Bu kağıt üzerindeki kalemimin ucu dünyadaki her şey gibi bir raslantıdır. | Open Subtitles | نقطة من قلمي على هذه الورقة. تشبه أي شيء في العالم مُصادفة. |
İmzaladığım o kağıt fotoğraf izni için değil miydi yani? | Open Subtitles | إذن تلك الورقة التي وقعت عليها لم تكن لإصدار الصوره؟ |
ve ateş kağıdı yemeye başladığı zaman, bu "çalışma" halini aldı. detay. | TED | كذلك أينما أكلت النار من الورقة, فهذا الذي يصبح العمل الفني. تفصيل. |
Yapması gereken şey bir kağıt parçası alıp, şaryoya geçirip, epostasını ya da emrini yazıp, kağıdı çıkarmaktı. | TED | وبالتالي ما كان مطلوب منه القيام به هو أخذ ورقة ولفها في الحامل، طبع رسالته أو أمره ثم سحب الورقة. |
O kâğıt parçasını elinde tutuyorsa da sence bu kâğıdı nerede saklar? | Open Subtitles | ولو كانت تلك الورقة بحوزته، أين تظن أنه قد يحتفظ بها؟ |
Bana kağıdı geri uzattığında, kağıda baktığımda şok geçirdim. | TED | ولكن عندما اطلعت على الورقة التي أعادها إليَ، أصبتُ بالدهشة. |
Şu elimdeki kağıtta yazılı olan dünyada bir şampiyona sunulacak en büyük garantidir. | Open Subtitles | والأن ما أملكة فى تلك الورقة هو أكبر عرض تم عرضة من قبل على أى بطل فى هذا الكوكب |
Bu kablolar kalp atışlarından gelen voltajı kağıt üstündeki çizimlere dönüştürüyor. | Open Subtitles | الأسلاك تعكس التوتر، من نبض قلبك إلى الترقيم التخطيطي على الورقة. |
Belki sana bozuk para yerine, gerçek kağıt para kazanmanda yardımcı olabilirim. | Open Subtitles | ربما استطيع مساعدتك للعزف لتجني بعض الورقة حقيقية بدلا من من القطع |
kağıt üzerinde, tüm o adamlar dini bir şirket değil mi? | Open Subtitles | على الورقة , كل هؤلاء الأشخاص يعملون أعمال دينية , صحيح؟ |
Bu kağıt parçasında Lakotalı arkadaşlarımdan ve ailemden öğrendiğim şekliyle tarih bulunmaktadır. | TED | مكتوب على هذه الورقة ها هنا، التاريخ بالطريقة التي تعلمتها أنا عن طريق أصدقائي أفراد عائلتي اللاكوتيين |
Çocukluğumu hatırlıyorum, okulda sunum yapardım, elimde not aldığım bir kağıt olurdu, kağıdı bir deftere yaslayıp bakardım, sırf insanlar kağıdın nasıl titrediğini görmesin diye. | TED | عندما كنت طفلة أقدم عروضاً في المدرسة كنت أكتب ملاحظات على ورقة وأضع خلفها دفتراً فلا يرى أحد الورقة تهتز |
Neden zarfı açıp içindeki kağıdı çıkardıktan sonra bana vermiyorsun. Böylece senin renk seçimlerinle eşleşiyor mu görelim. | TED | لماذا لا تفتحيه وتُخرجي الورقة التي بداخله وسلميها لي، وسنرى إذا كانت توافق اختياراتك. |
Bu kağıdı, meclis üyesine mektup yazarken kullanmanızı istiyorum. | TED | أرجو أن تستخدموا هذه الورقة كي تكتبوا إلى عضوٍ في الحكومة. |
Kurbanın üzerinde kimlik yoktu ama sizin adınız ve adresinizin yazılı olduğu bu kâğıt parçası elindeydi. | Open Subtitles | الضحية ليس لديها تعريف لكنه كان يحمل هذه الورقة عليها إسمك وعنوانك |
Şiiri kuyruğundan yakalayıp, vücuduna doğru geri çekermiş, bir yandan da kağıda yazarmış. | TED | ستمسك القصيدة من ذيلها، وستقوم بسحبها عكسياً إلى جسمها بينما تكون تدوّن على الورقة. |
Bu kağıtta yazan ilaç kasabada yaygın olarak bulunur. | Open Subtitles | على هذه الورقة كتبت مجموعة من الأدوية الشائعة في المدينة. |
Bay Andersson, karınız size bu notu yazdı ve benden iletmemi istedi. | Open Subtitles | سيد اندرسون, زوجتك كتبت لك هذه الورقة. وقالت لي ان اعطيها لك. |
Hayır. Dik dik baktığı kağıdın ne olduğunu sormanızı istiyor. | Open Subtitles | لا، إنها تريدكم ان تسألوها عن الورقة التي تحدق فيها |
Bu staj için sana kredi verecek olan o kâğıdı imzalayan kişi benim. | Open Subtitles | أنا الشخص الوحيد الذي وقع علي هذه الورقة أنت لك الفضل في تدريبي |
Lütfen, genelde bu kartı pek oynamam ama, ben Avatar'ım. | Open Subtitles | رجاءاً, أنا عادة لا ألعب هذه الورقة و لكني الأفاتار |
Evet, ne oldu? İkinci bir aksiyon potansiyeli, ama yine, yaprak kapanmadı. | TED | فما الذي نحصل عليه؟ نحصل على جهد فعل ثان، ولكن مرة أخرى، لا تنغلق الورقة. |
Benden önce resimli bir kart açarsan sana bire on veririm. | Open Subtitles | سأعطيك 10 إلى 1 انه لايمكنك إيجاد الورقة قبل أن أفعل |
Bilmemizi istemedin ve gazeteyi yırtmak istedin. | Open Subtitles | لم تكن تريدنا ان نعرف كنت تريد تمزيق هذه الورقة |
Harflerin kâğıda yayılmasını seviyorum. | Open Subtitles | أحب الطريقة التي تكبس الأحرف بها على الورقة |
Bu not defteri geceleri hep yatağımın yanındadır, ve yarı uykulu aklıma gelenleri yazarım, ama hiç biri bir şeye benzemez. | Open Subtitles | انا احتفظ بهذه الورقة بجانب سريري في منتصف الليل انا اكتب عليها افكاري عندما اكون نصف نائم وهي ابدا لاتعطي نتيجة |
Bu belgeyi her kim çaldıysa, kolayca bulacağımız açıkta bir yere koymamıştır. | Open Subtitles | من قام بسرقة الورقة لن يتركها مرمية حتى نجدها |