| Bu yaklaşıma, yaşayan organizma içinde biyoreaktör adını verdik ve bu yaklaşım sayesinde çok büyük miktarlarda kemik ürettik. | TED | وهذه المقاربة ندعوها المفاعل حيوي داخل الكائن الحي، وقد استطعنا أن ننتج كميات هائلة من العظام باستخدام هذه الطريقة. |
| Yani sadece kırmızı ışıkla kemik ve bedenlerimizin içini görebiliyoruz. | TED | لذلك باستخدام الضوء الأحمر نستطيع المرور عبر الجمجمة، العظام واللحم. |
| Eski kemikler, beklenildiği gibi, aşınma ve çürüme belirtileri gösteriyor. | Open Subtitles | العظام القديمة تظهر علامات الاضمحلال وسطح مكشوط مثل كنت تتوقع |
| Omuriiliğimin içinde bulunan kırık kemikleri toplayabildikleri kadarıyla bir araya getirdiler. | TED | التقطوا العظام المكسورة بقدر ما استطاعوا التي استقرت في الحبل الشوكي. |
| kemiklerin oynadığını elimle hissedebiliyordum. Bu yüzden hareketsiz kalmaları en iyisi. | Open Subtitles | أستطيع سماع العظام تتحرك لذا من الأفضل لقديمك أن تبقى ثابتة |
| Sonunda,iki kemiğin arasında bulunan Menisküs tamamen yırtılmış ve kemik çatlamış. | TED | الغضروف المفصلي ما بين العظام تمزق تماما و العظم نفسه تحطم. |
| Joe, beni yemeden önce kuçu kuçuya biraz kemik getir. | Open Subtitles | جو قد أحضر بعض العظام إلى باتش قبل أن يأكلني |
| Eğer gerçekten bir yamyamsa ona kemik kanseri olduğumu söylerim. | Open Subtitles | وماذا لو كان يأكل البشر.. سأخبره أنني مصاب بسرطان العظام |
| Son aşama meme kanseri, sırtı ve bacaklarında kemik metastazı. | Open Subtitles | سرطان الثدي في نهاية المرحلة، العظام ميتس لها الظهر والساقين. |
| Önem verdiğin kemik parçalarıyla ilgili söylemek istediğin bir şey var mı? | Open Subtitles | نعم, اي شيء تريدين إخبارنا به بخصوص قطع العظام التي تهتمين بها؟ |
| kemik çatırtısını andıran seslerden başka bir şey duymak mümkün değil. | Open Subtitles | يمكن للمرء أن يسمع صوت العظام وهي تتكسر في تلك المباراة |
| Bu falına bakmanın en güvenilir yoludur. kemikler asla yalan söylemez. | Open Subtitles | هذه أكثر الطرق الموثوقة لقراءة الطالع قراءة العظام لا تكذب أبداً |
| Avukatlarım kemikler üzerinde herhangi bir hak iddia edemeyeceğinizi söylediler. | Open Subtitles | أكد لي المحامون بان ليس لديك الحق بالمطالبة بتلك العظام |
| Elbette ki, kemikler deriden çok çok daha uzun sürede çürürler. | Open Subtitles | بالطبع العظام تتحلل بعد النسيج الطري و باقي اللحم بفترة طويلة |
| Bazı kemikleri kıracak kadar sert, belki de sol dizi. | Open Subtitles | قاسياً لدرجة تكفي لتحطيم بعض العظام ربما أيضاً ركبة يسرى |
| Çıtır çıtır yaşlanmış kemikleri sonraysa taze etin damaktaki tadını düşün. | Open Subtitles | فكري بهذه العظام القديمة الهشّة، من أي شيء رائع له ذوق. |
| Korkarım bu eski kemiklerin asla yapamayacağı bir şey çocuk. | Open Subtitles | طفلتي . إنني أخاف أن لا تنجو هذه العظام القديمة |
| tren frenlerinin içersinde, en azından Almanyadaki tren frenlerinde frenlerde bulunan bir parça domuz kemiği külünden imal edilmektedir. | TED | في مكابح القطارات .. في مكابح قطارات ألمانيا على الاقل حيث يوجد جزء من المكابح مصنوع من رماد العظام |
| Deriyi soyduğunuzda, üç tabakayı da, "kas"a ulaşırsınız organları bir yana ayırın, kemiğe doğru ulaşın, o zaman ne yaparsınız? | Open Subtitles | حين تخترقون الجلد و العضلات و تنحون الأعضاء جانباً لتصلوا إلى العظام ، هل تعرفون ماذا تفعلون ؟ |
| Meydan okuma dersleri her zaman modanın büyük devrimcileri, tasarımcıları tarafından öğretildi. | TED | لقد تم منح دروس في التحدي دائمًا من ثوار الموضة العظام: المصممون. |
| Bones, seni kimin öldürmek istedigini ögrenene kadar seni gözümün önünden ayıracak degilim. | Open Subtitles | كتلة العظام, لن أدعك تغيبين عن نظري إلى أن أعرف من يحاول قتلك |
| Bulunan kadın iskeletleri kesilmiş kaburgalar, savaş baltaları ile ezilmiş kafatasları ve kemiklere gömülmüş oklar gibi savaş yaralarına sahip. | TED | الهياكل العظمية النسائية تحمل ندوبا حربية: أضلعًا كُسرت بالسيوف، جماجمَ تهشمت بالفؤوس، وأسهمًا مغروسة في العظام. |
| Çünkü birbirimize kemiklerden çok daha kötü şeylerle vuruyoruz adamım. | Open Subtitles | لأننا بالفعل نسحق بعضنا البعض بشيء أسوأ بكثير من العظام |
| Fakat dinozorların kemiklerini kesmek sizin de anlayacağınız üzere oldukça zor çünkü müzeler için kemikler oldukça kıymetli parçalar. | TED | لكن القطع في عظام الديناصور من الصعب القيام به,لأنه يمكنك ان تتخيل بسبب المتاحف العظام ثمينة |
| Bu kemiklerde de bulduğumuz iskeletteki diş izlerinin aynıları var. | Open Subtitles | هذة العظام عليها نفس العلامات التي وجدناها على الجثة السابقة |
| İnsan bedeni et ve kemikten ibarettir, ki nispeten yoğunluğu bellidir. | TED | جسم الإنسان مكون من العظام و اللحم، التي تحتوي على الكثافة نسبياً. |
| Ya sadece kemiklerle aram iyi insanlarla kötüyse? - İnsanlar seni seviyor | Open Subtitles | ماذا لو أنني جيدة فقط مع العظام و فاشلة مع الناس؟ |