| - Beni hizmetçinin önünde küçük düşürme. - Lütfen saçmalamayı kes. | Open Subtitles | لا تُخجلنى امام الخدم ارجوك يا بولا, توقفى عن هذه الهيستيريا |
| Birazdan burada olacak ve ikinizin göz önünde takışmasını istemiyorum. | Open Subtitles | انها ستكون هنا حالا, ولا اريد ان تتشاجروا امام العامة |
| Her neyse, arabası ofisinin önünde ama ondan bir iz yok. | Open Subtitles | على العموم .. سيارتها امام مكتبها .. ولكن لا أثر لها |
| Hem de on binlercesi orada arabasının önüne doğru atılıyorlar. | Open Subtitles | اقصد , ان الزنوج والمكسيكين بعشرات الالاف يقفزون امام سيارته |
| Ve pazardaki rekabetçi ürünlerin karşısında yazılımımızı başarılı yapan şey ne? | Open Subtitles | وما الذي يلزم لجعل برامجنا تنجح في المبيعات امام الممنتجات المنافسة |
| Ravn'ın Express'e karşı kendini savunmasının üstünden daha iki saniye geçmedi. | Open Subtitles | منذ قليل كان رافن مضطر ان يدافع عن نفسه امام الاكسبرس |
| Bu çocuğu eve götürüp onun önünde becermek gibi şeyler. | Open Subtitles | يجب عليها اخذ هذا الرجل الى البيت وتضاجعة امام لاري |
| Bütün gece eski filmler izleyelim. Televizyonun önünde sebzeye dönüşelim. | Open Subtitles | دعنا نشاهد افلام قديمه طوال الليل سوف نستلقي امام التلفاز |
| Bütün gece eski filmler izleyelim. Televizyonun önünde sebzeye dönüşelim. | Open Subtitles | دعنا نشاهد افلام قديمه طوال الليل سوف نستلقي امام التلفاز |
| Yakında bütün aşağılık ırklar Bushido Şövalyelerinin ve majeste İmparator'un önünde eğilecektir.. | Open Subtitles | إنتباه. قريباً كُلّ الأجناس دون المستوى سيسجدون امام الامبراطور وامام مقاتلي البوشيدو |
| Madison'ın önünde yaptığımı düşündüğün bir şey için özür diledin yani? | Open Subtitles | اذن لقد اعتذرت عن شيئ من المفروض انني قلته امام ماديسون? |
| Büyük bir tüfek ortaklığı son gösterilerini evimizin önünde yaparken zaman değişim kokuyordu. | Open Subtitles | بدأ التغيير يلوح في الأفق بينما قدم تحالف البندقية عرضه الأخير امام منزلنا |
| Büyük bir tüfek ortaklığı son gösterilerini evimizin önünde yaparken zaman değişim kokuyordu. | Open Subtitles | بدأ التغيير يلوح في الأفق بينما قدم تحالف البندقية عرضه الأخير امام منزلنا |
| Bu arada, polisin önünde adımı kullanarak çok iyi yaptın... Charlie! | Open Subtitles | وبالمناسبة , يوجد طريق اخر لاستعمال اسمي امام الشرطي , شارلي |
| Bu arada, polisin önünde adımı kullanarak çok iyi yaptın... Charlie! | Open Subtitles | وبالمناسبة , يوجد طريق اخر لاستعمال اسمي امام الشرطي , شارلي |
| Yüzbaşıyı Londra'dan buraya kadar izleyip, tanıkların önünde tehdit etmek, pek zekice sayılmaz. | Open Subtitles | لقد كان عبقريا فى مطاردة الكابتن من لندن و تهديده له امام شهود |
| Cehennem Kedileri'nin jürinin önüne çıkmak için bir şansı daha olacak demişti. | Open Subtitles | لقد قالت ان الهيل كاتس سوف يحصلون على فرصه اخرى امام الحكام |
| Seni beğendikleri ve kamera karşısında olmanı istedikleri belli oldu. | Open Subtitles | هم قرروا انهم يحبونك و انهم يريدون وضعك امام الكاميرا |
| Bugün Reykjavik, İzlanda'da Bobby Fischer, Boris Spassky'e karşı olan ikinci maçına çıkmadı. | Open Subtitles | في ريكافيك ايسلندا اليوم لم ينجح فيشر بالوصول الى المباراة الثانية امام سباسكي |
| Kocam bile beni desteklemiyor arkadaşlarımın yanında. Aslında beni biraz savunmasız yakaladın. | Open Subtitles | زوجى حتى لم يدعمنى امام اصدقائنا دفاعا عن نفسى , لقد تفاجئت |
| İyice kontrol etmezsem Başkan Yardımcısı'nın ofisinin önünden bile geçemem bir daha. | Open Subtitles | ان لم اتحقق جيدا فل استطيع المرور من امام مكتب نائب الرئيس |
| Gözünün önündeki eli bile göremiyorsun. | Open Subtitles | مشطنا هذه الأجزاء لن تستطيع رؤية يدك امام وجهك |
| Daha önce hiç bu kadar insanın önüne çıkmadın değil mi? | Open Subtitles | انت لم تكن امام هذا القدر الكبير من الناس , صحيح؟ |
| Dur biraz. Onu jüri karşısına sızmış bir halde çıkaramayız. | Open Subtitles | انتظري، لا نريده أن يعاني من صداع الكحول امام المحلفين |
| Güvenliği geçmeyi başarıp dairene ulaşan yirmi tane daha var... ve ön kapında en cüretkar olanı durur. | Open Subtitles | وهناك عشرين اضافية يجعلن أمنك تحت الارض والثمن الوحيد امام بابك |
| Yedi gün içinde Burgos'a gelip bu ithama cevap vereceksin. | Open Subtitles | خلال سبعة ايام ستمثل امام الملك فى بورجوس لترد على هذه الاتهامات |
| Daktilonun başında oturur yarısı tamam olan sayfayı tamamlamak için çırpınırdım. | Open Subtitles | و أجلس امام الآلة الكاتبة معتصرا ذهني لاحصل على صفحة نصف جيدة |
| Oh, tören alayı, şuradan başlayıp, hükümet binasının büyük kolonlarının yanından, | Open Subtitles | ثم هنا ياتي المحتفلون يسيرون في هذا الشارع من امام ابواب الكنائس |
| Müzenin önündeyim burada geçmiş, çağın güçlükleriyle karşı karşıya. | Open Subtitles | انا اقف امام المتحف حيث يصطدم الماضي مع مصاعب الحاضر |