| Bu sadece kamu sağlığı açısından kötü olan bir sistem değil; karanlıkta kalan yerel aileler için tehlike ortaya çıkartmaktadır. | TED | هذا نظام ليس سيئاً فحسب من وجهة نظر الصحة العامة؛ بل يعرّض العائلات المحلية للخطر تلك التي تبقى في الظلام. |
| Diğer New York'lu aileler de savaş çıkmaması için her şeyi yapar. | Open Subtitles | و ستوافق العائلات الأخرى فى نيويورك على أى شىء سيمنع حرب شاملة |
| Zaten kurum bakımındansa aile yanında bakım çok daha ucuza mal olmakta. | TED | و توفير النقود لهذه العائلات هو أيضًا أقل بكثير من توفيرها للمؤسسات. |
| Padma, Anitha ve Kaviarasi hayal edebileceğiniz en zor aile ve toplulukta yetiştiler. | TED | بادما وأنيتا وكافيراسى تربوا في العائلات والمجتمعات الأكثر صعوبة من بين الممكن تخيلها. |
| ailelere birer adet reçete verecek olsaydım daha çok tatile çıkmalarını önerirdim. | Open Subtitles | إذا ادرت أن أعطي العائلات وصفة طبية واحدة قومو بالمزيد من العطلات |
| Diğer New York'lu aileler, savaş çıkmaması için Sollozzo'yu destekleyebilir. | Open Subtitles | و العائلات الأخرى قد تدعم سولوزو لتفادى حرب طويلة مهلكة |
| Diğer New York'lu aileler de savaş çıkmaması için her şeyi yapar. | Open Subtitles | و ستوافق العائلات الأخرى في نيويورك على أي شىء سيمنع حرب شاملة |
| Orada bekleyen bazı aileler var. Onlarla görüştükten sonra California'ya geçeceğim. | Open Subtitles | هناك بعض العائلات يجب أن أقبالها وبعدها يجب أن اذهب لكالفورنيا |
| Böyle kusurlu çocuklar, iyi niyetli göçmen aileler tarafından evlat edinilir. | Open Subtitles | كهؤلاء الأطفال الناقصينِ الذين يتم تبنيهم عادةًَ من قِبَل العائلات المهاجرة |
| - Emily... Baba keşke bir görebilseydin. Orada yıllardır aynı aileler yaşıyor. | Open Subtitles | أبي أتمنى أن تتمكن من رؤيته نفس العائلات عاشت هناك منذ عقود |
| Sonuç olarak ziyareti esnasında çocuk sahibi olmayan koruyucu aileler kurbanları haline geliyor. | Open Subtitles | نتيجة لذلك العائلات المؤقتة التي لم يكن لديهم طفل عندما زارتهم اصبحوا ضحاياها |
| İyi aile mensupları da bugünlerde meslek ediniyorlar, anladığım kadarıyla. | Open Subtitles | أبناء العائلات المُحترمة يحترفون المهن هذه الأيام ، أتفهم ذلك |
| Şimdi, benim aramam yerine, daha çok aile bizi arıyor. | TED | لذا الآن، بدلًا من الاتصال للعائلات العائلات هي من تتصل بنا. |
| Kendi kendini geçindiren birçok aile gördük. | TED | لقد رأينا الكثير من العائلات أصبحت مكتفية ذاتيًا. |
| Şimdiyse bu rakam 10.000'den az. aile yanında bakım hizmetleri ise ülke çapında her noktada yaygınlaşmış durumda. | TED | أما الآن، فهم أقل بـ 10,000 و خدمات دعم العائلات موفرة في جميع أنحاء الدولة. |
| ahlak dışı olurdu. ailelerle çalışabiliyor olmamız lazım, ailelere destek olmak için, o ilk yılları onlarla birlikte idare edebilmek için. | TED | من أجل العلاج. نحن بحاجة لأن يكون بإمكاننا العمل مع العائلات, لدعم العائلات, لمواجهة هذه السنوات الأولى معهم. |
| Yalnızca iyi ailelerden gelen korsanlar. Diğerlerinin parası yetmezdi. | Open Subtitles | قراصنة من افضل العائلات بالطبع الاخرين لا يمكنهم تحمل كلفة المجيء هنا |
| Aileleri kurtarmanın tek yolunun bu olduğuna inanarak insanlara ihanet ettim! | Open Subtitles | قمت بخيانة اشخاص معتقد ان هذا هو السبيل الوحيد لإنقاذ العائلات |
| Kenya'daki çiftliklerin çoğunda mısır ve sebze birlikte yetişir, bu da çoğu ailenin kendi çiftliklerinden beslenmesi anlamına gelir. | TED | تزرع الذرة والخضروات في معظم حقول كينيا ما يعني أن معظم العائلات يمكنها إطعام انفسها من حقولهم التي يمتلكونها |
| Otter bu çocukların büyük ailelerle ilgili problemleri mi var? | Open Subtitles | أوتر، هل هؤلاء الأطفال الذين لديهم مشكلة مع العائلات الكبيرة؟ |
| Yahudi ailelerinin Slovakya'dan sınırdışı edilmeleri, 1942 Nisanı'nda başladı ve yedi ay sürdü. | Open Subtitles | بدأ إبعاد العائلات اليهودية من سلوفاكيا في إبريل 1942 وإستمر للشهور الـ7 التالية |
| "Amerikan ailesi"adında yeni çıkaracağı kitap için benimle röportaj yapacak. | Open Subtitles | تريد أن تُجرى معى حواراً لكتاب تكتبه عن العائلات الأمريكية |
| - aileden biri gibidir. | Open Subtitles | ـ إنّه من العائلة ـ إنّه من العائلة، أجل، العائلات الخمس |
| Köyün en iyi ailelerinden birinin pansiyoner almaya başlaması üzücü. | Open Subtitles | ان هذا الشئ قد يحدث عندما تضطر افضل العائلات احيانا الى اتخاذ نزلاء لها. |
| Sakın üzülme, delikanlı. En iyi ailelerde bile daha kötü şeyler oluyor. | Open Subtitles | لا تدع هذا يضايقك يا بنى يحدث أسوأ شئ فى أفضل العائلات |
| Anlaşılan bu kez de zavallı bir aileyi soymaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | يبدو أنهم يحاولون سرقة بعض العائلات الفقيرة في هذا الوقت |
| Yani buradaki kurucu ailelerin bir şey kurduğu falan yokmuş. | Open Subtitles | ممّا يعني أنّ العائلات التي طالمامُجدتبالعائلاتالمؤسسة.. لم يؤسسوا شيئاً فعلياً. |
| Parmaklıkların ardından bile diğer kayıp çocukların ailelerine yalan söylemeye devam ediyordu. | Open Subtitles | حتى من وراء القضبان تابع الكذب على العائلات بشأن أطفال آخرين مفقودين |