Hatta kaya üzerinde oluşan bu silika mantarlar gibi daha garip formları bulabilirsiniz. | TED | ولكن قد تجد أشكالًا أغرب، مثل هذا الفطر من السيليكا النامي على الصخر. |
Ancak ironik biçimde, insanların gelişmesine zemin hazırlayanla aynı türden kozmik bir kaya bizi bir gün Yeryüzü'nden silebilir. | Open Subtitles | ولكن من المفارقات أن نوع الصخر الكوني الذي مهد الطريق لوجود البشر قد يأتي يوم ويمحو وجودنا على كوكبنا |
Yaşlı bir kadını taş mezara diri diri gömecek miydin? | Open Subtitles | أكنت ستدفن المرأه العجوز حية في قبر من الصخر ؟ |
Yaşlı bir kadını taş mezara diri diri gömecek miydin? | Open Subtitles | أكنت ستدفن المرأه العجوز حية في قبر من الصخر ؟ |
Büyük bir girişi yoktu sadece taştan kesilmiş bir kapı. | Open Subtitles | لم يكن هناك بوابة فخمة مجرد شق في الصخر للعبور |
Dediğim gibi, beyaz kayaya vardım! | Open Subtitles | أنا في الأسفل من اجل الصخر الأبيض الذي أخبرتك عنه |
Güneş'in etrafında dönerken çarpışan birkaç kaya parçasından başka bir şey değil. | Open Subtitles | لا يزيد عن بعضٍ من قطع الصخر المتصادمة أثناء دورانها حول الشمس. |
Ama geniş kraterinde büyüyen devâsâ bir kaya konisi var. | Open Subtitles | لكن بداخل فوّهته الواسعة، ينمو مخروطٌ بركانيٌ ضخمٌ من الصخر. |
- Bu da sizin biberli kaya balıklı ev yapımı ravioliniz efendim. | Open Subtitles | بالنسبة لك، يا سيدي، هو رافيولي محلية الصنع مع سمكة الصخر والفلفل. |
Plankton yokluğunda bu siyah kaya denizin dibindeki tortudur. | TED | ويمثل الصخر الأسود الترسب في قاع البحر عند غياب العوالق. |
Yalnızca insanlar ve hayvanlar değil, aynı zamanda su, toprak, taş. | Open Subtitles | ليس الأنسان و الحيوان فحسب ولكن أيضاً الماء و الأرض و الصخر |
Hava, su veya taş molekülleri gibi üzerine binecekleri maddelere gereksinim duyarlar. | Open Subtitles | تحتاج لمادة تستقلها كجزيئات الهواء أو الماء أو الصخر |
Rocky'nin yüzü: tamamen taş gibi, konsantre olmuşa, ve yuhalayan kalabalık onu rahatsız etmiyor görünüyor. | Open Subtitles | يستمع الى هذاالحشد والى صوت كراهية الجمهور بكل تأكيد وجه روكى يشبه الصخر وفى حالة تركيز كاملة |
taştan araç-gereçleri kullandığımız zamanları görmek istedim. | TED | وأنا أريد أن أرانا نعم ، عندما إستخدمنا أدواتنا على الصخر. |
Kasa 1 metrelik kayaya gömülü olan zemine raptedildi. | Open Subtitles | والخزينة يدنوها إرتفاع 3 أقدام من الصخر الصلب |
Ve Hint altkıtasında Himalaya tepelerinden dökülen Ganj Nehri her yıl yaklaşık bir milyar ton kayayı un ufak edip 3.000 km nehir yatağından Hint Okyanusu'na döküyor. | Open Subtitles | وفي شبه القارة الهندية، نهر الجانغيز، الذي ينبع عالياً من الهيمالايا، ينحت تقريباً مليار طنٍ من الصخر كل عام، |
Amigo TV Universal Orlando'daki Hard Rock Oteli'nde canlı yayında. | Open Subtitles | تلفزيون الهتاف،حي مباشر من الصخر الصلب، من فندق أورلندو العالمي |
O ... pembe taşı temelinde... kullanan sadece bir yer var. | Open Subtitles | ولا يوجد سوى مكان واحد ... يستخدم الصخر الوردي في مؤسسته |
Seyahatlerimde, büyük düz kayanın ötesine kadar gittim. | Open Subtitles | ضمن رحلاتي، سافرت إلى ما بعد الصخر المستوي العظيم |
Sert kayalar ardından da yumuşak toprakla karşılaşabilirsiniz. | Open Subtitles | نكسر الصخور ثم تلك الطبقات من الصخر الزيتي |
Ve kazmalarla kayadan döküntüyü uzaklaştırmamızdan 8 saat sonra... ...burada kraliçeyi bulduğumuz yerde başka bir bölme ve uzun bir tünel mevcuttur. | TED | ثم هناك نفق طويل آخر ودائرة، وغالباً ما نجد فيها الملكة، بعد ثماني ساعات من الحفر عميقاً في الصخر بالمعاول. |
Temel olarak bir dağa nişan alıyorsun ve dalgalar kayaların arasından geçip gidiyor. | Open Subtitles | فأنت أساساً توجهها ناحية جبل، فتخترق الموجات الصخر تماماً. |
Uzun zaman önce çamurun üstüne yağmur yağdı ve taşa dönüştü. | Open Subtitles | منذ فترة طويلة، سقطت الأمطار على الطين وأصبح الصخر. |
Taşın, toprağın, hayvanların, ve insanların, hatta kendi insanının bile. | Open Subtitles | الصخر ، الأرض ، الحيوان والناس ، أنهم يعتقدون حتي بموت نسلهم |
Kayalık ve buzul manzaraları Voyager'ın jeoloğu Laurence Soderblum'a Dünya'yı hatırlattı. | Open Subtitles | مناظره الطبيعية من الصخر والثلج "ذكّر جيولوجي "الرحّالة لورنس سودربلوم" بالأرض" |
Müthiş sabırla Taşları okşayarak kayaları biçimlendirir. | Open Subtitles | تدريجيّاً، تقوم بصقل الحجر وتشكيل الصخر. |