| "lambayı yakmayı başarana kadar Uzun süre karanlık mağarada kaldım" | Open Subtitles | لقد عانيت لوقت طويل في الكهف المظلم حتى قمت بإنارة المصباح |
| O kadar yoğundu ki yataktan lambayı zorlukla görüyordum. | Open Subtitles | كان كثيفاً للغاية, بالكاد رأيت المصباح بجانب الفراش |
| lamba sadece ışık vermez, aynı zamanda karanlık da verir. | TED | إذا المصباح لا يمنح النور فحسب بل و يمنح الظلام. |
| Tünelin içinde, el lambasıyla yürüyüp, ışığı nereye doğrultursanız, animasyon orada gerçekleşiyor. | TED | تسيرُ خلال النفق حاملاً مصباحًا وهاجًا، وأينما تصوبُ المصباح اليدوي، تقفز الرسوم المتحركة إلى الحياة. |
| Ve o tılsımı lambanın üstüne koyduğu zaman istediği kadar dilekte bulunabiliyor. | Open Subtitles | و حينما يضعه على المصباح, يمكنه أن ينال ما يريده من الأمنيات |
| 27 milyar dolar Susan gibi insanların her yıl cep telefonu şarj etmeye, evlerini aydınlatmak için el feneri pillerine ve gaz yağına yaptığı harcama. | TED | 27 مليار دولار هو ما يصرفه أشخاص مثل سوزان كل سنة لشحن الهاتف الخلوي، بطاريات المصباح والكيروسين لإضاءة المنزل. |
| Savcı lütfen lambaya dikkat ediniz. | Open Subtitles | هـلّ بإمكان الإدّعاء ملاحظة المصباح رجاءً؟ |
| Bütün gece üzerlerine fener tuttum. | Open Subtitles | من الصعب أبعاد هذه الطيور وجبّ أن نستعمل المصباح طوال الليل |
| lambayı ateşe atarsak, cin ortadan kalkabilir. | Open Subtitles | وإذا إلقى المصباح إلى الحفره الملتهبه بالنيران ربما يدمر |
| Hiç önemi yok! Bu lambayı hiç sevmezdim zaten. | Open Subtitles | انه ليس أمراً ذو أهمية , فهذا المصباح لم يعجبني يوماً |
| Keşke oraya gizlice girip lambayı almanın bir yolu olsaydı. | Open Subtitles | لو كانت هناك طريقة ٌما للتسلل و إستعادة المصباح |
| Alışverişe gidip birkaç lamba, radyo ve bunun gibi birşeyler alıcaz. | Open Subtitles | نحن ذاهِبونَ إلى الحجرةِ و نأخذ المصباح و الراديو و الأغراض |
| Bilmiyorum. lamba en az üç gündür evde belki de daha fazla. | Open Subtitles | لا أعلم ، المصباح كان هنا منذ ثلاثة أيام ، ربما أكثر |
| Beni okula inekle birlikte yollardılar. Ödevlerimi de lamba ışığında yapardım. | Open Subtitles | لقد تم ارسالي لرعي البقرة وعملت واجباتي المدرسية تحت ضوء المصباح |
| Şimdi, ampulü olan, ancak ışığı odaklayamadığınız bir dünya düşünün. bir açtığınızda ışık istediği her yere gidecek. | TED | الآن تصوروا كيف سيكون العالم اليوم لو كان لدينا المصباح ولكنك لا تستطيع تركيز الضوء إذا شغلت إحداها سينتشر أينما يريد |
| Ancak biz sadece lambanın yansımasını incelerken, onlar herşeyini inceler. | Open Subtitles | لكننا نرى فقط صورة المصباح أما هم فيرون كل شيء |
| feneri Muff tasyordu. | Open Subtitles | غادرت عبرالبابِ الجانبيِ. ماف كَانَ يَحْملُ المصباح. |
| Bu lambaya da dikkat et. | Open Subtitles | كيلستين , كوني حذرة في التعامل مع هذا المصباح أيضا |
| Birinde para, diğerinde sürekli yanıp sönen, bir fener olacak. | Open Subtitles | واحد معه المال والآخر معه المصباح والذي سيومض به بإستمرار من جانب الى آخر |
| hava insanları, çamaşır insanları, ampul insanları ve ateş insanları. | TED | جماعة الطيران .. جماعة الغسيل الكهربائي جماعة المصباح الكهربائي .. جماعة النار |
| Edison ampulü icat ettiğinde, aşağı yukarı böyle bir şeye benziyordu. | TED | أديسون عندما اخترع المصباح الكهربائي كان يشبه الى حد كبير هذا |
| Şu mına koduğum fenerini yüzümden çek ve şu sigarayı söndür. | Open Subtitles | أبعد هذا المصباح عن وجهي وأطفئ هذه السيجارة |
| Güneş lambası altında uyuyakaldığını söyleriz. | Open Subtitles | سنخبر الجميع أنك نمت تحت المصباح الشمسي على جانبك الايمن |
| İşte şimdi yardımsever cinlerin lejyonu lambadan dışarı süzülüyordu. | Open Subtitles | حشود من الأرواح الطيبة خرجت من المصباح السحري |
| Ona çeyrek geçe kitabı kapayarak odanın içinde lambayla birlikte gezinmeye başladı. | Open Subtitles | هو كان حوالي العاشرة والربع عندما أغلقت الكتاب تحركت عابرة الغرفة حاملة المصباح معها |
| Ama o, ısı lambasını bir hafta açık bıraktı. | Open Subtitles | بدلاً من ذلك ، لقد غادر تاركاً خلفه المصباح الحراري مشتعلاً لأسبوع |