| Bence gerçek tarz tasarım ve özgünlüğün kesişiminde yer alır. | TED | بالنسبة لي، تظهر الأناقة الحقيقية عند التقاء التصميم مع التفرّد. |
| Neler olup bittiğini sabah üçteki tasarım toplantısında tam anlamıyla görebiliriz. | TED | يمكنك ان ترى بالضبط ما حصل، 03:00 صباحا في جلسة التصميم. |
| 2008 yılıydı ve tasarım fakültesinde ilk yılımı henüz tamamlıyordum. | TED | إنها سنة 2008، وكنت أنهي سنتي الأولى في مدرسة التصميم. |
| Cape Town Üniversitesi'nde Sağlık Yeniliği ve tasarımı dersini veriyoruz. | TED | في جامعة كيب تاون، نقيم دورة تُدعى التصميم والإبداع الصحي. |
| tasarımın içeriklerinden tek bir tanesi olduğunu düşünmüyorum, ama büyük ihtimalle en önemlisi. | TED | والتي أعتقد أنها ليست المكون الوحيد في التصميم , لكنها ربما الأكثر أهمية. |
| Teknoloji, eğlence, ya da dizayn ve mimarlıkla uğraşıyorsanız, inovasyonlarınıza iklim çözümleri dahil edin. | TED | ادمجوا حلولا بيئية في كل إختراعاتكم ، سواء كنتم من مجال التكنلوجيا أو التسلية، أو مجتمع التصميم أو الهندسة المعمارية. |
| Bu materyal için bilinen iki kullanım iç tasarım ve multi-touch sistemlerdir. | TED | اثنين من التطبيقات المعروفة لهذه المادة تتضمن التصميم الداخلي وانظمة اللمس المتعدد |
| İyi tasarım ve halk gururunun birleşimi her yerde ihtiyacımız olan bir şey. | TED | إرتباط التصميم الجيد و الفخر و الإعتزاز هي شيئ نحتاجه في كل مكان. |
| Sonra kendime bir numaralı inancımı hatırlattım: tasarım dünyayı değiştirebilir. | TED | وبعدها ذكّرت نفسي بأولى قناعاتي: يستطيع التصميم الجرافيكي تغيير العالم. |
| tasarım bir şey ve öğrendik ki, hayata geçirmek başka bir şey. | TED | التصميم هو أمر مستقل بذاته، وتطبيقه، كما تعلمنا، هو أمر آخر تقريباً |
| Bundan dört yıl kadar önce burada tasarım ve mutluluğun ilişkileri hakkında konuşmuştum. | TED | كنت هنا منذ حوالي اربع سنوات , اتحدث عن علاقة فن التصميم بالسعادة. |
| İlk olarak, tasarımcılar tasarım öğelerini kolaylaştırmalı ve çevre dostu malzemelere odaklanmalıdır. | TED | أولًا، يتوجب على المصممين تبسيط عناصر التصميم والتركيز على مواد محبة للبيئة. |
| Onları nereye yapıştıracaksınız? Sadece çok fazla tasarım aracınız var. | TED | أين ستضعها؟ لا يوجد لديك الا البعض من أدوات التصميم. |
| Ve başarılı olmak için bir nevi tasarım yapmanız gerekir. | TED | انها مثل التصميم .. تحتاج الخطط لكي تنجح في طبختك |
| Eğer hapishane kıyafetlerimi görmek için çağırdıysan hala tasarım aşamasında. | Open Subtitles | إذا كنت تتصلين بشأن وشم السجن، فهي لازالت قيد التصميم |
| Satın aldığım düğme, tasarım ve stil olarak cinayet mahallinde bulunana çok benziyor. | Open Subtitles | حلق الكبك الذي إشتريت مماثل جداً في التصميم والأناقة إنعطف في مسرح الجريمة. |
| Bence bu çok güçlü. Ve bence bu odadaki hepimizde bu var, tasarımı ileri götürdükçe, sadece tek şey yapmak değil. | TED | و انا اعتقد اننا كلنا في هذ الغرفة و انتم تحركون التصميم الى الامام انه ليس فقط عن عمل شيء واحد |
