| bir iki hafta önce buraya yaralı olarak gelen adam değil mi? | Open Subtitles | هل هو هذا الرجل المصاب بجلطة الذى جاء من بضعة أسابيع ؟ |
| yerde yatan yaralı adamı görünce, onu gözardı etmemiş. | TED | وعند رؤيته لذلك الرجل المصاب ملقىً على الأرض، لم يتجاهله وكأنه غير موجود. |
| Muazzam acı ve travmadan sonra yaralı rehabilitasyon sırasında çok zorlayıvı bir fiziksel ve psikolojik mücadeleye giriyor | TED | بعد تحمّل الألم الشديد والصدمة، الوجه المصاب للقسوة البدنية والمعاناة النفسية في المصحة. |
| Kan için merkezi arayın ve vurulan kişi için ameliyatı hazırlayın. | Open Subtitles | اتصل بغرفة العمليات وجهز المصاب بطلق ناري للعملية |
| Enfekte olmuş fare, kedi idrarının tatlı kokusunu aldığında ondan kaçmak yerine kokunun kaynağına doğru ilerler. | TED | إذا اشتم الجرذ المصاب الرائحة المبهجة لبول القطة، فإنه يجري تجاه مصدر الرائحة بدلًا من الاتجاه الأكثر عقلانية للهرب. |
| Affedersin, şekerim, şu otobüs çarpan Hasta, hangi odada kalıyor? | Open Subtitles | معذره ، في أي غرفه يوجد المصاب في حادث الحافله؟ |
| Yangında bir kişi öldürüldü, çok sayıda yaralı var. Hasar yarım milyon dolar civarında. | Open Subtitles | العديد من المصاب و نصف مليون دولار جدير بالضرر سبب، |
| - Neredeyse oldu. - yaralı geliyor. | Open Subtitles | لقد أقتربنا الرجل المصاب يقترب من الشاطئ |
| - Nerdeyse oldu. - yaralı adam kıyıya geliyor. | Open Subtitles | لقد أقتربنا الرجل المصاب يقترب من الشاطئ |
| Bekleyin, bir siluet görüyorum yaralı adama yaklaşıyor. | Open Subtitles | انتظر دقيقة انا ارى شيء يقترب للشخص المصاب |
| yaralı olanı da size katılmaya siz ikna edersiniz belki. | Open Subtitles | ربما أنتى يمكن أن تقنعى المصاب لإلتحاق بكم أيضاً |
| yaralı yoldaşımızı hastaneye götürmeliyiz. | Open Subtitles | الأفضل أن نأخذ رفيقنا المصاب إلى المستشفى |
| Para toplayıp saten bir kumaşa sararak... yaralı çocuğun annesine vermemizi teklif ediyorum. | Open Subtitles | أقترح أن نجمع النقود لشراء لحاف من الأطلس الأبيض لأم الفتى المصاب |
| Yeterince uzaklaştılar ve yaralı ayı artık onlar için de, yavruları için de tehlike teşkil etmiyor. | Open Subtitles | مدركين ظاهرياً من إن الدب المصاب لم يعد يمثل تهديد لهم أو لصغارهم. |
| yaralı prens peri ile sihirli bir kaleye gitti. | Open Subtitles | وذهب الأمير المصاب . مع تلك الجنية إلى القلعة السحرية |
| 999 bildirimi yapılırsa bölgedeki tüm birimler vurulan memurun oraya gider. | Open Subtitles | عند إطلاق نداء حالة 999 جميع الوحدات في المنطقة سوف تهرع بالذهاب للضابط المصاب. |
| Enfekte olan bir kişi öksürdüğünde virüs içeren damlacıklar dışarı püskürtülür. | TED | عندما يسعل الشخص المصاب تتناثر قطيرات من الرذاذ حاملةً الفيروس. |
| "Sevgili hayali Hasta, en kısa zamanda gelin. | Open Subtitles | عزيزي المصاب بوسواس المرض تعال في أسرع وقت ممكن |
| Ama bunama hastalığı bulunan partnere bakmak da yalnız bir yer olabilir. | TED | لكن كونك تقدم الرعاية للشريك المصاب بالخرف يمكن أن يكون مكانًا وحيدًا جدًا |
| Doktor, yaralılar şu beyaz karınca tepeciğinin oradalar. Oraya git! | Open Subtitles | دكتور, المصاب على تلّ النّمل الأبيض ذلك ! |
| Genç bir adam, bir kral ve bir savaşçı bu yaşlı adamın sakat bedenini mezara koydu. | Open Subtitles | شاب، ملك ومحارب مدفون فى جسد هذا الرجل المسن المصاب بالشلل |
| Polis aradı. hastanın kimliği tespit edilmiş. Eşi buraya geliyor. | Open Subtitles | اتّصلت الشرطة، لقد تعرّفوا على المصاب مجهول الهويّة وزوجته قادمة إلى هنا |
| etkilenen şahıs ile eşkaline uyan bir otostopçu aldığını söyledi. | Open Subtitles | الشخص المصاب يقول أنه أوصل شخص يطابق أوصافه |
| Sanırsın Hastalıklı derinin üst katmanı tamamen vücuttan sökülmüş ve altında kalan bölge de bir tür merhem ile tedavi edilmiş. | Open Subtitles | لن يلومني أحد إذا فكرت أن الطبقة العلوية الكاملة للجلد المصاب قد نزعت والطبقة التي تحتها عولجت بمرهم من نوع ما |
| Çoğu bakterinin hücrelerinde, her duruma uyabilen ve virüssel DNA'yı tespit edip yok edebilen CRISPR adlı bir bağışıklık sistemi mevcuttur. | TED | لدى أنواع عديدة من البكتيريا في خلاياها نظام مناعة تكيفي يدعى كريسبر وهو يساعدها على رصد الحمض النووي المصاب بالفيروسات وتدميره. |