Burada Ulay'la tanıştım ve aslında âşık olduğum kişi oydu. | TED | وهكذا تقابلت مع أولاي، وكان الشخص الذي وقعت في حبه. |
Şimdi, sizce yanınızda oturan kişi ne kadar maaş alıyordur? | TED | الآن، كم تعتقدون أن الشخص الذي يجلسُ بجانبكم يتلقى راتبًا؟ |
Yani bir şişe hap yutan kişi diğerlerinden önce gelir. | TED | لذا الشخص الذي ابتلع زجاجة حبوب سيكون قبل شخص آخر. |
Eğer şehvetle baktığınız kişinin gerçekte oğlunuzun ya da kızınızın, annenizin ya da babanızın kılık değiştirmiş halleri olduğunu keşfederseniz yine iş değişir. | TED | سوف تشعر بصورة مختلفة عندما تكتشف ان الشخص الذي تشعر بالرغبة تجاهه هو صورة معدلة عن ابنك او ابنتك او والدك او والدتك |
Hayır, asıl çılgınlık birlikte yaşadığın kişiyi seviyormuş gibi yapmaktır. | Open Subtitles | لا، الجنون هو أن تتظاهر بحب الشخص الذي تعيش معه. |
Buford'un beş adamı ve herhalde seni ele veren adam. | Open Subtitles | خمسة من جماعة بن بوفورد ولربما الشخص الذي وشى بك |
Görüyorsunuz Bayan Giddens, işe alacağım kişi... tüm sorumluluğu üstlenmek üzere söz vermeli. | Open Subtitles | تَرى،آنسة جايدينز، الشخص الذي أَتخطبتلة يَجِبُ أَنْ يَعدَ بجدية ان يتَحَمُّل المسؤوليةِ الكاملةِ |
Seks sen ve seks yaptığın kişi arasında bir şeydir. | Open Subtitles | الجنس هو امر شخصي بينك وبين الشخص الذي تفعله به |
Bir bebek alıp alamayacağınıza karar verecek olan kişi bu mu? | Open Subtitles | هل هو الشخص الذي يقرر أن تحصلوا على طفل أو لا؟ |
ve kabul etmek isteme semde güvendiği kişi olmak, Kendimi iyi hissetmemi sağladı. | Open Subtitles | ورغم كراهيتي الأعتراف بهذا شعرت بالرضى لأني الشخص الذي يفضي إليه بأسراره مجدداً |
Bu o değil. Bizim aradığımız kişi bir karıncaya benziyor. | Open Subtitles | إنه ليس هو, الشخص الذي نبحث عنه يبدو مثل النمله |
Hediyeler hakkında konuşmak isteyeceğin kişi kesinlikle ben değilim. Bi' saniye. | Open Subtitles | أنا لست حقاً الشخص الذي تريد أن تتحدث معه عن الهدايا |
Olmam gereken kişi olamadım çünkü bir insanı benden kopardın aldın. | Open Subtitles | لستُ الشخص الذي يُفترض بي أن أكونه لأنّك سلبت أحداً منّي |
Seni üniversiteye dönmen için cesaretlendiren kişinin ben olduğumu unutuyorsun. | Open Subtitles | أنت تنسى بأنني الشخص الذي شجعك على الذهاب إلى الكلية |
Eğer bu çekiciyi sahile götüren kişiyi bulursak, bazı cevaplar alırız. | Open Subtitles | إذا وجدنا الشخص الذي أخذ هذه الرافعة إلى الشاطيء سنجد الإجابات |
Biraz önce gelen adamı hatırladın mı, hani tanıyamamıştık ya? | Open Subtitles | هل تذكر ذلك الشخص الذي جاء باكرا و لم نلاحظه |
Bir dakika. Sizinle 2 hafta yaşayacak insan bir erkek yani? | Open Subtitles | إنتظري لحظة ، هل الشخص الذي سيعيش معك لإسبوعين رجل ؟ |
o çok sevdiğin adı JB yada her neyse o adamın... | Open Subtitles | ..ذلك الجي بي أو أياً ما كان إسم الشخص الذي تحبيه |
Ben ilişki kurulacak biri değilim. Tam bir baş belasıyım. | Open Subtitles | أنا لست الشخص الذي يجب أن ترتبط به، أنا ورطة |
Şimdi sağınızdaki kişiye dönün ve bunu ona tarif edin. | TED | انتقل الآن إلى الشخص الذي على يمينك وصِفْ هذه التجربة. |
Öyle bir evrende, üstün başarıyla mezun olup hayalinizdeki kişiyle evlenebilirsiniz, bir diğerindeyse pek öyle olmaz. | TED | وتتزوج من الشخص الذي تحلم، وفي كون آخر، لا يحدث الكثير. |
Sana üst katta kimin olduğunu sordum, çünkü senin için endişelendim. | Open Subtitles | عندما سألتك عن الشخص الذي بالأعلى، كان ذلك بدافع قلقي عليك. |
kim ki bilgisini arttırır aynı zamanda çektiği acıyı da arttırır. | Open Subtitles | الشخص الذي يتزود من المعرفة يتزود في نفس الوقت من المعاناة |
Şarlatan doktora mı yoksa çocuklarımızı doğururken yanında duran adama mı? | Open Subtitles | دكتور مُشعوذ , أم الشخص الذي وقف بجانبك بينما تُنجبين أطفالنا؟ |
Onu içeri atmak isteyen bir adamla konuşurken yaptıklarını hatırlayamaz. | Open Subtitles | لا يمكنها معرفه ما حدث من الشخص الذي أراد إبعادها. |
Teşekkürü alanın da hayatını değiştirebilir, o teşekkürü edenin de hayatını değiştirebilir. | TED | إنها تغير حياة الشخص الذي يتلقاها، وتغير حياة الشخص الذي يعبر عنها. |
Bana olanlardan sonra, olduğum kişiden sonra, doğru yolu buldum. | Open Subtitles | بعد كل ما حصل، الشخص الذي كنته، كانت لدي حقوقي |