Buradaki büyük sarı küreciğin etrafındaki küçük küreciklerden bir tanesi bilim bütçesi | TED | الميزانية العلمية هي واحدة من الفقاقيع الصفراء المتواجده حوالي الفقاعة الصفراء الكبيرة |
Baylar ve bayanlar, arabalar pistten çekilene kadar ...yarış sarı bayrakla devam edecek. | Open Subtitles | سيداتي سادتي .. ها نحن وصلنا للراية الصفراء حتى يمكن اصلاح السيارات .. |
Sizin medeni boklarınızdan değil, sarı ve sıvı olanından, şu öldüren cinsten. | Open Subtitles | ولا أعني القذارة المتمدنة أيضاً لقد كانت المادة الصفراء سائل الشرّ اللعين |
sarıhumma aşısına şiddetli tepki verebilir. | Open Subtitles | قد يكون لديه ردة فعل حادة للقاح الحمى الصفراء |
Sekiz yıl önceki Yellow Max serisindeydi. Ne diyorsun JP? En iyi arabayla en iyi tamircinin birleşiminden oluşan süper araç. | Open Subtitles | كانت البطولة الصفراء العليا قبل 8 سنوات و كان فريقنا يحقق مجموع أنتصارات متتالية |
Vücuttaki safra artmaya devam ederse siroza ya da karaciğer yetmezliğine dönüşebilir. | Open Subtitles | ولو استمرت الصفراء بالتراكم، فأمامنا خطر تشمع كبد أو احتمال فشل كبدي. |
sarı ışıkta yavaşlıyor. Bu birisini öldürüp atmaya giden birisi değil. | Open Subtitles | يقوم بالإبطاء عند العلامات الصفراء ، ليس مثل هذا الشخص مؤهللأنيقتلويلقيبالجثة. |
Bu sarı alınlı Amazon papağanları sadece ABC adalarında yaşar. | Open Subtitles | هذه الببغاواتَ الصفراء تعيش فقط على جُزُرِ أي بي سي. |
İyi olmayan kısmı ise, arabanın parlak sarı olması ve evimin önünde durmasıydı. | Open Subtitles | الاخبار التي لم تكن بتلك الجوده هي الصفراء المشعه الواقفه في ممر بيتي00 |
Bu sarı renkli koruyucu kıyafetli çiftçilerin bir bildikleri olsa gerek. | Open Subtitles | هؤلاء المزارعون اللذين يرتدون الثياب الصفراء الواقية ربما هي فكرة جيدة |
Yine de Birleşmiş Milletler her olasılığa karşı BİRİM'i sarı alarma geçirmiş. | Open Subtitles | رغم أن الأمم المتحدة قد وضعت يوينت قيد حالة التأهب الصفراء تحسباً |
Kaleb ve iki kişi daha sarı tozu almaya gittiler. | Open Subtitles | كاليب وآخرين أيضا ذهبوا لإيجاد البودرة الصفراء ـ ضد جايجن؟ |
Son bir kaç yüzyılda, tifo, sarıhumma, çiçek... kara vebayı da atlattım. | Open Subtitles | آخر بضع مئات السنين أصبت كثيراً بالتيفود والحمى الصفراء الجدري، ونجوت من الطاعون الأسود |
sarıhumma aşısı, aşı olan her bir milyonda bir kişide, çok ama çok kötü bir tepkime gösterir. | Open Subtitles | واحد من بين مليون شخص يحصلون على الحمى الصفراء ويككون لهم ردة فعل سيئة جدا |
Noel partisi yaptıkları sırada jölelerini önceden sarıhumma bulunan petri kaplarında almışlar. | Open Subtitles | يبدو أنه بحفلة الكريسماس كانوا يشربون الهلام من صحن مختبر كان يحتوي على فيروسات الحمى الصفراء |
Checker, City, Independent, United ve Yellow taksi şirketi. | Open Subtitles | شيكر ، سيتى ، المستقلة ، المتحدة ، و شركات سيارات الاجرة الصفراء |
Ben onlardan "The Yellow Rose of Texas" şarkısını çalmalarını istemiştim. | Open Subtitles | حسنٌ، لقد طلبت منهم عزف أغنية *الوردة الصفراء من ولاية تكساس* |
Eski arkadaşın Yellow Viper'ın geçen hafta hapisten çıktığını biliyor muydun? | Open Subtitles | هل كُنت على علم أن صديقك القديم الأفعى الصفراء تم إطلاق سراحه من السجن الأسبوع الماضي ؟ |
Mide ve bağırsak uzmanı. safra kesesi dışında her şeyi muayene eder. | Open Subtitles | متخصص الجهاز الهضمي يمكنه فحص أي شيء الا المثانة الصفراء |
safra kusturacak bir koku var aşağıda. | Open Subtitles | نتانتهم ، سيدي رائحة قيئ الصفراء تملأ المكان |
ve beyninizden giden bir sinyalle, safra suyu eklenir. | Open Subtitles | وبإشارة من الدماغ سَتُضاف المادة الصفراء |
Onlara kırmızı kalemler, yeşil kalemler ve sarı not kağıtları diyelim. | TED | سندعوهم الأفلام الحمراء والخضراء ولصاقات الملحوظات الصفراء. |
Ben sarıyı alayım. Sen de pembeyi alırsın. | Open Subtitles | سأتحقق من الصفراء يمكنك التحقق من الوردية |
Sarılar da olası hedefler. | Open Subtitles | والدبابيس الصفراء لا بد أنها الأهداف المحتملة |