| Zaman makinesinin temel tasarımı ve hemen hemen her açıdan bunları sınıyor. | Open Subtitles | التصميم الاساسي لألة الزمن. و تم فحصها من جميع الزوايا الممكنة تقريبا. |
| İşte bu küçük hikayenin hem kırsal bölgeler hem devlet eğitim sistemi ve hem de tasarımın geleceği için doğru yönde atılmış bir adım sayılacağını umuyoruz. | TED | و مع أن هذه قصة جدا صغيرة, نآمل أن تمثل خطوة في المسار الصحيح لمستقبل المجتمعات الريفية و لمستقبل التعليم الحكومي و نآمل لمستقبل التصميم أيضا. |
| Şimdi, bu projedeki oldukça özgün şey, sanat ve dizayn projelerinde kendi izole görevlerimizi de yürütmemizdir. | TED | الآن، شيء نموذجي جدًا بالنسبة لهذا المشروع هو أننا ننفذ مهمات العزل خاصتنا داخل مشاريع التصميم والفن هذه. |
| Fazladan yatak odası ve dekoru dışında tamamen aynı tasarıma sahip. | Open Subtitles | حسناً، إنّها نفس التصميم تماماً بإستثناء غرفة نوم إضافيّة وموضوع الديكور. |
| Ben değiştirdim... ve değiştirebildiysem, bu dizaynı değiştirebiliyorum. | Open Subtitles | و إذا أمكنني تخيله، يمكنني خداع التصميم أي تخيل ؟ |
| Sorun şu ki, tasarımla alakalı diğer birçok meslekte olduğu gibi biz de sadece belli türde tüketici ürünü sağlama fikrine takılmış durumdayız. Bence artık böyle olmaması gerekiyor. | TED | والمشكلة أنه، مثل الكثير من مهن التصميم لقد ركزنا اهتمامنا على فكرة اعطاء نوع معين من منتجات المستهلكين، وأنا لا أعتقد أن ذلك يجب أن يكون الحال بعد الآن. |
| Gerçekten de motosikletler hakkında heyecan verici şey şu: Mühendislik ve dizaynın mükemmel birleşimi. | TED | والمثير حقا في هذه الدراجة هي تكامل الهندسة مع التصميم |
| Orlando, Florida'da Epcot Center'daki bu su altı klavyesi insanların ve yunusların su altında birlikte çalışmaları ve bilgi alışverişi yapmaları için tasarlanmış olan en gelişmiş iki yönlü arayüzdür. | TED | هذه لوحة مفاتيح تحت الماء في أورلاندو بفلوريدا في مركز إبكوت، والذي كان بالواقع أكثر واجهات التصميم ذات الاتجاهين تطوُّراً حيث تسمح للبشر والدلافين بالعمل سويَّةً تحت الماء وبتبادل المعلومات |
| 60'ların ikinci yarısında, mimarlık okumak için Rhode Island tasarım Okuluna gittim | TED | حسنا لقد درست بكلية التصميم المعماري في جزيرة رودس في النصف الثاني من الستينات. |
| Yani bence onlar çok güzel örnekler keşif ve tasarımda denemeler için. | TED | لذلك، فهم مثال رائع، كما أعتقد، على الاكتشاف و التجريب في التصميم. |
| Böcekleri model olarak aldım, ...benzerliklerin yanısıra onlara çok basit programlar yükledim. | Open Subtitles | أستعمل الحشرات كنموذجي، ليس فقط في التصميم لكن بإعطائهم الأسهل لبرامج الحاسوب. |
| Bu tasarı güvenli değil. Milyonların ölümüne neden olabilir. | Open Subtitles | التصميم غير آمنٍ، ويمكن أن . يتسبب في موت الملايين |
| Kazanma azmi, hazırlanma azmi olmadan hiçbir işe yaramaz. | Open Subtitles | التصميم على الفوز لا يعني شيئاً دون التصميم على الإعداد. |
| Klasik bale eğitimi aldım ve mimari ve moda geçmişim var. | TED | لقد تدربت على رقص الباليه التقليدي ولدي خبرات في التصميم والأزياء. |