| evine ateş etti ve sen de onun yardımcısını öldürdün. | Open Subtitles | قتل خالك وأخاك وأطلق النار على منزلك وقتلت أحد رجاله |
| Bo'yu geriye döndürüp, dizginlerimi dişlerimin arasına aldım, ateş ederek o adamları kovaladım. | Open Subtitles | ادرت بو واللجام في اسناني واطلقت العنان وكلفهم باطلاق النار على رجال الحرس |
| Onu birinci elden almıştık, ve lanet olası Arap'ı vurdular mı? | Open Subtitles | عثرنا عليه في الجزيرة و قاموا بأطلاق النار على العربي اللعين؟ |
| Onu birinci elden almıştık, ve lanet olası Arap'ı vurdular mı? | Open Subtitles | عثرنا عليه في الجزيرة و قاموا بأطلاق النار على العربي اللعين؟ |
| Beni kafamdan vurup kalbimden bıçaklayacağını söyledi, sırf ilişkiyi bitirmek istediğim için. | TED | اخبرنى بانه سيطلق النار على راسى و يطعنى في قلبي ببساطة لأنى أردت إنهاء علاقتنا المتسلطة |
| Eğer sayma tam bitmeden ikinizden biri durur veya dönerse, ...benim görevim hoş olmasa da onu vurmak olacak. | Open Subtitles | إذا توقف أي رجل أو استدار قبل اكتمال العد سوف يكون من واجبي المقيت ان أطلق النار على قدميه |
| Yeni duydum. Şüpheli dün gece iki kurbanı da vurmuş mu? | Open Subtitles | لقد سمعت للتو ان المجرم أطلق النار على الضحيتين ليلة أمس؟ |
| Bütün bu olaylara bakınca bence insanları vurmaktan zevk alıyorsunuz. | Open Subtitles | كل هذه الحوادث، أعتقد أنك تستمتع بإطلاق النار على الناس |
| Dün gece, ilk kez olarak, ...Polonyalılar, Alman topraklarında Alman askerlerine ateş açmışlardır. | Open Subtitles | للمرة الأولى البارحة، فتح البولنديون النار على الجنود الألمان المتواجدين على الأراضي الألمانية |
| Bana ateş etti. Kaybol, Allahın belası! Adamı alıyorum, tamam mı? | Open Subtitles | كدت أموت , لقد أطلق النار على تراجع , عليك اللعنة |
| Bir silah alın, ayağınıza ateş edin ve eve dönün. | Open Subtitles | إحمل سلاحا و أطلق النار على قدمك و عد للوطن |
| Ne zaman Mr. Blonde ateş etmeye başladı, o zaman ortaya çıktılar. | Open Subtitles | لم يظهروا إلا بعد أن بدا السيد بلوند بإطلاق النار على الجميع. |
| Saati 6$'dan çalışan o salak da Allen'ı kesin vuracaktı tabii. | Open Subtitles | وانا متأكد ان صاحب الستة دولار سوف يطلق النار على آلن |
| Vikrant, düşündüm de Shinu bugün Johnny Gaddar'ı vurursa aile işimize katılabilir. | Open Subtitles | فيكرانت كنت أفكر.. لو أطلق شينو النار على جوني الغدار اليوم.. |
| On beş dakika önce Binbaşı Warren, herkesin önünde General Smithers'ı vurdu. | Open Subtitles | منذ خمسين دقيقة الرائد وارن أطلق النار على الجنرال سميذرز أمام الجميع |
| Çocuklar, Tanrı sizi birinizi vurup öldüresiniz diye buraya koymadı. | Open Subtitles | أيها الشبان , لم يضعكما القدير هنا لتتقاتلا و تطلقا النار على بعضكما البعض |
| Bu, niye dondurma aracını vurmak gibi şeyler yaptığı mı gösteriyor, tamam mı. | Open Subtitles | حسنا أحياناً أنا أنا أعْمَلُ أشياءُ مثل أطلاقْ النار على شاحنةِ آيس كريمِ |
| Beni rahatsız eden şey birini vurmuş olmaktan rahatsız olmamam. | Open Subtitles | الذي يزعجني انني اطلقت النار على احدهم ولم يزعجني الامر |
| Diyeceğim şu ki insanları vurmak hoş bir şey değil. | Open Subtitles | وأردتُأن أخَبركمجميعًا.. تعلمون، إطلاق النار على الناس هذا ليس رائعًا |
| Size diyorum, Burns'ü öldürmüş olabilirim. | Open Subtitles | إني أخبركم، لايمكن أن أطلق النار على برنز |
| Belki de panikledi ve Abby'yi vurdu. Sonra da kız bir kahraman oluverdi. | Open Subtitles | ربما كان في حالة هلع فأطلق النار على آبي ثم يتضح انه بطل |
| Eğer bir defa daha bir erkekle ilgilenirsem lütfen beni vurur musun? | Open Subtitles | ان ابديت اهتماماً باى رجل فيما بعد فارجوك ان تطلقى النار على |
| Olaylar kızışırsa hapishanelerinden birine tıkmadan önce bırak şeytan, soktuğumun kafasından vursun seni. | Open Subtitles | لو اقتضى الأمر دع الشيطان يطلق النار على رأسك اللعينة قبل أن تدعه يعيدك إلى أحد سجونهم |
| Kimse yok mu? Az önce birini vurdum. Bilerek yaptım. | Open Subtitles | مرحباً، أطلقت النار على شخص ما فعلت ذلك عن عمد |
| 7.65 ile kendini sağ şakağından vurmuştu. | Open Subtitles | بمسدسه عيار 7.65 أنتحر مطلقاً النار على صدغه الأيمن |
| birini görür görmez vurmaya hazır ol. | Open Subtitles | ركز فقط على إطلاق النار على واحد من هؤلاء الملاعين كلما إقترب أحدهـم أكثر إقتله |