavisinde büyük bir gelişmeler katetti. | TED | أحرزت البشرية الآن تقدمًا هائلًا في تشخيص العديد من هذه الأمراض ومعالجتها. |
Mavi yüzgeçli Tunalar tüm insanlık tarihi boyunca insanlardan saygı görmüştür. | TED | الآن زرقاء الزعانف يتم تبجيلها بواسطة الانسان عبر تاريخ البشرية كله |
Ben insanlığı yok olmakdan kurtardım. Düzeni yeniden kurmak zorundaydım. | Open Subtitles | نحاول ان نستعيد البشرية من الضياع نحاول ان نعيد النظام |
Daha yeni, insanoğlunun sırlarını barındıran bir topluluğun içinden geldim. | TED | انا عائدة من مجتمع يحمل في طياته سر نجاة البشرية |
Sadece bunu insanoğlu için büyük bir adım olarak düşünün. | Open Subtitles | فقط فكّروا بالأمر على أنه حمّالة ضخمة من أجل البشرية |
Ne yaparlarsa yapsınlar, Dünya'nın direnci insanın verdiği zararları kısa sürede düzeltebiliyordu. | TED | أياً كان ما استطاعوا فعله، فإن مرونة الأرض ستشفي الأنشطة البشرية قريباً. |
Ancak insanlığa sağladığı bu faydaların kendisi için ağır bedelleri olmuştur. | TED | ولكن هذه المنافع العائدة على البشرية تكلفت الكثير على المستوى الشخصي. |
Bunu biz insanların işlevsel tasarımlı kapı girişleri ile kıyaslamanızı tavsiye ederim. | Open Subtitles | أقترح أن تقارن طبيعته مع واحد من الأبواب البشرية ذات التصميم العملي |
Sonra da tüm insanlar devlerin varlığından haberdar olup,başımıza üşüşeceklerdi. | Open Subtitles | و كل الكائنات البشرية كانوا سيبحثون عن العملاق الذي رأيتيه |
Bir yılan yakalamanın tek insani yolu yılan tuzağı kullanmaktır. | Open Subtitles | إنَّ الطريقة البشرية الوحيدة لإحتجاز الأفعى هي بإستخدام فخ الأفاعي |
Genellikle sol insan doğasının iyi olduğuna inanıyor, insanları bir araya getirin, duvarları yıkın ve her şey yolunda olacak. | TED | ولذلك يعتقدُ اليساريون عامةً أن الطبيعة البشرية هي جيدة: تجمعُ الناس معًا وتهدمُ الجدران وسيكون كل شيء على ما يرام. |
Fosil yakıtları öylesine hızlı tüketiyoruz ki insanoğluna ait uygarlığın son 10 bin yılda gelişmesini sağlayan Goldilocks koşullarını ortadan kaldırıyoruz. | TED | نحن نحرق الطاقة الأحفورية بنسقٍ يوحي بأنّنا نُعرِّض الظروف المعتدلة للإختلال و هي التي سمحت للحضارة البشرية بالإزدهارطوال 10,000 سنةٍ مضت. |
Günlerini yeni galaksileri keşfetmeye ve insanoğlunu küresel ısınmadan kurtarmaya çalışarak geçiren her birinize acıyorum. | TED | أشعرُ بالأسف حقًا لكل شخص منكم يقضي أيامه في استكشاف مجرات جديدة أو في إنقاذ البشرية من الاحترار العالمي. |
Söylenilenlere göre HydraTech zombi saldınını inkar ediyor ve araştırmalarıyla insanlara kolaylık sağlıyor. | Open Subtitles | نفى مسؤولون في شركة هيدرا الشائعات حول اختراق الزومبي في مركز أبحاثهم البشرية. |