"المحافظ" - Translation from Arabic to Turkish

• Vali
• Başkan
• Belediye
• başkanın
• Valinin
• Valiyle
• Valiye
• Valim
• muhafazakar
• cüzdan
• validen
• cüzdanlar
• muhafazakâr

Suç oranlarını gizleyip Carcetti'yi Vali kendini de Başkan yapmak için.
و أخفي الجريمة كي يتم إنتخابه لمنصب الحاكم وتصبح هي المحافظ

Vali Bey internet sitemize koyabilmek için tabletlerle ilgili zaman aralığı istiyor.
المحافظ يريد عمل فيلم عن حواسيبك اللوحية لأجل وضعه على موقعنا الإلكتروني

Yani Vali boşuna çabaladı.
لذلك كلّ ما حصل عليه المحافظ كان هيكلا فارغا.

- Hayır aptal, halen Başkan değil. - Seçimlere katılıyor.
لا انت عم تمزح ما هادا المحافظ بعدين بدو يصير

Biliyorum. Başkan'ın dediğini yaptım çünkü buna mecburdum, Sayın Meclis Üyesi.
أعلم ، كنت طوعُ المحافظ لأني جُبرت على ذلك أيها النائب

Görünüşe göre sen istediğini aldın tabi. Belediye başkanından yani.
يبدو أنك أخذت ما أردته من المحافظ على أي حال

Burası değişik bir eyalettir ve Vali de biraz tuhaf biridir.
هذه حاله نادره و المحافظ غريب الأطوار قليلآ

Bizzat Vali'ye kendim gidip anlatacağım. O zaman yaptıklarının...
سوف أشتكي إلى المحافظ نفسه وسوف تحاسب على ما فعلت

"İnsan" demedim, Sayın Vali. "Acımasız" dedim.
أنا لم أقل بشر يا سيادة المحافظ أنا قلت الوحشيَون

Vali Breck bu emri tüm sivillere vermektedir.
المحافظ بريك أصدر هذا الأمر الى جميع :المواطنين

Ve Vali halkı polisten soğutamaz.
لذا لا يستطيع المحافظ أن يعزل قوة الشرطة

Vali şu anda arkadaşlarıyla birlikte.
المحافظ الأن يُحي الأصدقاء و يستمتع بالعشاء في قاعة الرقص

Sayın Başkan, tüm bölümlerin görüşlerini bir kez daha dinleyelim.
المحافظ باجبي ... دعنا نسمع من كلّ الأقسام مرة أخرى.

Başkan sizi takdim edecek, belgeleri verecek, sonra sola geçip görüntüden çıkın.
المحافظ سيقوم بتقديمكم,يسلمكم .... رسائل الإطراء ثم ينتقل كل منكم إلى اليسار,مبتعداً...

Belediye başkanıyla konuştum opera evinde bir davet vermek için kulağını biraz çıtlattım.
كنت أتحدث مع المحافظ و أ ُلح عليه لنقيم الحفل فى قاعة الأوبرا

Aslında ben ilgileneceğim. Belediye Başkanı'na bu dosyayı benim yürüteceğimi söyledim.
في الواقع، أنا الممسكة بها، أخبرتُ المحافظ بأنّي سأرأس هذه القضيّة

Belediye parçalanmış tek ceset mi yada birkaç ceset mi var ve bir seri katil mi var bilmek istiyor.
مكاتب المحافظ يريد أن يعرف هل لدينا ضحية واحدة مقطعة إلى أجزاء ؟ أو عدة ضحايا و قاتل متسلسل طليق

başkanın ailesi zengin. Karşılayabilirler.
حسناً,عائلة المحافظ غنية,يمكنهم تحمل المبلغ

Bu davayı sırf Valinin dostlarını korumak için almışız gibi geliyor.
يبدو الأمر لي أننا نتحدث عن قضية لحماية أصدقاء المحافظ فحسب

Velayet sorunum hakkında Valiyle mi konuştun?
هل انت,تكلمت مع المحافظ عن قضية الحضانة؟

Valiye ya da vatandaşlara vermek istediğimiz mesaj bu değil.
هذا واضح هذه ليست رساله نريد ان نرسلها إلى المحافظ,

Tasarın ilk seçimde geçerse çok çok sevgili eyalet Valim tasarını yürürlüğe koyacaktır.
يمر مشروع قانونك في أول تصويته, ويا عزيزي, صديقي العزيز المحافظ وقع عليه كقانون.

Bu muhafazakar amcanızla Şükran Günü gibi bir şey. Daha da beteri, milyonlarca seyircili bir canlı yayında.
إنه نوعاً ما مثل عيد الشكر مع عمك المحافظ المستخدم للمنشطات مع ملايين المشاهدين لعرض تلفزيوني مباشر

Bu arada, cüzdan işini de öğrenmelisin.
فى الوقت الحالى يجب ان تتعلم كيف تسرق المحافظ

Göstermelik bir ceza alıp şeklen özür dileyeceğimi... validen bir kasa şampanya geleceğini ikimiz de biliyoruz.
كلانا يعلم بأن كل ما سألقاه هو صفعه على المعصم أعتذار رسمي وصندوق شمبانيا من المحافظ.

Cep telefonları, belgeler, cüzdanlar. Hiçbirini yanınıza almayacaksınız.
الهواتف , الأوراق , المحافظ لن تأخذوا أي شيء معكم

Bu muhafazakâr bir iklim çözümünün serbest pazar ve kısıtlı idare altındaki gücünü göstermektedir.
وهذا يوضح القوة وراء الحل المناخي المحافظ بناءً على السوق الحرة والحكومة المحدودة.