| Askerleri ABD ordusuyla savaştıktan sonra geri geldiklerinde veya birbirleriyle didiştiklerinde eminim ki kabile hayatına kolayca geri dönmüşlerdir. | TED | عندما عاد محاربوهم من قتال الجيش الأمريكي أو قتال بعضهم البعض أراهن أنهم إستطاعوا الرجوع لحياتهم الطبيعية بدون مشاكل. |
| - geri dönemeyiz Jesse. - Sana ne yapman gerektiğini söylemeyeceğim Cole. | Open Subtitles | لا يمكننا الرجوع إلي الوراء, جيسي لا أملي عليكم ما يجب فعلة |
| Karanlık çökmeden geri dönmek için geç kaldık, gece gitmek de çok tehlikeli. | Open Subtitles | من المتأخر جدا الرجوع قبل حلول الظلام ومن الخطر جدا الذهاب في الليل |
| Bu nedenle, hemen eve dönmem olanaksız. | Open Subtitles | إنه من المستحيل لي الرجوع إلى البيت الآن. |
| geri dönemeden 100 yıl uzak kalacaksın, beni özlesen bile. | Open Subtitles | أنت ستختفي لـ100 عام بدون أن تكوني قادرة على الرجوع |
| Ama seni uyarmam gerek, kırmızıyı yersen... geri dönüşü olmaz. | Open Subtitles | لكني احذرك , اذا اخترت الحمراء لا يمكنك الرجوع ابدا |
| Ama seni uyarmam gerek, kırmızıyı yersen... geri dönüşü olmaz. | Open Subtitles | لكني احذرك , اذا اخترت الحمراء لا يمكنك الرجوع ابدا |
| Önce elini politikadan çekiyorsun. Şimdi de geri dönmek istiyorsun. | Open Subtitles | إذاً اولاً غسلت يدك من السياسة والأن تريد الرجوع مجدداً |
| geri gitmenin bir yararı yok, parlak ışıklara alışsak iyi olacak. | Open Subtitles | الآن لا فائدة من الرجوع للوراء ربما نعتاد عل الأضواء الساطعة |
| Bu kadar yol geldikten sonra ellerim boş olarak geri dönmeyeceğim. | Open Subtitles | لا استطيع الرجوع فارغة اليدين بعد أن قطعت كل تلك الطريق |
| Hey, hemen şehre geri dönüp yarının gazetesine bununla ilgili bir şeyler yazmalıyım. | Open Subtitles | يجب علىٌ أن أسرع فى الرجوع للمدينه و أكتب عن هذا لجريدة الغد |
| Doğru kararı vereceğim, çünkü bir kere verildi mi, geri alınamaz. | Open Subtitles | و سأتخذ القرار المناسب لإن هذا القرار لا يمكن الرجوع فيه |
| Onu geri istiyordu, kızdan temelli olarak kurtulmak zorunda olduğunu anlamıştın. | Open Subtitles | اراد الرجوع لها و انتي ادركتي يجب ان تتخلصي منها للأبد |
| Doğru kararı vereceğim, çünkü bir kere verildi mi, geri alınamaz. | Open Subtitles | و سأتخذ القرار المناسب لإن هذا القرار لا يمكن الرجوع فيه |
| Çok üzgünüm ama tekrar işe dönmem gerekiyor. | Open Subtitles | أنا آسف جدا ، لكن علي الرجوع إلى العمل حقا. |
| Ancak başlangıç olarak 100 seneden fazla Geriye gitmemiz lazım. | TED | ولكن لنبدأ علينا الرجوع إلى أكثر من 100 سنة |
| Böylece tam anlamıyla bilim yapmaya geri dönmeye karar verdim ve iletişimi başkalarına bıraktım. | TED | لذا قررت الرجوع إلى الاشتغال بالعلم فقط وترك التواصل للآخرين. |
| Oraya geri dönmeyi düşünmüyorsun değil mi? | Open Subtitles | أنت لا تفكر حقا حول الرجوع إليه، أليس كذلك؟ |
| Scott'ın beş kişilik ekibi dönüş yolculuğunda hayatlarını kaybetti. | TED | فريق سكوت المكون من خمسة، ماتوا في رحلة الرجوع |
| Bir dahakine normale dönme garantin yok. | Open Subtitles | لن تضمني الرجوع لحالتك الطبيعية مرة أخرى في المرة القادمة |
| Kalmak zorunda değilsin. Yani, işe dönmen gerekiyorsa... | Open Subtitles | ليس عليك البقاء إن كان عليك الرجوع إلىالعمل |
| Bu şeyi yeniden ayarlayabilmem için Bölüm Beş'e geri dönmemiz gerek. | Open Subtitles | علينا الرجوع إلى القسم الخامس حتى أعيد معايرة هذا الشيء |
| Uzaylılar dönmeden geçide dönmeliyiz. | Open Subtitles | علينا الرجوع إلى البوابة قبل عودة المخلوقات الفضائية |
| Pantolon olmayınca buraya gelmek istemiyorum da ondan. | Open Subtitles | لأنني لا أريد الرجوع إلى هنا ألف مرة لتبديلهم. |
| Korsanların hapishaneye dönmesi anlamına geleceği için bence harika bir haber. | Open Subtitles | يتسنى لهم الرجوع للسجن و هذه أخبار عظيمة إنها أخبار غريبة |
| Arkadaşlarımdan geri dönmesini isteyip orta okuldaki çocuğun tekini almak utanç verici. | Open Subtitles | من المحرج ان أطلب من اصدقائي الرجوع لاحظار صبي ما في المدرسة الاعدادية |
| Mektubunu okudum. Seni seven bir ailen olduğunu biliyorum. Onlara dönmelisin. | Open Subtitles | قرأتُ رسالتكِ، أعلم أنّ لكِ عائلة تحبّكِ، يحسن بكِ الرجوع إليها |