| Senin için doğru erkeğin henüz doğduğundan emin değilim. | Open Subtitles | لست متاكد ان الرجل المناسب لك قد ولد بعد |
| Geçen yıl, senin için, Doğru kişi olmak için çok çabaladım. | Open Subtitles | طيلة العام الماضي حاولت أن أكون الرجل المناسب لك |
| Sen, Senin için doğru olan insanla birlikte olacaksın öyle biri ki, sana her zaman istediğin gibi çocuklar verecek biri! | Open Subtitles | ستكونين مع الشخص المناسب لك الشخص الذي سيعطيك الأطفال الذين لطالما حلمتِ بهم |
| O çocuğu her ne kadar yakışıklı da bulsan o senin için uygun kişi değil. | Open Subtitles | بقدر إعجابك بذلك الفتى فهو ليس الشاب المناسب لك |
| İçlerinden biri senin için uygun kişi olmalı. | Open Subtitles | أحدهم لابد أن يكون الفتى المناسب لك |
| Senin ataman için çok uzun süre dua ettim. Sanırım, Tam sana göre bir yerim var. | Open Subtitles | لقد اردت منذ وقت بعيد شخصا لهذه المهمة و لدي المكان المناسب لك |
| İçimden bir ses onun sana uygun olmadığını söylüyor. | Open Subtitles | لكن هناك شيء عنه يجعلني أشعر انه ليس بالفتى المناسب لك |
| Senin için doğru erkeğin henüz doğduğundan emin değilim. | Open Subtitles | لست متأكدا إذا ولدت فيه الرجل المناسب لك. |
| Senin için doğru olan adam orada bir yerlerde. | Open Subtitles | الرجل المناسب لك هو في مكان ما |
| "Ben Senin için doğru insan değilim, Hal"e ne oldu? | Open Subtitles | ...اذا ماذا حدث ل "انا لست الشخص المناسب لك هال" |
| Bence Nolan Senin için doğru kişi. | Open Subtitles | أعتقد نولان هو الرجل المناسب لك. |
| - Senin için doğru erkek değildi. | Open Subtitles | - واسن وأبوس]؛ ر الرجل المناسب لك. |
| Lana, Lex'in Senin için doğru adam olup olmadığını bilmiyorum. | Open Subtitles | (لانا)، لا أعرف إذا كان (ليكس) هو الرجل المناسب لك أم لا |
| Senin için doğru doktor o değil. | Open Subtitles | إنه ليس الطبيب المناسب لك |
| Belki de Kruger senin için uygun bir şirket değil. | Open Subtitles | ربما ليست كروغر المكان المناسب لك. |
| Belki de senin için uygun bir rol değildi. | Open Subtitles | حسنا , يمكن لأنه ليس الدور المناسب لك |
| Ama eğer, senin için uygun yer olmadığımıza karar versen bile, bil ki, şarkıların iyi ve sen de öylesin Erin. | Open Subtitles | لكن إذا قررت أننا لسنا البيت المناسب لك فقط اعلمي أن أغانيك جيدة (وأنت جيدة (إيرين |
| Joe Grant dedektifti, seksiydi ve Tam sana göre biriydi zaten. | Open Subtitles | جو غرانت كان محقق ومثير وكان الانسان المناسب لك |
| Tam sana göre bir şeyim var, Drakkar Noir. | Open Subtitles | حسناً , لدي الشي المناسب لك Drakkar Noir. |
| Bu sana uygun bir evlilik değil. | Open Subtitles | -لا، أبي أنا أقول لك، هذا ليس الزواج الصحيح أو المناسب لك |