"الشخص" - Translation from Arabic to Turkish

    • insan
        
    • kişinin
        
    • biri
        
    • kişiyi
        
    • herif
        
    • adama
        
    • adamla
        
    • kişiye
        
    • insanın
        
    • insanı
        
    • olan
        
    • kişi
        
    • birini
        
    • çocuk
        
    • birisi
        
    Eğer o insan yapmak istemezse, siz daha ne yapacaksınız? TED إن لم يرغب هذا الشخص بتنفيذها، ماذا عليك أن تفعل؟
    Eğer şehvetle baktığınız kişinin gerçekte oğlunuzun ya da kızınızın, annenizin ya da babanızın kılık değiştirmiş halleri olduğunu keşfederseniz yine iş değişir. TED سوف تشعر بصورة مختلفة عندما تكتشف ان الشخص الذي تشعر بالرغبة تجاهه هو صورة معدلة عن ابنك او ابنتك او والدك او والدتك
    Ama endişeliydik de çünkü zeki, dinamik biri olsa da çabuk öfkelenen biriydi ve sunum yapması kolay biri değildi. TED لكن كنا أيضا غاضبين، رغم أنه رائع، ورجل نشيط، فله مزاج حاد وفي الحقيقة ليس الشخص السهل لنعرض عليه العمل.
    Eğer o kişiyi tanımıyorlar ise, çocuklarına ikramları geri çevirmelerini öğrettiklerini anlattı. Çünkü o kişi kendilerinden daha muhtaç olabilir. TED أخبرتني أنهم يعلمون أولادهم أن يرفضوا أي شيء من أي شخص لا يعرفونه لأنه ربما ذلك الشخص يحتاجه أكثر منهم.
    Sen ve diğer bütün Japon'lar o herif tarafından kandırılıyorsunuz! Open Subtitles لقد تم خداعكم أنتي والشعب الياباني من قبل ذلك الشخص
    Bu gayri resmi bir araştırma, ...ama iskelet o adama ait. Open Subtitles الآن و هذا ليس رسميا لكن هذا الهيكل العظمى لهذا الشخص
    Beni dinliyor musunuz, Bay Brown? Tuvalette bir adamla tanıştım. Open Subtitles هل تستمع لي؟ لقد إلتقيت هذا الشخص في دورة المياة
    Kavgacılar kendileriyle ilgili şöyle düşünür: kişinin tamamen kontrol edebileceği tek insan kendisidir. TED المشتبكون يدفعهم الإيمان بأن الشخص الوحيد الذي تملك كامل السيطرة عليه هو نفسك.
    Eğer karşındaki doğru insan değilse... çok ciddi ve korkunç olabilir. Open Subtitles الأمر يكون ثقيلاً و بغيضاً خصوصاً عندما لا تختار الشخص المناسب
    Bir insan deliyse, senin olduğun gibi, deli olduğunu... biliyorsun değilmi ? Open Subtitles عندما يكون الشخص مجنون مثلك هكذا, هل تعرف 000 أنت مجنون ؟
    Yani bu durum, doktorun yeterli olup olmadığı ile ilgili değil de bu kişinin bizim hoşumuza gitmesi ve nasıl etkileştikleri ile ilgilidir. TED فذلك لا يتعلق بما إذا كان الطبيب كفء أم لا. لكنه يتعلق فيما اذا أعجبنا هذا الشخص أم لا وكيف تعامل هذا الشخص؟
    Sonra kendi kendime, beynin için girebilsek ve o mide bulandırıcı hissi o kişinin anısını da bozmadan çıkarabilsek nasıl olurdu diye soruverdim. TED و هكذا فكرت، ماذا لو استطعنا أن ندخل الدماغ و نتخلص من ذلك الشعور المثير للغثيان بينما نترك ذكرى ذلك الشخص دون مساس؟
    Sonra da o başka biri atladı, ardından cesedi raylara koydular. Open Subtitles و ذلك الشخص سقط من القطار ثم وضعوا الجثة على القضبان
    20 de cevap alırlar. Ama bunlardan biri seni ters köşeye yatırabilir. Open Subtitles و 20 سؤال مطلوب لهم 20 إجابة وربما يكون أحدهم الشخص الخطأ
    Hayır, asıl çılgınlık birlikte yaşadığın kişiyi seviyormuş gibi yapmaktır. Open Subtitles لا، الجنون هو أن تتظاهر بحب الشخص الذي تعيش معه.
    Bir dakika memur bey, doğru kişiyi yakaladığınıza emin misiniz? Open Subtitles تمهل أيها الشرطي,هل أنت متأكد إنك حصلت علي الشخص الصحيح؟
    Aranızdan en şanslısı da bu herif. Hiç değilse bugünkü yuhalamaları duymadı. Open Subtitles ها هو الشخص المحظوظ, على الاقل لا يمكنه سماع صيحات الاستهجان اليوم
    Şarlatan doktora mı yoksa çocuklarımızı doğururken yanında duran adama mı? Open Subtitles دكتور مُشعوذ , أم الشخص الذي وقف بجانبك بينما تُنجبين أطفالنا؟
    "Aradığım o değil ama onunla rahatım" adamla çıkarken... piyasadan çekilirsen kısmetin kapanır. Open Subtitles اسمعي أنت لا تحاجين لكي تعيشي معه إنا الشخص المريح لكي تعيشي معه
    Ve bu alet aslında kişiye kendi içini dinleme olanağı veriyor. TED وهو عبارة عن أداة في الواقع تمكن الشخص الاستماع إلى أحشائه.
    Bu, diğer insanın sizden ne beklediğinize karar verme zorunluluğunuzdur. TED إذ أنّ عليك أن تخمّن ما الذي سيقرّره الشخص الآخر.
    Sana bir şey veren ölmüş insanı boş ver, geçmiş geride kaldı. Open Subtitles الشخص الميت الذي يعطيك شيء لا تهتمّي به . إنّ الماضي ذاهب.
    Ama ben de oldukça gerilmiştim. Çünkü bunu yapacak olan bendim. TED أما أنا فقد بدأت أتوتر، لأنني الشخص الذي سيعمل على الأمر.
    Benim bildiğim bir gerçek sıfır değere sahip olabilir eğer onunla gerçekten iyi bir şeyler yapabilecek kişi ben değilsem. TED ما أعرفه هو أن الشيء يصبح غير ذي قيمة إن لم أكن الشخص المناسب الذي يستطيع صنع شيء أفضل باستعماله.
    Bir şeyi tartıştığınız zaman, nedenleri ve kanıtları olan birini ikna edemezsiniz çünkü mantık yürütme bu şekilde çalışmıyor. TED إذا كنتم تناقشون شيئًا، لن تستطيعوا إقناع الشخص الآخر بالأسباب والدليل، بسبب ليست هذه الطريقة التي يعملُ فيها المنطق.
    Bu çocuk harika! Eğer yaşarsa, onu daha sık getirmelisin. Open Subtitles هذا الشخص رائع، إذا عاش، عليك أن تحضربه معك كثيراً
    Ve komik kedi resimleriyle uğraşan birisi bu boşluğu çoktan aştı. TED وإن الشخص الذي يصنع قطة كوميدية قد عبر بالفعل هذه الفجوة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more