Nufusu ikiyüz olan bir sahil kıyısı Köyünde minik bir mezarlık. | Open Subtitles | بطريقة جبانه صغيرة على الساحل في مدينة يبلغ عدد سكانها 200. |
O yaşlı adam Batı Yakası'nın en büyük mafya babası. | Open Subtitles | ذلك العجوز كان من أكبر أسياد الجريمة في الساحل الغربي |
Mayısın 25'inde, buradaki batı sahili saatine göre tam da 5 civarlarında, gerçekte diğer bir gezegene iniş yapmış olacağız. | TED | أي في 25 أيار حوالي الساعة الخامسة بتوقيتنا هنا على الساحل الغربي، و سنقوم في الواقع بالهبوط على كوكب آخر. |
Büyük camgözlerin kıyı toplulukları için önemi, dillerine de yansımış. | TED | أهمية الأسماك الشماسة بالنسبة لمجتمعات الساحل يُمكن إدراكها خلال اللُغة |
Ve sağ üst köşede bir tür siyah dumanın sahile doğru ilerlediğini görüyorsunuz. | TED | وفي أعلى اليمين ترى هذا الشئ الاسود نوع من السحابة تتحرك نحو الساحل |
California'da kıyıya doğru inişte sekoya ormanı 40 kat yüksekliğe kadar büyüyor. | TED | وهنا على الساحل في كاليفورنيا، غابة الخشب الأحمر تنمو بارتفاع 40 طابقاً. |
Size bahsetmekte olduğum bu sistem, batı kıyısı açıkları -- tektonik plakalara bir arada, Juan de Fuca tektonik plakası. | TED | إذاً هذا هو النظام الذي أتحدث عنه من الساحل الغربي – متوافقا مع الصفيحة التكتونية صفيحة خوان دي فوكا التكتونية |
Belediye, Gold Coast ve burası arasında bir bariyer olmadığını fark etti. | Open Subtitles | بنى عندما،المدينة رات أنه لا يوجد مانع من هنا إلى الساحل الذهبي. |
bu ağaç doğu kıyısında neredeyse hiç yok fakat bu kabuk yeni soyulmuş. | Open Subtitles | شجرة معدومة الوجود تقريبا في الساحل الشرقي لكن هذا اللحاء تم تقشييره مؤخرًا |
Bu sahil eskiden vahşi yaşam alanlarından 4 tanesini barındırıyormuş. | Open Subtitles | الساحل الشرقي هنا كان به 4 اضعاف من الحياة البريه |
Ve sonunda mağara yada sahil gibi bir yerde sevişirler. | Open Subtitles | وانتهى بهم الأمر يمارسان الحب في كهف أو على الساحل |
Onlara Sparazza'yı vereceğim, batı Yakası birliğine hediye paketi olarak. | Open Subtitles | ساعطيهم سابرازا و الساحل الغربي باكمله علي طبق من ذهب |
Doğu Yakası Televizyon ve Mikrodalga Programlama'nın yeni başkan yardımcısıyım. | Open Subtitles | أنا النائب الجديد لرئيس تلفزيون الساحل الشرقي ومبرمج فرن المايكرويف |
Başkomiser, o imzaya ihtiyacımız var yoksa tüm batı sahili buzla kaplanacak. | Open Subtitles | كابتن، نحتاح لذلك التوقيع وإلا فإن الساحل الغربي بأكمله سيكون مغطى بالجليد |
Ondan sonra da doğu sahili önüme serilecek. Nihayetinde büyük ulusumuz yeniden birleşmeli. | Open Subtitles | وبعد ذلك سيكون الساحل الشرقي مفتوحاً، في النهاية، على بلادنا العظيمة أن تتحد |
Nijerya bir ülke olmadan önce içlerdeki derelerin balıkçıları Lagos lagununa gelmeye başladı ve kıyı boyunca köyler kurdular. | TED | قبل أن تصبح نيجيريا دولة، بدء الصيادون من الجداول المائية النزول إلى بحيرة لاغوس وأنشأوا القرى على طول الساحل. |
Eğer ben gelmezsem, en yakın nehri akıntı yönünde takip edip, sahile ulaş. | Open Subtitles | ان لم تشاهدني اعبر البلاد الى اقرب نهر إتبعه مع التيار إلى الساحل |
Sezar'ın Yunanistan'daki Kampı Thessaly yoluyla kıyıya çekilirsek yağmur zamanına kadar tutunabiliriz. | Open Subtitles | ربما إذا انسحبنا إلي الساحل عبر ثيسلي يمكننا التحمل حتي هطول المطر |
East Coast'a karşı West Coast olayına noktayı koyan ben oldum. | Open Subtitles | انا من وضع حدا لهذه كان الساحل الشرقي مقابل الساحل الغربي. |
Biri hariç hepsi.O diğeri de güney kıyısında vurgun yemiş. | Open Subtitles | تقريباً واحدة بالرغم من أنهم متفرقون على طول الساحل الجنوبي |
Seyahatte olmadığım zamanlar Kuzey Amerika'nın doğu sahilinde yaşıyorum. | TED | أنا أقطن على الساحل الشرقي لأمريكا الشمالية عندما لا أكون مسافرا، |
Ve her şey iyi giderse bir gün onu Açıklar'da tekrar göreceğim. | Open Subtitles | و إن سارت الأمور على ما يرام يوماً ما سأراها في الساحل |
Doğu yakasında büyük bir fırtına çıkmaktaymış. Bütün havayolları kapanıyormuş. | Open Subtitles | ثمّة عاصفة كبيرة تضرب الساحل الشرقيّ و كلّ المطارات تتوقّف |
Doğu sahilindeki patlamalar 200 megaton nükleer bombaya eşitti. | Open Subtitles | الانفجارات على الساحل الشرقي كانت تساوي ل 200 ميغاطن من الرؤوس النووية |
Onları sahilde başka bir yere indirmiş olabilirsiniz. | Open Subtitles | تستطيع أن ترسو بهما في أي مكان على الساحل |
Zehirin, Kral'ın ordusu güney kıyısına geldiğinde onlar üstünde kullanılacak. | Open Subtitles | سُمك سنستخدمه على جنود الملك عندما ينزلون إلى الساحل الجنوبي. |