"الفيتنامي" - Translation from Arabic to Turkish

    • Vietnam
        
    • Vietnamlı
        
    • Vietkong
        
    • Vietnamlılar
        
    Kobe'ye gidip gelmeye başladım. Vietnam topluluğundan insanlarla tanıştım. TED لقد بدأت بالانتقال إلى كوبي، والتقيت بمجتمع الشعب الفيتنامي.
    Ve Vietnam'daki Hong Ngu'da kendimizi bulduk. TED وأنتهى بنا الحال في هونغ نقو في الجانب الفيتنامي.
    Portakal esansı, Vietnam savaşı sırasında kullanılan ve bitkilerin yapraklarını dökmeye yarayan ve bu sayede Vietkong ve Kuzey Vietnam ordusunun gizlenmesini engelleyen bir ilaçtı. TED العامل البرتقالي كانت أوراق النباتات التي أستخدمت خلال حرب فيتنام لرفض التغطية لالفيتكونغ والجيش الفيتنامي الشمالي.
    Hayır, Vietnamlı adam onun hikâyesinin katliam ve korku ile biteceğinden eminim... Open Subtitles لا ، الفيتنامي أعرف أن قصته لن ،تنتهي لشئ سوى القتل الدموي و الرعب
    Senaryoyu kafamda tasarladığım kadarıyla özellikle beni büyüleyen Vietnamlı adam... Open Subtitles إنني أتخيل السيناريو خاصة عن الفيتنامي -الذي أنا مفتون به
    Buradaki insanların Albay Braddock'un Vietnam'da savaş suçu işlediğine dair kanıtları var. Open Subtitles هؤلاء الناس هم شهود عيان على بعض جرائم الحرب التي ارتكبها الكولونيل برادوك ضد الشعب الفيتنامي
    Kızıllar Vietnam'daki bütün askeri hedefleri fena vurdular. Open Subtitles الجيش الفيتنامي الشمالي قَصَفَ كل الأهداف العسكرية في فيتنام ، و قصف بقوة
    Ama kasım ayında, Vietnam devlet başkanı Diem'in öldürülmesinden bir hafta sonra... ve Kennedy suikastından iki hafta önce... tuhaf bir şey oldu. Open Subtitles ولكن في نوفمبر بعد اسبوع من مقتل الرئيس الفيتنامي ديم قبل أسبوعين من اغتيال كنيدي حدث شيء غريب بالنسبة لي
    Vietnam filminde adamı beğenmiştim. Yandan çarklıyı iyi oynamış. Open Subtitles أعجبني الفيلم الفيتنامي الذي لعب فيه دور المعاق
    Safran rengi patates püresi ve yeşil limonlu kuşkonmazım ile bezenmiş Vietnam usulü domuz pirzolam ünlüdür. Open Subtitles أنا مشهور بقَطع لحم الخنزير الفيتنامي مع البطاطا المهروسة بالزعفران و الهليون مع الليمون الأخضر الصغير
    Safranlı patates püreli ve hindibalı Vietnam usulü domuz pirzolamla ünlüyümdür. Open Subtitles أنا مشهور بقَطع لحم الخنزير الفيتنامي مع البطاطا المهروسة بالزعفران و الهليون مع الليمون الأخضر الصغير
    Şu deneyelim dediğimiz yeni Vietnam lokantasına gidelim. Open Subtitles دعنا نذهب الي المطعم الفيتنامي الجديد الذي رغبنا بأن نجربه
    Hey, şu Vietnam'Iı adam Vietnam gazileriyle dalga geçiyor. Open Subtitles تفقد هذا الفيتنامي يعطي الشباب العمل الى اولئك الاطباء البيطريون الفيتانميين
    Şu Vietnamlı çocuk, onu ben öldürmedim. Open Subtitles لم أقتل ذلك الرجل الفيتنامي الذي كان في المستنقعات
    O Vietnamlı-İsa, burası Vietnamlı bir kilise. Open Subtitles هذا مسيح الفيتنامي. كما ترون هذه كنيسة فيتنامية.
    Bir daha kesinlikle Vietnamlı donutçudan bronzlaştırıcı krem almayacağım. Open Subtitles لن أحصل على باقة المدبوغة مجدداً في محل دونات الفيتنامي.
    Sonra Times Gazetesinde Vietnamlı bir subayın bir mahkûmu idam edişinin fotoğrafı yayınlandı. Open Subtitles .. "وكانت مجلة "التايم كانت تُظهر تلك الصورة للضابط الفيتنامي الذي كان محكوماً بالإعدام
    Yani Vietnamlı adam Phoenix'teki otel odasında ve terliyor. Open Subtitles إليك هذه الفكره الفيتنامي في أحدى غرف "الفندق في "فينيكس و هو يعرق بشده ، كما لو كان يحترق
    Vietkong vurulup ölüyor ama bir ismi bile yok adamın amına koyayım, ama çok kalifiye adam. Open Subtitles الفيتنامي يُصاب و يموت إنه ليس له إسم و هو بارع جداً
    Ben senarist falan değilim, biliyorsun ama lanet Vietkong psikopatı için bir çözüm yolu arıyordum ve sanırım buldum diyebilirim. Open Subtitles أنا لست كاتب سيناريوهات لكني كنت أحاول الوصول لحل لمعضلة المختل الفيتنامي
    Russell Sokağı'ndaki Vietnamlılar yapıyor bunu. Open Subtitles ذلك المطعم الفيتنامي في شارع (راسل) يعدّ هذه.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more