Fark ettin mi bimiyorumama benim sinir bozucu küçük bir hastalığım var. | Open Subtitles | أنا لا أعرف ما إذا قد لاحظتي ولكن لدي هذا المرض المزعج |
sinir bozucu baş ağrıları için bana uyuşturucu verebilir misin? | Open Subtitles | هل يمكنك إعطائي بعض الأدوية اللطيفة لهذه الصداع المزعج ؟ |
Daha da rahatsız edici şeyse, bu konuda kimseye birşey söyleyememem. | Open Subtitles | المزعج أكثر حقيقة أنني لم أستطيع إخبار أي أحد بحدوث ذلك. |
Her neyse, Annyong futbol oynuyor ama tek yapmam gereken galiba görmezlikten gelmek. | Open Subtitles | على أيّة حال، " المزعج" سيمارس لعبة كرة القدم ولكن أعتقد، أنّه علي تجاهل ذلك |
Bazen insanlar evlerinin altında tünel kazılmasının oldukça can sıkıcı olduğunu düşünüyor. | TED | يعتقد الناس أحيانًا، أنه سيكون من المزعج جدًا وجود نفق يتم حفره أسفل منازلهم. |
Kredi kartı dolandırıcılığını tespit edip Spam postaları engelliyor ve diller arası çeviri yapabiliyorlar. | TED | تستطيع أن تكشف تزوير البطاقة الإتمانية وتمنع البريد المزعج وتستطيع الترجمة بين اللغات. |
Dinle, o baş belası kocandan kurtulup, yalnız bir hafta sonu geçirmek istersen, bana haber ver yeter. | Open Subtitles | شكراً و اسمعي إذا أردت الأستمتاع بإحدى عطل نهاية الأسبوع أعلميني إذا أردت التخلص من زوجك المزعج |
Ayrıca, Annyoung'ın futbol ödül törenine gideceğim... | Open Subtitles | بجانب ذلك، أنا ذاهبة لحفلة " المزعج" لتسليم جوائز كرة القدم |
Sadece sür yumurcak. | Open Subtitles | قُد فقط, أيّها المزعج |
JM: Sen ve kız kardeşin gülersiniz, Tanrıya şükür sinir bozucu hayal biter, artık patates ve mısır soymaya dönebilirsiniz. | TED | "أنتِ وأختكِ تضحكان، الحمد لله أن ذلك الحلم المزعج قد انتهى، الآن يمكنكما أخيراً أن تعودا لتقشير البطاطس وتقشير الذرة. |
Bir yıl önce bugün, senin sadece sinir bozucu arkadaşın Chandler'dım. | Open Subtitles | في السنة الماضية كنت صديقك المزعج تشاندلر |
Şimdi de benim sinir bozucu arkadaşım Chandler'sın. | Open Subtitles | والآن انت صديقي المزعج تشاندلر احضرت لك هدية |
Ondan önce şu sinir bozucu sineklerin dikkatini dağıtmalıyız. | Open Subtitles | قبل كل شيء ينبغي أن نتخلص من الذباب المزعج |
Samanyolu ve tüm Samanyollarının kendilerini patlatmak gibi rahatsız edici bir geçmişleri olduğunu düşünüyoruz. | TED | نعتقد أن درب التبانة وكل المجرات الأخرى، لديها هذا الماضي المزعج حيث يقومون حرفيًا بتفجير أنفسهم. |
Müşteriniz hareket fonksiyonu olmadığını anladığında gelecekte erimiş olmayı rahatsız edici bulmayacak mı ? | Open Subtitles | ألا يجد عملاءك أنه من المزعج أن يذوب فى المستقبل ، فقط لإكتشاف أنه ما كان عنده قابلية الحركة الوظيفية ؟ |
Rahatsız edici olan şey ise, neden o fotoğrafı çekerken adamı tutmadılar? | Open Subtitles | المزعج بالأمر هو سبب عدم تمسّكهم بهذا الرجل وهم يلتقطون صورته. |
Babanla benim evlatlık edindiğimiz Annyong. | Open Subtitles | هذا هو انيونج " المزعج" الذي قمنا أنا ووالدك بتبنيه |
- Selam. Evet, Annyong. | Open Subtitles | بلى, أيها " المزعج" نعلم أنّ هذا هو اسمك |
Hafta sonunda o otelde tıkılı kalmak sıkıcı olsa gerek. | Open Subtitles | من المزعج أن تبقي حبيسة ذاك الفندق طوال عطلة نهاية الأسبوع |
Spam mesaja gömülü semboller Zodiac'ın 1969'da ilk mesajında kullandıklarıyla aynı. | Open Subtitles | الرموز المدفونة فى البريد المزعج هى نفسها التى استعملها زودياك فى رسالته عام 1969 |
Mike, bir gün o baş belası, buralarda olmayacak. | Open Subtitles | مايك ، يسيأتي يوم ذلك المزعج لن يكون موجودا |
Bir de, Annyoung'u Kore'ye geri gönderebilir misiniz? | Open Subtitles | وأيضاً، هل يمكنكِ إعادة " المزعج" إلى كوريا ؟ |
Küçük yumurcak. | Open Subtitles | أيها الطفل المزعج |
Garson, kes şu uyuz ıslığı. Sinirlerimi bozuyorsun. | Open Subtitles | جارسن , توقف عن هذا الصفير المزعج انت تثير أعصابى |
Sana bahsettiğim velet bu. Cazgır ama deha. | Open Subtitles | هذا الولد المزعج الذى أخبرتك عنه بغيض ، مهاجم ، لكن عبقرى |