| Belki farkında değilsiniz ama şu anda oldukça nadir bir şeye bakıyorsunuz. | TED | من المحتمل أنك لا تدرك أنك الآن تنظر إلى شيء نادر نسبياً. |
| Ama Belki de sizin için en önemli olanı virulans, yani zehirlilik. | TED | ولكن من المحتمل انه اكثر ما يثير اهتمامكم هو النوع الخبيث منها |
| Büyük ihtimalle yeğenimin yüzünü daha önce görmüşsünüzdür, Bay Mason. | Open Subtitles | رأيت الوجه من المحتمل أبنة أختي قبل ذلك، السيد ميسن. |
| Clark, tüm bu olanların hormonal bir bağlantısı olması mümkün. | Open Subtitles | كلارك من المحتمل أن يكون سبب ماحدث له صله بالهرمونات |
| Olay şu ki bu yaka kartı, beni buraya getirmenizin muhtemel sebebi. | Open Subtitles | الشيء هو ، أنّ هذه الشارة من المحتمل أنّها سبب وجودي هنا |
| - Kimse aşırı başarılıları sevmez. - Baktığı eski eşleri, ailesi vardır Herhalde. | Open Subtitles | ليس هناك شخص يحبّ الفائز, من المحتمل حصل على الزوجات والعوائل السابقة للدعم |
| İskandinav gece tanrılarından birini temsil ediyor olabilir, Belki Loki'yi. | Open Subtitles | من المحتمل تمثيل واحد من الآلهة الليلية النرويجية، ربّما لوكي. |
| Bu hoş birşey, ama Belki de o bir şeylerden şüpheleniyor? | Open Subtitles | هذا لطيف , لكن هل من المحتمل أنه يشك بشيء ? |
| Belki de seninle itişmeye çalışırken çok sinirlendiğim zamanlar da olmuştur. | Open Subtitles | من المحتمل أن أصبح مجنون محاولات للتنافس معك في الفكر الصافى |
| Sen iyi bir kadınsın, Lois. Belki cehennemde yanmazsın bile. | Open Subtitles | انت امراة جيدة لويس من المحتمل الا تحترقي في الجحيم |
| O güveler büyük ihtimalle şu anda büyük delikler açmaktalar. | Open Subtitles | من المحتمل أن الحشرات تقضم السجاد و تفتح ثغرات كبيرة |
| Tabii ki, genç ama büyük ihtimalle çok iyi bir doktor | Open Subtitles | أنا متأكدة أنه شاب لكنه من المحتمل أنه طبيب جيد جدا |
| Bu büyük ihtimalle yeni olduğu içindir ve güçlerin gelişiyor. | Open Subtitles | حَسناً، ذلك من المحتمل فقط لأن هو جديدُ، وقوَّتكَ تَتصاعدُ. |
| Cüce bukalemunu bulmak, Bertrand'ın uzmanlığı ve keskin gözleri olmasa mümkün olmazdı. | Open Subtitles | لم يكن من المحتمل إكتشاف الحـرباء القزميه لولا خبرة بيـرتـراند وعيونه ثاقبه |
| Polisler Jackie'nin evinin etrafını muhtemel cinayet silahını bulmak için araştırdı. | Open Subtitles | الوحدة تستطلع المنطقة حول منزل جاكي لبحث عن سلاح الجريمة المحتمل |
| Hafızası Herhalde 24 veya 48 saat içinde geri gelecektir. | Open Subtitles | من المحتمل أن تعود ذاكرته خلال 24 إلى 48 ساعة |
| Ailenin ölümünden kaynaklanan, ama senin yüzleşmediğin bir sorun olabilir mi? | Open Subtitles | هل من المحتمل أن هناك شيء في وفاة والداك لم تواجهه؟ |
| Dolgu farklı bir renkte demek ki mezar hırsızları büyük olasılıkla buraya ulaştı. | Open Subtitles | الطلاء بلون مختلف هذا يعني أن لصوص المقابر من المحتمل قد دخلوا هنا |
| Yürek acısı, ıstırap, cinsel şiddet ve olası ölümden mi? | Open Subtitles | من وجع القلب , والبؤس العنف الجسدي والموت المحتمل ؟ |
| Diğerleri için her yapım potansiyel iflas veya servet anlamı taşır. | Open Subtitles | والشخص الآخر الذي يعني إليه كل إنتاج الخراب المحتمل أو ثروة. |
| Eğer seni tutsaydım, hayatımın büyük ihtimal değişeceğini bilmeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تتفهمي أنني إن وظفتك حياتي من المحتمل ستتغير |
| Şimdi sadece bunlardan birkaçına odaklanacağım ve yangınla başlayalım, çünkü Sanırım yangın muhtemelen şu anda hepinizin hakkında düşündüğü ilk şey. | TED | سوف أركز فقط على بعضها، ولنبدأ بالحريق، لأنني أعتقد أن الحريق والذي من المحتمل أن يكون أول شيء تفكرون به الآن. |
| Yalan yok, kandırmaca yok, birini yanıltarak zarar görmesine neden... olma ihtimali yok. | Open Subtitles | بدون كذب , وبدون خداع ليس من المحتمل لشخص ما ذو قلب حساس |
| Belli eden hareketin her neyse bu ortamda ortaya çıkma olasılığı çok düşük. | Open Subtitles | و من غير المحتمل أن تُبرز ردة فعلك نفسها في جو علاج نفساني |
| Sevişiyorlardır herhâlde. | Open Subtitles | نعم ، من المحتمل أنهم يمارسون الجنس أو شيئاً كهذا |