"الملابس" - Translation from Arabic to Turkish

• kıyafet
• kıyafetler
• kıyafetleri
• elbise
• çamaşırı
• giysiler
• giysi
• soyunma
• elbiseler
• elbiseleri
• giysileri
• çamaşır
• kıyafetlerin
• çamaşırları
• kıyafeti

Bir zamanlar, bana 2-3 paket kıyafet teslim edilirdi, iki günde bir.
ذات مرة، كان يصلني مجموعتين أو ثلاثة من الملابس يوماً بعد يوم.

İkinci el dükkânlarında bitmek bilmeyen kıyafetler arasında aranırken aklıma bir soru takıldı, almadığım diğer kıyafetlere ne oluyordu?
وبينما كنت أفتش بين الرفوف اللامتناهية في متاجر الملابس المستعملة بدأت أتسآل: ماذا يحدث لكل الملابس التي لا أشتريها؟

Kendinize alacağınız kıyafetleri, ödememde bir sakınca görmezseniz, tabi ki..
هذا، إن كنتِ لا تمانعين أن تأخذي راتباً لإختيار الملابس

Sivil elbise giymemden hoşlanmıyorsan, sürekli evde oturmak zorunda kalırız.
إذا لم تحبينى فى الملابس المدنية فسنقضى وقتنا كله هنا

Hayır, hayır, alışveriş harika olur. Biliyorsun, bana yeni iç çamaşırı lazım.
لا ، لا التسوق عظيم ، تعلمين أحتاج بعض الملابس الداخلية لذا

Burada geçireceğiniz sürede ihtiyacınız olacak tüm giysiler şu dolabın içinde.
كل الملابس التي تحتاجها أثناء مكوثك هنا موجودة في هذه الخزانة.

Ürettiğimiz dokuyu kurutup çeşitli giysi, ayakkabı ve çantaya kestim ve diktim.
جفّفتُ القماش الذي صنعته وقطعته وحُكته ليصبح مجموعة من الملابس والأحذية والحقائب.

soyunma odama gelip "Ufaklık, bu senin gecen değil" dedin.
جئت الى غرفه الملابس وقلت لن تفوز الليله يا فتى

Tüm güzel elbiseler silip süpürülmeden, alisveris için Port Angeles'a gitmeliyiz.
أعتقد علينا التسوّق في بورت إينجيل قبل أن تنفذ الملابس الجيدة

Üçüncü ritüel ise: bu büyük ateşlerin ortasında kıyafet yığınları var.
وبعد ذلك الطقوس الثالثة: ما بين كل الحرائق وأكوام الملابس الضخمة.

Ücretsiz kira, kıyafet ve daha iyi bir iş bulmak için yardım edebilirler.
انها مجانيه وتساعدك على تأجير الملابس وأيضا تساعدك فى الحصول على وظيفه أفضل

Çalışma masamızdan biraz para, dolabımdan birkaç kıyafet ve çubukta dondurma.
فقط بعض المال من مكتبنا بعض الملابس من خزانتي و مثلجات

Sıradan şeyler var: kötü kokan kıyafetler ve yavan yiyecekler.
لدينا المشاكل الإعتيادية: الملابس ذات الرائحة الكريهة او الطعام السئ

Normal kıyafetler içinde herkes güzel görünür. Koyudur, her şeyi saklar.
الجميع يبدو جيداً في الملابس الرسمية، فهي قاتمة، وتغطّي كل شيء.

Sana yeni kıyafetleri giydirmeden önce Angela seni biraz temizleyecek.
قبل أن تضعين الملابس الجديدة عليك انجيلا سوف تنظفك قليلا

Doğru kıyafetleri giydiğinde iyi olursun, etrafı aydınlatırsın, değil mi?
إن ارتديت الملابس الصحيحة فأنت بخير، أنت بخير حال، صحيح؟

Yeni elbise dikmeye vakit yoktu. Kendi elbisemi kendim dikiyorum.
لم يكن لدي الوقت لأصنع رداء جديدا أنا أصنع الملابس.

Yönetim kurulunun ağsız iç çamaşırı maddesini gözden geçirmesi gerekiyor.
واضح أنّه سيتعيّن على المجلس الخارجيّ مراجعة بند الملابس الداخليّة

Bir kadın nasıl olur da böyle saçma giysiler giyer?
كيف يمكن أي أنثى ارتداء مثل هذه الملابس مثير للسخرية؟

L yaz giysi bir sürü benim dönüş-to-sahibi büyü attı.
لقد قلت تعويذة الإعادة لصاحبها للكثير من الملابس هذا الصيف

Evet, ama eğer yangın alarmına bassaydım tüm kızlar soyunma odasından çıkmadan giyinebilirler miydi yoksa çıplak mı kaçarlardı?
نعم، لكن إن سحبت إنذار الحريق هل سيكونون كل البنات لابسات قبل أن يركضوا للخارج من غرفة الملابس ؟

Artık güzel elbiseler alabilirim.
والآن يمكنني شراء بعض الملابس الفاخرة لي

Ve sonra, teknolojik özellikler arasında favorilerimden biri elbiseleri giydiğiniz sihirli aynadır.
وهنا واحدة من أحب الخصائص لي هذه التقنية إنها المرآة السحرية, عندما تقوم بارتداء الملابس

Kokmuş giysileri ayrı ayrı serin. Bugün kü gibi yarında aynı giysileri giyeceksiniz.
ولكي لا تقوموا بتلويث الملابس الاخرى جميعكم سيرتدي غدآ ما كان يرتديه اليوم

O, ne zaman çamaşır yıkamam gerektiğini bana hatırlatan hesaplayıcı akıldır.
إنه الذكاء الحسابي الذي يذكرني حيث يجب أن أقوم بغسيل الملابس.

Bulmayı seviyorum, giyinmeyide ve şu sıralarda da, her durum için farklı renkli ve çılgın kıyafetlerin fotoğraflarını çekip blog yazıyorum.
انا احب ان ارتدي و أجد ملابس جديدة ولاحقاً تصوير وتدوين ونشر عدة ألوان من الملابس الجنونية من اجل مناسبة واحدة

İç çamaşırları almaya gelen şoför olmalı bu. İşte orada.
لابد وأنّه السائق جاء ليأخذ الملابس الداخليّة، ها هي هناك

Aynı kıyafeti iki gün üst üste giydiğime inanma ihtimaliniz var mı?
هل تصدقون يا رفاق انى ارتدى تلك الملابس منذ يومان على التوالى؟