"النقط" - Translation from Arabic to Turkish

    • noktaları
        
    • noktalar
        
    • noktaların
        
    • noktalardan
        
    İyi bir nokta daha. Bu iyi noktaları bir araya getir. Günün sonunda ortaya şüpheliler listesi çıkacaktır. Open Subtitles نقطة أخرى جيدة أجمعوا هذه النقط الجيدة معا وأخبروني من المشتبه بهم
    Eskiden öğretmenim işimizin noktaları bulmak, noktaları birleştirmek ve noktaları anlamak olduğunu söylerdi. Open Subtitles أستاذ لي اعتاد القول.. بأنّ عملنا هو إيجاد النقط، ثم ربط النقط ثم عندها فهم النقط
    Ama gözlerimiz açıkken bile, hepimizin kör noktaları vardır. Open Subtitles حتي اذا كانت عيناك مفتوحه مازال لدينا الكثير من النقط العمياء
    Yeşil noktalar onun ders programı ve kırmızı noktalar da erkek arkadaşı Zane'nin. Open Subtitles النقط الخضراء هى جدولها و النقط الحمراء هى المساحة التى يتواجد بها حبيبها
    Eğer bu noktalar sadece genomunuzun baz çiftlerini değil de bütün gezegendeki genomları birleştiriyorsa bu ne anlama gelir? TED ما الذي يعنيه حين لا تعبر هذه النقط عن القواعد المفردة لجينومكم، لكنها تربط الجينوم على مدى الكوكب؟
    Doğanın kanunlarına burnumuzu sokmamız bu ana değişmezlerin bozulmasını hızlandırdı ve yumuşak noktaların sayısını arttırdı. Open Subtitles التطفّل على قوانين الطبيعة، سرّع من تضاؤل هذه الثوابت الأساسية وزاد من عدد النقط اللينة.
    Yani eğer saatteki noktaları birleştirirsen bir takım yıldız elde ediyorsun. Open Subtitles فلربما لو ربطت النقط على الساعة فستحصل على كوكبة نجمية
    Bir çok kültürde insanlar yıldızlara bakıp tanıdık şekiller oluşturmak için noktaları birleştirmişlerdir. Open Subtitles معظم الثقافات القديمة نظرت الى أعلى الى النجوم وقامت بربط النقط لتكون صوراً مألوفة في السماء
    Bunun neden kötü olduğu konusunda noktaları birleştirmen lazım. Open Subtitles نعم، عليك أن تربطي بين النقط لماذا هذا سيء.
    noktaları birleştiren biz olabiliriz. Open Subtitles الشرطة لم تبحث في هذا بعد، قد نكون نحن الذي نضع النقط على الحروف
    Bütün ayak işlerini yapmış, sadece noktaları birleştirememiş. Open Subtitles قامت بكل المجهود، لكنها لم تستطع إيصال كل النقط لماذا؟
    Biz bu tedarik zincirindeki noktaları birleştiriyoruz. TED نحن نوصل هذه النقط في هذه السلسلة
    Mulder, bence noktaları buna bağlamadan önce verilere bir göz atmalısın. Open Subtitles إضا أردت أن توصل النقط يجب ان تنظر للحقائق يا (مولدر).
    Aşağıdaki önemsiz noktaları görüyor musun? Open Subtitles أترى هذه النقط الصغيرة بالأسفل؟
    Peki noktalar, kelimeyi nasıl temsil edebilir? TED لذا كيف يمكن لهذه النقط أن تمثل الكلمة؟
    Kırmızı noktalar grip vak'asını, sarı noktalar ise grip olanların arkadaşlarını, TED النقط الحمراء تشير إلى حالات الإنفلونزا و النقط الصفراء تشير إلى أصدقاء الأشخاص المصابين بالإنفلونزا
    Bütün kırmızı noktalar imha olmuş şehirler. Open Subtitles كل واحدة من هذه النقط الحمراء هي مدينة مدمرة
    Hiç sesli harf yok, sadece mektubun altında bulunan noktalar var. Open Subtitles و يأخذ حرف علة ليس هناك حروف علة كثيرا انهم مثل النقط الصغيرة تحت الحروف
    noktalar dışarıda, her yerde parça parça bilgilerin içinde binlerce işaret ve sembol hepsini işlenmemiş olarak ortaya çıkartabiliriz. Open Subtitles النقط هناك في العالم الخارجي، أو في الجزيئات من أجزاء المعلومات، المئات من الإشارات والرموز..
    Şimdi yapılar görmeye başladık, aslında bu siyah noktalar birer altın nanopartikülü. Open Subtitles والآن نبدأ في رؤية البنية في الحقيقة هذه النقط السوداء هي ذرات نانو مُفردة من الذهب
    Şu aşağıdaki tüm küçük noktaların tek bir verimli amaç uğrunda birleştiğini. Open Subtitles كل تلك النقط التي بالأسفل متصلة بغرض إنتاجي واحد
    İşin püf noktasının kör noktalardan geçtiğini öğretti. Open Subtitles لقننا درسًا في أن الأمر برمته يعتمد على النقط العمياء

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more