Eğer o insan yapmak istemezse, siz daha ne yapacaksınız? | TED | إن لم يرغب هذا الشخص بتنفيذها، ماذا عليك أن تفعل؟ |
Eğer şehvetle baktığınız kişinin gerçekte oğlunuzun ya da kızınızın, annenizin ya da babanızın kılık değiştirmiş halleri olduğunu keşfederseniz yine iş değişir. | TED | سوف تشعر بصورة مختلفة عندما تكتشف ان الشخص الذي تشعر بالرغبة تجاهه هو صورة معدلة عن ابنك او ابنتك او والدك او والدتك |
Ama endişeliydik de çünkü zeki, dinamik biri olsa da çabuk öfkelenen biriydi ve sunum yapması kolay biri değildi. | TED | لكن كنا أيضا غاضبين، رغم أنه رائع، ورجل نشيط، فله مزاج حاد وفي الحقيقة ليس الشخص السهل لنعرض عليه العمل. |
Eğer o kişiyi tanımıyorlar ise, çocuklarına ikramları geri çevirmelerini öğrettiklerini anlattı. Çünkü o kişi kendilerinden daha muhtaç olabilir. | TED | أخبرتني أنهم يعلمون أولادهم أن يرفضوا أي شيء من أي شخص لا يعرفونه لأنه ربما ذلك الشخص يحتاجه أكثر منهم. |
Sen ve diğer bütün Japon'lar o herif tarafından kandırılıyorsunuz! | Open Subtitles | لقد تم خداعكم أنتي والشعب الياباني من قبل ذلك الشخص |
Bu gayri resmi bir araştırma, ...ama iskelet o adama ait. | Open Subtitles | الآن و هذا ليس رسميا لكن هذا الهيكل العظمى لهذا الشخص |
Beni dinliyor musunuz, Bay Brown? Tuvalette bir adamla tanıştım. | Open Subtitles | هل تستمع لي؟ لقد إلتقيت هذا الشخص في دورة المياة |
Kavgacılar kendileriyle ilgili şöyle düşünür: kişinin tamamen kontrol edebileceği tek insan kendisidir. | TED | المشتبكون يدفعهم الإيمان بأن الشخص الوحيد الذي تملك كامل السيطرة عليه هو نفسك. |
Eğer karşındaki doğru insan değilse... çok ciddi ve korkunç olabilir. | Open Subtitles | الأمر يكون ثقيلاً و بغيضاً خصوصاً عندما لا تختار الشخص المناسب |
Bir insan deliyse, senin olduğun gibi, deli olduğunu... biliyorsun değilmi ? | Open Subtitles | عندما يكون الشخص مجنون مثلك هكذا, هل تعرف 000 أنت مجنون ؟ |
Yani bu durum, doktorun yeterli olup olmadığı ile ilgili değil de bu kişinin bizim hoşumuza gitmesi ve nasıl etkileştikleri ile ilgilidir. | TED | فذلك لا يتعلق بما إذا كان الطبيب كفء أم لا. لكنه يتعلق فيما اذا أعجبنا هذا الشخص أم لا وكيف تعامل هذا الشخص؟ |
Sonra kendi kendime, beynin için girebilsek ve o mide bulandırıcı hissi o kişinin anısını da bozmadan çıkarabilsek nasıl olurdu diye soruverdim. | TED | و هكذا فكرت، ماذا لو استطعنا أن ندخل الدماغ و نتخلص من ذلك الشعور المثير للغثيان بينما نترك ذكرى ذلك الشخص دون مساس؟ |
Sonra da o başka biri atladı, ardından cesedi raylara koydular. | Open Subtitles | و ذلك الشخص سقط من القطار ثم وضعوا الجثة على القضبان |
20 de cevap alırlar. Ama bunlardan biri seni ters köşeye yatırabilir. | Open Subtitles | و 20 سؤال مطلوب لهم 20 إجابة وربما يكون أحدهم الشخص الخطأ |
Hayır, asıl çılgınlık birlikte yaşadığın kişiyi seviyormuş gibi yapmaktır. | Open Subtitles | لا، الجنون هو أن تتظاهر بحب الشخص الذي تعيش معه. |
Bir dakika memur bey, doğru kişiyi yakaladığınıza emin misiniz? | Open Subtitles | تمهل أيها الشرطي,هل أنت متأكد إنك حصلت علي الشخص الصحيح؟ |
Aranızdan en şanslısı da bu herif. Hiç değilse bugünkü yuhalamaları duymadı. | Open Subtitles | ها هو الشخص المحظوظ, على الاقل لا يمكنه سماع صيحات الاستهجان اليوم |
Şarlatan doktora mı yoksa çocuklarımızı doğururken yanında duran adama mı? | Open Subtitles | دكتور مُشعوذ , أم الشخص الذي وقف بجانبك بينما تُنجبين أطفالنا؟ |
"Aradığım o değil ama onunla rahatım" adamla çıkarken... piyasadan çekilirsen kısmetin kapanır. | Open Subtitles | اسمعي أنت لا تحاجين لكي تعيشي معه إنا الشخص المريح لكي تعيشي معه |
Ve bu alet aslında kişiye kendi içini dinleme olanağı veriyor. | TED | وهو عبارة عن أداة في الواقع تمكن الشخص الاستماع إلى أحشائه. |
Bu, diğer insanın sizden ne beklediğinize karar verme zorunluluğunuzdur. | TED | إذ أنّ عليك أن تخمّن ما الذي سيقرّره الشخص الآخر. |
Sana bir şey veren ölmüş insanı boş ver, geçmiş geride kaldı. | Open Subtitles | الشخص الميت الذي يعطيك شيء لا تهتمّي به . إنّ الماضي ذاهب. |
Ama ben de oldukça gerilmiştim. Çünkü bunu yapacak olan bendim. | TED | أما أنا فقد بدأت أتوتر، لأنني الشخص الذي سيعمل على الأمر. |
Benim bildiğim bir gerçek sıfır değere sahip olabilir eğer onunla gerçekten iyi bir şeyler yapabilecek kişi ben değilsem. | TED | ما أعرفه هو أن الشيء يصبح غير ذي قيمة إن لم أكن الشخص المناسب الذي يستطيع صنع شيء أفضل باستعماله. |
Bir şeyi tartıştığınız zaman, nedenleri ve kanıtları olan birini ikna edemezsiniz çünkü mantık yürütme bu şekilde çalışmıyor. | TED | إذا كنتم تناقشون شيئًا، لن تستطيعوا إقناع الشخص الآخر بالأسباب والدليل، بسبب ليست هذه الطريقة التي يعملُ فيها المنطق. |
Bu çocuk harika! Eğer yaşarsa, onu daha sık getirmelisin. | Open Subtitles | هذا الشخص رائع، إذا عاش، عليك أن تحضربه معك كثيراً |
Ve komik kedi resimleriyle uğraşan birisi bu boşluğu çoktan aştı. | TED | وإن الشخص الذي يصنع قطة كوميدية قد عبر بالفعل هذه الفجوة. |