"الوجه" - Translation from Arabic to Turkish

    • yüz
        
    • surat
        
    • yüzüne
        
    • yüze
        
    • yüzün
        
    • suratına
        
    • surata
        
    • suratı
        
    • Yüzüme
        
    • yüzlü
        
    • suratlı
        
    • yüzünden
        
    • Yüzünü
        
    • yüzle
        
    • yüzünde
        
    Size, bu yüz ifadesinin, tamamen mutluluktan olduğunu söyleseydim, bana deli der miydiniz? TED إذا أخبرتكم أن هذا كان الوجه الحقيقي للمتعة الخالصة. فهل ستقولون أنني مجنون؟
    yüz çekiciliğine katkıda bulunan üçüncü etmen ise hormonal etkilerdir. TED والعامل الثالث الذي يساهم في جاذبية الوجه هو تأثير الهرمونات.
    Olası her değişiklik gerekiyor. yüz tüyleri, gözlük, kilo farkı. Open Subtitles نحتاج إلى كل تعديل ممكن، شعر الوجه والنظارتان وتغيّر الوزن.
    Sana da büyük bir aleti olan surat teklif ediyorum. Open Subtitles وكنت أحصل على كبير ديك ينبغي أن تكون مزودة الوجه.
    D'lerimizi hak etmek için uzun saatler çalışan hepimizin yüzüne bir tokat gibi. Open Subtitles إنها صفعة في الوجه لكل شخص يذاكر بشدة لساعات طويلة للحصول على المقبول
    Tam ihtiyacım olan yüze sahipsiniz ve bir başka vasfınız var: Hüzünlüsünüz. Open Subtitles لديك تماما نوع الوجه الذي احتاج كما انك تمتلك صفة اخرى :
    Zamanla o çizgiler çoğalacak ve bir gün yüzün çökmeye başlayacak. Open Subtitles قريباً سيكون هناك المزيد و فى يوم ما سيتعفن هذا الوجه
    yüz ya da vücut dili, kelimelerin söylediğinden fazlasını anlatır. Open Subtitles لغة الوجه و الجسد تقول عنا أكثر مما تستطيعه الكلمات
    Önemli bir olayla yüz bakımı yaptırmak arasında 24 saat geçmesi gerekmez mi? Open Subtitles أليست أولى قواعد تجميل الوجه أن يكون هناك فترة 24 ساعة بينه وبين
    yüz özellikleri belirgin. Gözler çok ayrık, orantısız burun delikleri. Open Subtitles سمات مميّزة الوجه ، ومجموعة عينين واسعة غير متناظرة الخياشيم
    Yaralı yüz, hiç yardımcı olmuyorsun. Haydi başka yere git. Open Subtitles يا المندوبة الوجه, أنت لا تساعدين اذهبي إلى مكان أخر
    Vücut kameralarının görüntüsünden yüz tanımayla ilgili bir gelişme çıktı mı? Open Subtitles هل توصل تحديد الهوية بسمات الوجه لتقدم عبر تصويرها بكاميرات الجسد؟
    Eğer yüz tanımlama programımızda korkutucu... - ...biyometrik ölçüt olsaydı, onu bulurduk. Open Subtitles إذا كان زاحف فقط معلمة البيومترية في برنامج التعرف على الوجه لدينا.
    Anladınız mı? Asıl sen anlamıyorsun beyaz surat. Saatlerdir sırada bekliyoruz. Open Subtitles إنّكَ لا تفهم يا ذا الوجه الأبيض، لقد انتظرنا ساعاتٍ طوال
    Havlunu sermeye çalışırken aniden rüzgar artıverir yüzüne havluyu yersin. Open Subtitles حاول أن تنزل المنشفة, هبوب ريح مفاجيء المنشفة في الوجه
    O an için, böyle bir yüze sahip biri var mı, bilmiyordum bile. Open Subtitles وحينها لم اكن اعرف اذا كان احداً له هذا الوجه ام لا ؟
    Normal şartlarda onu temizlememiz, yüzün yeniden yapılandırılmasını yavaş kılar. Open Subtitles و إزالته بطرقنا العاديه ستبطىء عملية اعادة بناء هيئة الوجه.
    Bazı çocuklar suyu sıçratarak yüzerler o çocuklardan birinin suratına çarpacaktır. Open Subtitles بعض الأطفال سيسبحون في الجوار سوف يقوم بضرب أحدهم في الوجه
    Yapma ya. Hocaların ödeve koyduğu gülümseyen surata eşdeğer bir şey. Open Subtitles فهذا من الناحية العلمية يعادل الوجه الباسم الذي يُلصق على الوظائف
    Onu öldürmek zorunda kalacağımı sanmıyorum. Sadece o güzel suratı iyice dağıtacağım. Open Subtitles لا أظن أننى مضطر لقتلها فقط سأحوّل هذا الوجه الجميل لقطعة هامبورجر
    Düşünüyordum da Yüzüme gelen bu yumruk bir tokat gibi oldu. Open Subtitles كنت أفكر تلك اللكمة في الوجه، كانت صفعة حقيقية في الوجه
    Soluk yüzlü, yapmacık sersem. Ondan nefret ediyorum. Ashley öyle düşünmüyor ama. Open Subtitles ذات الوجه الشاحب و اللسان المعسول، كم أكرهها
    Eğer at suratlı olsaydım şimdiye kadar çoktan kendi programım olmuştu. Open Subtitles تعرف، مثل، لو كنت طويلة الوجه لكان لي عرضي الخاص الآن
    Bir kadını yüzünden yaraladık. Acil müdahele ekibine ihtiyacımız var. Open Subtitles لدينا امرأة أصيبت في الوجه نحتاج لفريق إسعاف طبيّ حالاً
    Büyük ihtimalle yeğenimin Yüzünü daha önce görmüşsünüzdür, Bay Mason. Open Subtitles رأيت الوجه من المحتمل أبنة أختي قبل ذلك، السيد ميسن.
    Ama bu kirli yüzle dışarı çıkarsan, fazla sürmeden buraya geri dönersin. Open Subtitles ،لكن عليك الخروج من هنا مع هذا الوجه .عليك الروجوع مره اخرى
    Senin her şeyini seviyorum hapşırdığında yüzünde yaptığın korkunç şekli bile. Open Subtitles أحبّ كلّ شيءٍ فيكِ، حتّى الوجه المخيف الذي يظهر عندما تعطسين.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more