"النهار" - Translation from Arabic to Turkish

• gündüz
• sabah
• Günün
• gündüzleri
• Sabahtan
• gün
• ışığında
• günü
• günümü
• öğle
• gününü
• öğleden
• günde
• gündüze
• öğlen

gündüz de yürürüm ve bana ilginç gözüken insanları takip ederim.
أسير أثناء النهار وأتبع الناس الذين أعتقد أنهم يبدون مثيرين للأهتمام.

Bir yıldız kümesi geceleyin görmüş seni gündüz de kum, ayak izlerini.
مليارات النجوم تراك فى الليل واثناء النهار الرمال تعلن عن خطوات اقدامك

Ona vampir olduğumu ve gündüz terasta yemek yiyemediğimi söyledim.
أنا أخبرتها أنى مصاص دماء النهار و ضوضائه ليس لى

Tüm sabah boyunca sana ulaşmaya çalıştım. Her şey yolunda mı?
لقد حاولت الأتصال بيكي طول النهار هل كل شئ على مايرام؟

Haydi, gözleri kapatan gece zavallı Günün müşfik gözlerini bağla.
تعال أيها الليل المعمى واعصب العين الحنون عن النهار الرؤوف

Bu yüzden 30 yıldır, gündüzleri bir fotoğrafçı, akşamları da kalpazandı.
كان يعمل مصوراً في النهار ومزوراً في الليل طيلة ال30 عام

İnanın bana, Sabahtan akşama kadar yaptığım hiçbir şey yok.
صدقيني، ليس لدي شيء لأقوم به من النهار حتى الليل.

Bunun için erkeklerin dahi gündüz gözü ile gitmedikleri bir yere gitmek?
ويذهب حيث لا يجرؤ الرجال أنّ يمشوا حتى في النهار خشية اللوم؟

- Belki "belki'leri Günün daha gündüz bir bölümüne saklayabiliriz kızlar.
ربما ربما يمكننا توفير الاحتمالات لجزء من النهار , يا فتيات

Güney Florida'ya gittiğini, haftaya Miami sahili yakınlarında gündüz vakti teknelere aktarılacağını bildirdi.
و في وضح النهار في أحد أيام الأسبوع القادم بالقرب من شاطئ ميامي

gündüz vardiyasında çalışmaya ara verirsen iyi olur diye düşünüyorum.
أعتقد بأنه سيكون جيداً لك أخذ إستراحة من مناوبة النهار

gündüz ortaya çıktığın halde neden sana Gece Bekçisi diyorlar?
لماذا يدعونك الحارس الليلى عندما أنتى تخرجى فى النهار ؟

Dudak Louie, hem de gündüz vakti tanık koruma programındayken çivilendi.
لوي الشفقة أعدم في وضح النهار وهو تحت حمياة برنامج الشهود

Ben bile izlemeye korkuyorum. Bu yüzden sabah vakti geldik.
أنا خائف من رؤيته ، لهذا نحن هنا خلال النهار.

sabah vakti ve her yer doluyor.
وأنكم فى منتصف النهار والمكان مُزدحم للغاية.

Günün haberinin başlığı, güpe gündüz zırhlı araç soygunu oldu.
أخبار اليوم ، تم سرقة سيارة مدرعة فى وضح النهار

İki işi olacaktı. gündüzleri Denny's'de garson. Akşamları vampir avcısı.
إنها تحصل على وظيفتين النادلة فى النهار والمبيّدة فى الليل

Sabahtan beri şu makarayı kurmaya çalıştım ama işe yaramadı.
حاولتُ أن أرفع هذه طوال النهار .و لكِن لم تنجح

gün boyunca bana yardım ettiğini düşünüyordum, benim için birçok telefon görüşmesi yapıyordu,
ظننت أنه يساعدني طوال النهار مجريًا الكثير من المكالمات. ذهبنا معًا لتناول العشاء.

- Hava aydınlanınca döneriz. - gün ışığında mı çalışacağız?
سوف نعود عندما يأتى النهار هل سنعمل فى النهار ؟

Bu, aynaya bakıp... o günü boşa geçirmediklerini bilmelerindendir.
ويدركون بأنهم أنجزوا شيئاً مهماً في النهار

Pantalonunu çabuk çıkarsa iyi olur çünkü bütün günümü ona harcayamam!
من الأفضل أن يخلع بنطاله بسرعة لأننا لا نملك النهار بطوله.

Tamam, ama paranın köyüme öğle vakti gideceğinden emin ol.
حسناً, فقط تأكد من أن يصل المال إلى قريتي بحلول منتصف النهار

Para peşinde koşmak ve rahata ermek ve yönetim kurulunun saygısını kazanmak sana tüm gününü eğer....
تطارد المال والثروة واحترام مجلس الذي لم يكن ليعطيك الوقت من النهار اذا كنت

Şunu belirteyim, Malcolm hiçbir şey yapmadı Ve ben öğleden beri seni taşıyorum.
أنا اريد أن أخبرك أنني أحملك طوال النهار بينما مالكولم لا يفعل شيئاً

Yılın üçte birine girdiğimiz, ayın ve güneşin gün ortasında buluştuğu bu muhteşem günde yüzen ırkımız kalkar ve yürümeye başlar.
فى هذا اليوم العظيم الثلث من العام, حينما يلتقى القمر بالشمس بمنتصف النهار, نحن .السباحون

Sonra Tanrı, büyüğü gündüze, küçüğü geceye egemen olacak iki büyük ışığı yarattı.
وبعدها أبدع الرب في ضوئين نور كبيرين، الأكبر منها يشع أثناء النهار ..

öğlen, güneşin altında dualarını ettiği bir zaman 30 fil üzerine doğru geldi.
عندما كان يتلوا صلواته في منتصف النهار, تحت الشمس هجم عليه 30 فيلاً