| ve 2002 Kasım ayında tanıştık ve şimdi Aicha nasıl geliştiğini anlatacak. | TED | وهكذا التقينا في نوفمبر 2002 و عائشة ستخبركم الان كيف كان ذلك |
| Birkaç ay önce Paris'te tanıştık... ve beraber iki harika gün geçirdik | Open Subtitles | التقينا في باريس قبل عدة اشهر وقضينا ثلاثة ايام موسيقية مع بعض |
| Anna ile Tijuana büromuzda birkaç hafta önce tanışmıştık, Mesika'da oğlu ve kendisinin öldürülmesinden korkuyordu. | TED | كنا قد التقينا آنا قبل أسابيع في مكتبنا في تيوانا، حيث عبرت عن خوفها من أنها وابنها سيقتلون في المكسيك. |
| -Neyi? İlk defa 25 yıl önce bugün tanışmıştık. | Open Subtitles | لقد مر خمسة وعشرون عاما منذ التقينا للمرة الأولى |
| tanıştığımız zaman yüzüne dokunmamı istemiştin böylece nasıl biri olduğunu anlayacaktım. | Open Subtitles | عندما التقينا أول مرة عرضت علي أن ألمس وجهك حتى أنمكن |
| Biz tanıştığımızda bir garajın üstünde berbat bir dairede oturuyordum. | Open Subtitles | أتعلم, عندما التقينا كنت أتعثر بتلك الشقة المقززة فوق المرآب |
| Binlerce, belki de milyonlarca insanla karşılaştık, hepsi de toplumsal değişime yatırım yapabilecekleri bir imkan istiyor. | TED | لقد التقينا الآلاف، وربما الملايين من الناس، الذين يريدون فرصة للاستثمار في التغيير الاجتماعي |
| Hayır, hayır. O şekilde olmadı. Aslında biz okulda o ders verirken tanıştık. | Open Subtitles | لا، لا، لا شيء من هذا القبيل لقد التقينا حقيقة لما قام بإلقاء |
| Evet, okula kaydımdan sonra tanıştık ama çok geçmeden askere gitti. | Open Subtitles | نعم، التقينا بعد دخولي للجامعة، ولكنكَ التحقتَ بالجيش بعد فترة وجيزة. |
| Radikalleşme sürecini anlamak için şiddet yanlısı grupların eski üyelerinden düzinecelerce kişiyle tanıştık. | TED | ولفهم عملية التطرف، التقينا عشرات الأعضاء السابقين من المجموعات المتطرفة المتشددة. |
| Bu çalışma süresinde Jumia'daki satıcılardan biriyle tanıştık. | TED | وخلال هذه الدراسة، التقينا بأحد التجار من جوميا. |
| Seçilmenizden sonra Carondelet Sokağı'nda tanışmıştık. | Open Subtitles | التقينا في شارع كارونديليت بعد انتخابكم .. وهنئتك |
| En son Starling City'e, arkadaşlarımı görmeye geldiğinde tanışmıştık. | Open Subtitles | التقينا آخر مرة كان في مدينة زرزور زيارة أصدقائي. |
| - tanışmıştık. O kadar da temiz değil. | Open Subtitles | لقد التقينا من قبل ولم تكن بهذا النقاء هشش |
| İlk tanıştığımız yere gidip, o süründüren şaraplardan bir kaç şişe götürelim mi? | Open Subtitles | و نأخذ زجاجتي نبيذ و نعود إلى المكان الذي التقينا فيه أول مرة |
| İlk tanıştığımız yere gidip, o süründüren şaraplardan bir kaç şişe götürelim mi? | Open Subtitles | و نأخذ زجاجتي نبيذ و نعود إلى المكان الذي التقينا فيه أول مرة |
| Lordum, sizinle ilk tanıştığımızda, ...bana büyük bir devlet adamı olmak istediğinizi söylemiştiniz. | Open Subtitles | سيدي عندما التقينا اول مرة قلت انك تتمنى ان تصبح رجل دولة مهم |
| Kamu sektöründe bu çeşit farklılıkları yapmaya istekli destekciler ile karşılaştık. | TED | لقد التقينا بطل في جميع أنحاء القطاع العام حريصة على جعل هذه الأنواع من الاختلافات. |
| tanışmış olabiliriz ama pek akılda kalıcı bir tipin yok. | Open Subtitles | من الممكن أننا التقينا لكن لا تتمتع بوجه جدير بالذكر |
| tanıştığımızı söylemeyin. Her şeyi duyarım. | Open Subtitles | ولا تندفع و تخبرها أننا قد التقينا ، إننى فى تورينو |
| O acı olay sırasında Nasse konutunda karşılaşmıştık. | Open Subtitles | لقد التقينا فى منزل ناسا وقت هذه المأساة الرهيبة |
| İlk Tanıştığımızdan beri sana özgü bir şey oldu bu. | Open Subtitles | كأن ذلك ما أنت عليه منذ أن التقينا أول مرة |
| Son karşılaştığımızda davranışım, pek de, | Open Subtitles | أترى, المرة السابقة التي التقينا فيها كان سلوكي |
| dediler. Böylece Aralık ayında Miami'de bir otel konferans odasında buluştuk. | TED | في ديسمبر التقينا في ميامي, في غرفة اجتماعات في احد الفنادق |
| Mama Jane ve Theresa gibi kişilerle karşılaştığımız yer olan Büyük Rift Vadisi boyunca 100 tane göz kliniği kurarak işe başladık. | TED | بدأنا بتجهيز مئة عيادة للعيون عبر وادي الصدع العظيم، حيث التقينا بأشخاص مثل ماما جاين وتيريزا. |
| Bir taşıyıcı anne ajansıyla görüştük ve, bize söylediği fiyatları duysan inanamazsın. | Open Subtitles | لقد التقينا بوكالة تأجير الأرحام و لا يمكنكِ أن تتصوري مدى تكاليفهم |
| Sizinle buluşmayı kabul etmemin tek sebebi annenizle Tanışıyor olmam. | Open Subtitles | هو أنني اعرف أمكِ , فقد التقينا في عدة مناسبات |
| Amsterdam'da bir araya geldiğinizde, Shalini senin dostun muydu? | Open Subtitles | عندما التقينا في أمستردام, شاليني كانت لا زالت صديقتك ؟ |