Her neyse, bu modanın geçmesiyle, Diplomatik ilişkilerde soğuk rüzgarlar esti. | Open Subtitles | على أية حال، الموضة بالاستراليين فشلت ..والمناخ الدبلوماسي أصبح متجمداً تماماً |
Gezegenler arası bir sorun yaratmadan önce, Diplomatik yolu denemeyi tercih ederim. | Open Subtitles | قبل أن نخاطر بحادثة بين الكواكب أودّ أن أحاول الطريق الدبلوماسي أولا |
Arka kanallardan iş çevirseydi, ve benim haberim bundan haberim olsaydı her tür Diplomatik konuşma genellikle gizli olur. | Open Subtitles | إن كان يعمل كقناة خلفية، و حتى إن كُنتُ أعلم، أي نوع من الإتصال الدبلوماسي عادتاً ما يكون سِري. |
Ben ve Bağımsız diplomat'taki çalışma arkadaşlarım, Güvenlik Konseyi'nin etrafından dolandık. | TED | حيث ذهبنا انا و زملائي في الدبلوماسي المستقل الى مجلس الامن |
diplomat topluluğunun kıdemli çalışanları için sakladığı hoş bir apartmanda. | Open Subtitles | في شقة جميلة تمنح من قبل السلك الدبلوماسي للعملاء المجتهدين |
Bu sabah Çinli bir diplomatın on yaşındaki kızını kaçırmışlar. | Open Subtitles | إبنة الدبلوماسي صيني بعمر 10 سنوات إختطف هذا الصباحِ وهم يريدونَك فى القضية |
Diplomatik bir seviyeden konuşmak ile politik seviyeden konuşmak arasında bir ayrım yapıyoruz. | TED | يمكننا التفريق بين الحديث على المستوى الدبلوماسي, والحديث من المستوى السياسي |
Onların ücretsiz izin dediği bu özel izni alabilir ve aslında hiçbir iş yapmadan, Diplomatik servisin bir parçası olarak kalabilirdim. | TED | إذ يمكنك أخذ إجازات غير مدفوعة الأجر، كما يسمونها، لكنك تبقى ضمن السلك الدبلوماسي ، دون أن تعمل بالضرورة. |
Birkaç yıl önce, Karin ve kocası Fredrik Diplomatik kariyer peşinde koşuyorlardı. | Open Subtitles | منذ عدة سنوات كانت كارين وزوجها يعملان بالسلك الدبلوماسي |
Beni bir süre önce peşine gönderdiğiniz Diplomatik güvenlik çantasını biliyorsunuz, değil mi? | Open Subtitles | أنت تعرف أن مربع الأمن الدبلوماسي / يا رفاق وضعني على حين يعود؟ |
Diplomatik konumunuzu korumak zorunda oluşunuzu anlıyorum ama daha fazla insan ölmeye başladı, efendim. | Open Subtitles | أنا أتفهم حاجتك لحماية موقعك الدبلوماسي, ولكن مزيد من الرجال يموتون يا سيدي. |
- Diplomatik heyet meşgul. | Open Subtitles | السلك الدبلوماسي مشغول بمفاوضات السيادة. |
Sorunu Diplomatik dille çözmek daha iyi olacaktır." | Open Subtitles | الأجدر حلّ القضية باستخدام الاسلوب الدبلوماسي |
Bu sonu gelmeyen hareketlilik, eğer son Diplomatik adımlar işe yaramazsa, | Open Subtitles | هذا النشاط المتواصل مجرد تذكير في حال تعثر الحل الدبلوماسي في اللحظة الاخيرة |
Diplomasiyi seviyorum. Kariyerim yok. Bütün hayatım boyunca diplomat olmayı, ülkeme hizmet etmeyi umdum. | TED | أحب الدبلوماسية. ليست لدي مهنة. توقعت أن أمضي حياتي في العمل الدبلوماسي ، في خدمة بلدي. |
21. yüzyılın siyaseti böyle. Ve bir açıdan, Bağımsız diplomat hepimizin yaşadığı bu parçalanmayı, bu değişimi somutlaştırıyor. | TED | هذه هي سياسة القرن 21 وبصورة ما .. الدبلوماسي المستقل يجسد هذا التجرؤ .. والتغير الذي يحدث لنا جميعاً |
Rabat elçiliğinde diplomat görüntüsünde çalışıyor. | Open Subtitles | هو تحت الغطاء الدبلوماسي في سفارة الرباط. |
Onu etkileyebilecek tek diplomat o. | Open Subtitles | إنه الدبلوماسي الوحيد الذى يمكنه التأثير عليه |
Çinli bir diplomatın 10 yaşındaki kızı bu sabah... kaçırılmış ve seni bu davada istiyorlar. | Open Subtitles | إبنة الدبلوماسي صيني بعمر 10 سنوات إختطف هذا الصباحِ وهم يريدونَك فى القضية |
sonra Binbaşı işe karıştı ve o sırada onunla konuşan diplomatın icabına baktı. | Open Subtitles | لذا الرائدة توجّب عليها قتل الدبلوماسي الذي كان سيأخذه، إنّه ذلك المُبرمج. |
Başına böyle kötü bir olay gelen şu diplomatı, ve mektubu dikte eden bayanı ziyaret edelim. | Open Subtitles | دعنا نزور هذا الدبلوماسي في هذه الحالة الشريرة والسيدة التي تُملي رسائله |
Ottowa'da Rus diplomata yapılan ölümcül vur-kaçı hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتذكر الدبلوماسي الروسي في الحادث المميت في (أوتاوا)؟ أعرف ماذا تقصدين |
Biz diplomatların o zekice müdahalelerinden sonra ülkeniz yine karmaşa içinde... | Open Subtitles | كل هذا التدخل الدبلوماسي الذكي قد انتهى و أمتكم الآن في حالة فوضى |