"التنبؤ" - Translation from Arabic to Turkish

    • tahmin
        
    • kehanet
        
    • solu
        
    • öngörülemez
        
    • tahmini
        
    • kehanette
        
    • kestirilemez
        
    • öngörülebilir
        
    • belli olmaz
        
    • tahmine
        
    • tahminde
        
    • öngörmek
        
    • belirsizdir
        
    • öngörüsünde
        
    • öngörebiliriz
        
    Bu bizi biraz saf ve çok, çok tahmin edilebilir yapıyor. TED ما يجعلنا سذجا شيئا ما، ويمكن التنبؤ بما نريد بسهولة جدا.
    Son zamanlarda benzer bir düzenin kendi bireysel hayatlarımızda da geçerli olduğu ortaya çıktı: kendimizdeki değişikliği tahmin edemiyoruz. TED وهناك بحث جديد رصد نمطًا مشابهًا لهذا في حياتنا الخاصة وهو أننا غير قادرين على التنبؤ بالتغير الذي سيصيبنا.
    Bu modelle idare yerinin neresi olması gerektiğini tahmin edebiliriz. TED وهكذا يمكننا حينها التنبؤ أين يجب أن تكون مواقع التحكم
    kehanet ve ilham verici bir biçimde kendini adama duygusu. Open Subtitles التنبؤ و القدره على الإلهام مع الورع الشديد
    Yani Sen kendini önceden tahmin edilebilir biri olarak düşünmüyorsun? Open Subtitles أنت لا تعتقد بأنك من النوع الذي يسهل التنبؤ به؟
    596 trilyon km uzaktaki bir gezegenin havasını tahmin etmek nasıl mümkün olabilir? Open Subtitles كيف يمكن التنبؤ بطقس على كوكب يبعد بمسافة 370 ترليون ميل عن الأرض
    Yani, uygun olmayan, tahmin edemediğin bir kadınla birlikte olmazsın, değil mi? Open Subtitles أنت لن تتعلق بامرأة لا تعقل و لا يمكن التنبؤ بتصرفاتها، صحيح؟
    AML. Löseminin bi şekli ve nasıl başlayacağını tahmin etmek güç, Open Subtitles انه شكل من اشكال سرطان الدم ولا يمكننى التنبؤ بما سيحدث
    Ama korkunun gücü, fazlasıyla tahmin edilemezdi. Yozlaşma riski çok yüksekti. Open Subtitles لكن قوّة الخوف لا يمكن التنبؤ بتباعياتها، واحتمال الفساد عظيم للغاية.
    Ama korkunun gücü, fazlasıyla tahmin edilemezdi. Yozlaşma riski çok yüksekti. Open Subtitles لكن قوّة الخوف لا يمكن التنبؤ بتباعياتها، واحتمال الفساد عظيم للغاية.
    Tüm bilgim ve müdahalelerime rağmen, seni asla tamamen önceden, tahmin edemiyorum. Open Subtitles على الرغم من كل معرفتي وتطفلي لم أستطع يوماً التنبؤ بأفعالك كليةً
    Vahşidirler, tahmin edilemezdirler her daim yeni bir av için bekleyiştedirler. Open Subtitles إنّها متوحشة، لا يمكن التنبؤ بها، دائماً تبحث عن فريسة جديدة.
    Basındaki açıklamalarınızdan anladığım kadarıyla bir gün bilim adamları depremleri önceden tahmin edebilecek. Open Subtitles أعلم إنّك أعلنت بإنه يوماً من الأيام سيكونوا العلماء قادرين على التنبؤ بالزلازل.
    Peki bir harf daha tahmin edin deseydim, hangi harfi söylerdiniz? TED الآن لو طلبت منك أن التنبؤ أحد بحرف آخر ماذا تعتقد أن يكون؟
    Öyleyse, bana bir şirketin, küçük bir şirketin, büyüklüğünü söylerseniz, Walmart'ın büyüklüğünü tahmin edebilirim. TED اذا قمتم بإخباري عن حجم بعض الشركات ,بعض الشركات الصغيرة لكان بالامكان التنبؤ عن حجم وول مارت
    Öyleyse, bunu 1994'te yapsaydım, şuan Walmart'ın ne durumda olacağını tahmin edebilirdim. TED لو وودت فعل ذلك عام 1994 لكنت قد استطعت التنبؤ عما سيصل اليه وول مارت الآن
    kehanet doğruysa, 7 gün içinde güneş tutulması olacak Open Subtitles أن التنبؤ حقيقي , سبعة أيام . الشمس ستُكسف بواسطة القمر الدموي
    - Bebeklerin sağı solu belli olmaz gitmesini istediğin yere doğru emeklemeyebilirler ve... Open Subtitles لكن الأطفال لايمكن التنبؤ بتصرفاتهم. ويحتمل ألا يزحفوا حيثما تريدهم أن يقوموا بذلك،
    Çünkü Güneş enerjisini oldukça öngörülemez yapan bir etken var: Bulut örtüsü. TED لأنه هناك عامل واحد يجعل الطاقة الشمسية صعبة التنبؤ بها: تغطية السحاب.
    Bilgisayar modellemesini hemen şimdi, metni tamamlayacak tahmini yapmada kullanabiliriz. TED ويمكننا استخدام نموذج الكمبيوتر الآن في محاولة لاستكمال هذا النص وجعل التنبؤ أفضل تخمين.
    tahmin, kanıt veya destek olmadan kehanette bulunmak demektir. Open Subtitles فالتخمين هو التنبؤ بالنتائج دون دليل واقعي أو ما يؤيده
    Bunun anlamı, sistem aniden bir bütün olarak bir davranış sergilemeye başlar ve bu davranış, sistemin bileşenlerine bakılarak anlaşılamaz veya kestirilemez. TED هذا يعني أن النظام ككل يبدأ فجأة في إظهار سلوك لا يمكن فهمه أو التنبؤ به من خلال النظر إلى مكونات النظام.
    Dünya ve diğer birçok nesnenin Güneş etrafında öngörülebilir rotaları vardır. Open Subtitles الأرض وبعض الأجسام الأُخري ترسم مسارات حول الشمس يمكن التنبؤ بها
    Sonuç Cyrus'ın olduğu kadar, Prentiss ve Reid'in hareketlerini tahmine de dayanıyor. Open Subtitles اعرفهم زيادة عن اللزوم النتيجة تعتمد على قدرتنا بقدر قدرتنا على التنبؤ بتحركات برينتيس و ريد و كذلك سايرس
    tahminde bulunmak her zaman zor, hele gelecek hakkında. TED دائماً ما يكون التنبؤ عن المستقبل صعباً
    Ama görenler ve kahinler bir listesini yaptık ve öngörmek mümkün olabilir herkes onu geri almak için mücadele etmek gerekir kim. Open Subtitles . لقد صنعت قائمة بالعرافين و الحكماء و أي أحد قد يكون قادراً على التنبؤ . من يجب أن نقاتل حتى نستعيده
    Vücudun iyileşme gücü belirsizdir. Open Subtitles في الحقيقة يصعب فعلاً الجزم فلا يمكن التنبؤ بقدرة الجسم على الشفاء
    Savaşın öngörüsünde; Open Subtitles التنبؤ بالحرب، سلسلة من النكسات ...
    Yatırımcılarının artacağını öngörebiliriz. Open Subtitles ونستطع التنبؤ بـ زيادة مُستثمريهم.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more