| Ve şimdi bunu, sertifika yoluyla almak uçuş testi, ve tüm bu düzenleyici makam onayları süreci söz konusu. | TED | لذلك فالمهم حقا الآن هي مسألة الحصول على الموافقات أختبار الطيران ، وتمر كل هذه العمليات عبر الموافقات التنظيمية. |
| Bir paketin benim evden yola çıkacağını, uçuş numarasını, her şeyi öğrenecekti. | Open Subtitles | سيعرفون بأن هناك حقيبة ستخرج من بيبتي وسيعرفون الوقت ورقم رحلة الطيران |
| Süper kahraman kostümünüze girmek ve onun yüksekliğine uçmak için harcayacağınız her saniyede, başı kaldırıma o kadar daha yaklaşır! | TED | كل ثانية تضيعها بالتغيير الى زي البطل الخارق الذي لك و الطيران الى ارتفاعها رأسها اصبح قريبا جدا من الرصيف |
| Şimdi ben onnu arkasından gitmeye çalışıyorum ama uçmayı deniyorum aslında. | TED | لذا أنا الآن أحاول وأذهب ورائها، لكن أنا أتدرب على الطيران. |
| Askeri eğitimliler tercih edilir ama, uçak kullanabilen herkes faydalı olacaktır. | Open Subtitles | يفضل المدربون عسكريا, لكن أي واحد قادر على الطيران سيكون مفيدا |
| Patronuma uçmaktan korktuğumu söylüyorum... ve bunu yılda iki kez yapıyorum. | Open Subtitles | اخبرت رئيسى بانى اخشى الطيران.. واقوم بهذا الفعل مرتين فى العام |
| Genel Havacılık içerisinde ve otomativ yarışlarda... ...birçok modern teknoloji gerçekleştirdik. | TED | استخدمنا الكثير من آخر مستحدثات تكنولوجيا الطيران العام ومن سباق السيارات. |
| Bu duruşmanın, TWA'nın Avrupa'ya uçma kararı aldığı gün başladığını neden söylemiyorsunuz? | Open Subtitles | بسبب قرار تي .دبليو. ايه الطيران لأوروبا بسبب قرار تي .دبليو. ايه |
| - Bu, işte. Ona uçuş dersleri vermişsin gibi görünüyor. | Open Subtitles | هذة هنا يبدو هذا وأنك كنت تعطية دورس في الطيران |
| Şu açık gökyüzüne bak kanki! Epeyce sarsıntısız bir uçuş olur. | Open Subtitles | أنظر إلى هذه السماء الصافية يا صديقي سيكون الطيران اليوم جميل |
| 17 Temmuz 1996 tarihli 800 uçuş sayılı uçak gökyüzünde kaybolur. | Open Subtitles | رحلة الطيران رقم 800 ، في السابع من يوليو 1996 تختفيمنالسماء. |
| Sonra uçuş lisansımı büyük bir C notuyla elde ettim. | Open Subtitles | نعم، لذا أستحققت رخصة الطيران والسرطان هو ما أصبت به |
| Bir sineğin ise uçmak ve kalabalık içinde kaybolmak dışında hiçbir savunması yok. | Open Subtitles | لا تملك الذُبابة أي دفاع، ما عدا الطيران والتخفي في وسط الحشد العريض. |
| uçmak mı, görünmezlik mi yoksa üstün esneme yeteneği mi? | Open Subtitles | الطيران , الاختفاء , أو قابلية التمدد لطول أكثر ؟ |
| - uçmayı sevmiyorum, bu yüzden muhtemelen bunu birçok kez yapman gerekecek. | Open Subtitles | , أنا لا أحب الطيران لذا من المحتمل أن تفعل هذا كثيراً |
| 20 Mach'ta uçmayı, o hızda uçmadan öğrenemezsiniz. | TED | فلن تتمكن من تعلم الطيران بسرعة ماخ 20 إلا إذا قمت بالطيران. |
| Mütevazi olma. uçak yolculuklarını, otel rezervasyonlarını,otobüs turlarını sen planladın. | Open Subtitles | لا تبخس حق نفسك، أشرفت على رحلات الطيران والفنادق والحافلات. |
| Buraya Deniz Kuvvetlerinden uzaklaşmak için geldim. uçmaktan uzaklaşmak için. | Open Subtitles | أتيت هنا كي أبتعد عن سلاح البحر ولأبتعد عن الطيران |
| Japon Havacılık istikbalini tek başına göğüslemiş gibi bir ifadeyle uyumuş bile. | Open Subtitles | غارق في النوم، لأنه يظن بإنه يحمل مستقبل .الطيران الياباني على عاتقه |
| uçma gücüne sahipsen ayrıca muhasebe diploması almaya karar vermezsin. | Open Subtitles | لو لديك قوة الطيران لن تقرر الحصول على شهادة مُحاسبة |
| havayolu şirketini kurtardın, ve o insanlar bu yüzden seni unutmayacak. | Open Subtitles | ساعدت في إنقـاذ شركة الطيران العـاملين بشركة الطيران سيتذكروك على ذلك |
| Buna göre toplam can kaybı 80 ila 100 milyon civarında gibi görünüyor. 1918'de hava ulaşımının olmadığını da unutmamalı. | TED | و أن وقع الوباء سيكون أشد في مكان ما بجوار من 80 إلى 100 مليون شخص قبل إنتشار الطيران التجاري. |
| uçmaya başladığınıza göre, artık biraz da taktik öğrenme vakti. | Open Subtitles | الآن, و بعدما تعلمتم الطيران حان وقت تعلم بعض التكتيكات |
| Eve bir uçan daire ve başkanla el sıkışması için bir uzaylı getirebilirdin. | Open Subtitles | أنت يمكن أن تجلب إلى البيت الطيران الصحن وله أجنبي تصافح مع الرئيس. |
| Ulusal Havayolları, New York uçağı,uçuş 46, kapı numarası beş. | Open Subtitles | شركة الطيران الوطنية رحلة 46 المتجهة إلى نيويورك بوابة رقم خمسة |
| General, belki de uzay uçuşu yeteneğine sahip müttefiklerimize haber vermeliyiz. | Open Subtitles | جنرال, ربما يجب أن نتصل بحلفائنا القادرين على الطيران في الفضاء |
| Angeline pilot olmak istiyor, dünyanın her yerine uçup bir fark yaratmak için. | TED | انچيلين تريد أن تكون طيارا لتتمكن من الطيران في جميع أنحاء العالم وأن تحدث فرقا. |
| Havada durabilir, geriye doğru uçabilir, hatta tepetaklak uçabilir. | TED | بإمكانه الرفرفة إلى أعلى، والطيران إلى الخلف، وحتى الطيران بالمقلوب. |