Yani, bu birey Neandertallerle bir kökeni paylaşan bir toplumdan geliyor, ama, daha eskiden uzun ve bağımsız bir hikâyesi var. | TED | لان هذا الفرد الذي وجدنا خنصره .. كان عنصراً في جماعة " النيدرثيلس " ولكنهم استقلوا فيما مضى منذ زمن بعيد |
İşlevini yerine getiremeyen reproduktif bir sistem yavrusu olmayan bir birey üretir, ve bu birey daha sonra gen havuzundan atılır. | TED | الجهاز التناسلي الذي يفشل في القيام بعمله ينتج فرداً بدون ذرية, وذلك الفرد يُلقى خارجا من النظام الجيني. |
Komünizm -- bireyin karşısında toplum ve devlete değer verirken yaratıcılığı, kendini ifade etmeyi ve inovasyonu kasıtlı olarak sindirdi. | TED | من الشيوعية من تقدير المجتمع والدولة فوق الفرد وسحق ، عن غير عمد، للإبداع، التعبير عن الذات لدى الفرد والابتكار. |
Bir bireyin sevgi görmesi ya da sevmesi-- sevgi kimliği-- | Open Subtitles | الطريقة التي يمنح الفرد او يستقبل الحب بها خريطة حبهما |
Ver onu bana. Silahşörlerin sloganı: Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için. | Open Subtitles | لنأخذه ، شعار الفرسان الفرد للجميع و الجميع من أجل الفرد |
Şimdi de per capita (kişi başı) gelirin seviyesine bakacağız. | TED | الآن سوف نغير وننظر إلى مستوى نصيب الفرد من الدخل. |
İlki dağ zihniyeti, bireysel mutluluk ve kariyer başarısı hakkında. | TED | الرأي الكبير الأول، الذي يدور حول سعادة الفرد والنجاح المهني. |
Çünkü hiçbir girdi alamazlar, yani artık bu kişinin beyni hiçbir görsel veri alamamaktadır -- yani kişi artık bir görme engellidir. | TED | بسبب عدم وجود مدخلات وعليه فان دماغ الفرد لم يعد يستقبل اي معلومات بصرية وهذا يعني ان الشخص بات مصاب بالعمى |
Gazetelerde de okuyorum. birey Devletin malıdır. | Open Subtitles | دائما ما قرأت هذا فى الصحف الفرد ينتمى إلى الدوله |
Psikolojik bir teoriye göre yaptığı her hatanın cezasını çekeceğini bilen bir birey daha doğru ve daha etkili bir şekilde öğrenir. | Open Subtitles | النظرية النفسية تقول أن الفرد يتعلم، أكثر دقة وكفاءة لو أدرك أن كل خطأ سيجلب عقوبة |
birey haklarını açıklamam gerçekten bir işe yaradı. | Open Subtitles | لقد سعدت كثيراً بإستغراقى كل هذا الوقت فى توضيح حقوق الفرد |
Bu teknoloji, bireyin yaşam yolunu belirlemek ve kendini şekillendirmek için bireyselliği güçlendiren bir teknolojidir. | TED | إنها تكنولوجيا تمكن الفرد من تحديد مسار حياته بذاته. لتشكيل ذاته. |
Çünkü daha önce sadece bir kere, bir bireyin kaderi tüm insanlığın kaderiyle bu denli iç içe geçmişti. | TED | مرّة واحدة فقط كان مصير الفرد ومصير الإنسانية امر متشابك جداً. |
bireyin kişisel eksikliklerini maddi eşitsizliğe yükleyen yanlış anlatıların ötesine geçerek servetin getirisi olan avantajları büyük ölçüde görmezden gelme zamanı. | TED | لقد حان الوقت لنتجاوز الرواية الخاطئة التي تعزو عدم المساواة إلى عجز الفرد الشخصي بينما بقوة تتجاهل مزايا الثروة. |
The Doors- - birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için-- yalan. | Open Subtitles | ذا دورز, الكل من اجل الفرد و الفرد من اجل الكل, ليس حقيقيا |
Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için. Değil mi? | Open Subtitles | الجميع لصالح الفرد و الفرد لصالح الجميع صحيح؟ |
Her birimiz 200 dolar veririz, sırayla evlerimizde durur. | Open Subtitles | سيدفع الفرد 200 دولار و نأخذها بالتناوب في بيوتنا |
kişi başına düşen GSYİH'nın her seviyesinde daha fazla sosyal ilerleme için fırsat, daha azı için riskler var. | TED | في كل مستوى من مستويات نصيب الفرد من الناتج الإجمالي المحلي، هناك فرص لمزيد من التقدم الاجتماعي، وأخطار لأقل. |
Bu her bireysel öğrenici için geçerlidir, ve sizin bunu çocuklarınıza göstermenizi istiyorum, ama aynı zamanda bu topluluktaki herkesin kendileri içinde denemelerini istiyorum. | TED | يمكن لهذا أن يكون فعّالا للمتعلم الفرد وأنا أحثكم على أن تقوموا بها لأطفالكم وكذلك أحثّ جميع الحضور ليفعلوها بنفسهم |
Bir bireye karşı duyduğumuz sempatinin genişletilerek o kişinin olduğu gruba da yayılabilmesi mümkün. | TED | فمن الممكن توسيع شفقتنا على فرد، يمكن أن تنتشر للمجموعة التي ينتمي إليها هذا الفرد. |
Bireylerin saç gölgeleri ayrı olduğunda biçimsiz olurlar. | Open Subtitles | الفرد ظلال شَعرِ لا شكلية عندما هم يَجِبُ أَنْ يَكُونَ مُتميّزَ. |
birinin adı Sör Alfred McGlennan Keith, R.F.D. ise onlarla tanışmak zorunda değildir. | Open Subtitles | حين يكون اسم الفرد سير ألفريد ماكجلينان كيث لا ينبغى ان تقابلهم |
Bu birinin kişiliğini tamamen değiştirebilir, onları paranoyak, hatta saldırgan yapabilir. | TED | يمكن له تغيير شخصية الفرد كليا، بجعله مذعورا أو حتى عنيفا. |
Varuşa kabilesinin yeni üyesi yemeye teşrif etmeyecek. | Open Subtitles | الفرد الجديد في قبيلة واروشا ترفض تناول العشاء. |
Toplum için olmazsa olmaz bir fırsat değil ancak bireyler ve aileler bu yönde tercih yapıyorlar. | TED | ليس بالضرورة أن يكون أفضل للمجتمع، لكنه ما يختاره الفرد والعائلة. |
Fakat eger Hindistan yuzde sekiz gibi bir büyüme gösterirse, 2050 yılına kadar kişi başına yıllık gelir 16 katına ulacaktır. | TED | ولكن إذا نمت الهند بما يعادل ثمانية في المائة فان دخل الفرد الواحد في السنة سيتضاعف 16 مرة بحلول عام 2050 |