| Biliyor musun, öyle olağanüstü bir yerin kapanması gerçekten yazık. | Open Subtitles | أتعلمين، إنه من المؤسف أن يهدموا معلم رئيسي مثل هذا |
| Evet. Çok sağlam karakterli bir kuzenin var. Onunla çıkamaman yazık. | Open Subtitles | أجل, أبنه عمتك فتاة رائعة من المؤسف أنك لا تستطيع مواعدتها |
| Çok iyi fikir. Sana uyan bir tane bulamamak ne kötü. | Open Subtitles | هذة فكرة جيدة منك من المؤسف إنك لم تجدي واحداَ مناسباَ |
| Arkadaşımız için çok kötü Onu yemeye başladıklarında hala canlıymış. | Open Subtitles | المؤسف أنه كان قد دفن حياً عندما بدأت فى أكله |
| Babanın ölmesi çok üzücü ama insanlar çok çabuk iyileştiler. | Open Subtitles | من المؤسف وفاة والدكِ لكن الناس قد تخطوا ذلك بسرعه |
| Tanışmasak da, ortağınızın talihsiz ölümünden duyduğum üzüntüyü belirtebilir miyim? | Open Subtitles | هل تسمع لغريب ان يعزيك فى فقدان شريكك المؤسف ؟ |
| Bu kadar az kalmasına rağmen... zamanınızı bizimle harcamanız ne yazık! | Open Subtitles | من المؤسف أن أمامكم وقتا قصيرا ومع هذا تضيّعونه هنا معنا |
| Bu anılar sonsuza dek kaybolsa, ne kadar yazık olurdu. | Open Subtitles | , سيكون من المؤسف زوال كل هذا و ضياعها للأبد |
| yazık ki bu adam ve ailesi sadece ölümü bulmuş. | Open Subtitles | من المؤسف أنّ هذا الرجل وعائلته قد وجدوا الموت فحسب. |
| Kitabı okumazsan, ne yazık ki kimse bu hareketi bu sene göremeyecek. | Open Subtitles | من المؤسف أنه لن يراها أحد هذا العام إن لم تقرأ الكتاب |
| Dünya hâlâ varken seninle hiç takım olmamamız çok yazık. | Open Subtitles | من المؤسف أننا لم نشترك سوياً بينما تواجد هذا العالم. |
| Bu akşamdan sonra böyle bir şansın olmayacak ne yazık ki. | Open Subtitles | من المؤسف أنكى لن تنالى هذه الفرصه ابدا بعد هذه الليله |
| Hevesli çalışma. Bu bir klasik. İşe yaramaması çok kötü. | Open Subtitles | المُجنّد المتلهّف ،هذا كلاسيكي من المؤسف أن هذا لن ينجح |
| babamın burada olamayıp kürsüye kadar ona eşlik edememesinin ne kadar kötü... | Open Subtitles | أنه من المؤسف جداً أن والدي لم يكن هنا ليسير مع العروس |
| O kızla görüşemeyecek olması çok kötü. Çok güzel bir kız. | Open Subtitles | من المؤسف أن لا يستطيع رؤية تلك الفتاة , إنها جميلة |
| Yine kötü haber olacak ama bugün David'le konuştum ve o da gelemeyecekmiş. | Open Subtitles | ومن المؤسف ايضا اليوم لقد تحدثت الى ديفيد اليوم ولن يستطيع القدوم كذلك |
| Yine kötü haber olacak ama bugün David'le konuştum ve o da gelemeyecekmiş. | Open Subtitles | ومن المؤسف ايضا اليوم لقد تحدثت الى ديفيد اليوم ولن يستطيع القدوم كذلك |
| Bir adamın böyle ölmesi çok üzücü... ama yine de çok ilginç. | Open Subtitles | من المؤسف للغاية أن يلقي رجل مصرعه بهذه الوسيلة، ومن المذهل كذلك. |
| Sanırım sizin açınızdan baktığımda iki adamın da ceza almayacak olması üzücü olacak. | Open Subtitles | أفترض ، من منظورك ، أنّه من المؤسف أن لا يخدم الرجل في أي وقت حقيقي |
| Onun talihsiz ölümü, sınırın kapanmasını sağlayan yönetmeliğe neden oldu. | Open Subtitles | دفع موته المؤسف للغاية أن نشرع في بناء حدود فاصلة. |
| Maalesef, artık O'nun adı Murong değil kocam olduktan sonra adı Liu oldu. | Open Subtitles | من المؤسف لك لانه الان معى انا عندما اتى الينا اول مره لم يكن رجلا |
| Elinizdeki erzak bittiğinde, hepinizin açlıktan ölecek olması çok acı. | Open Subtitles | من المؤسف أن كل ذلك سيضيع هباء عندما يموتون جوعاً |
| Bu bendi patlatacak olmamız büyük talihsizlik ama sulama yapmak zorundayız. | Open Subtitles | من المؤسف أن ندمر هذا السد ولكن لابد أن نروى الأرض |
| Yazarlığı bırakması utanç verici olur. Çünkü çok yetenekli. Evet. | Open Subtitles | سيكون من المؤسف أن يتخلى عن الكتابة لأنه موهوب حقا. |
| Keşke duymasaydınız. Başınız belaya girecek. | Open Subtitles | من المؤسف أنك سمعتى هذا وقد يكون خطيراً عليك |
| Genel Müdür Gerald Olin, otelin trajik tarihi hakkında epey bilgi sahibi. Katliam listesini, hesap defterinden bahseden bir muhasebeci gibi soğukkanlılıkla ezberden okuyor. | Open Subtitles | التي تجبر المدير العام جيرليد أولين أن يتذكر تاريخ الفندق المؤسف كما يتذكر المحاسب حساباته |
| Hamile olmamasına üzüldüm. Sezaryen yapabilirdik. | Open Subtitles | من المؤسف أنّه ليس حاملاً، كنّا قمنا بتوليدِهِ قيصريّاً |
| Ona olanlar için üzülüyorum. | Open Subtitles | من المؤسف أن حياتها أصبحت هكذا. إنه فعلا مؤسف. |