"انه ليس" - Translation from Arabic to Turkish

    • olmadığını
        
    • yok
        
    • o değil
        
    • değildir
        
    • değil o
        
    • şey değil
        
    • değil bu
        
    • değildi
        
    • falan değil
        
    • değil ki
        
    • değilim
        
    • değilmiş
        
    Hayır, ama başka bir şeye bakarak onun Bay Paine olmadığını söyleyebilirim. Open Subtitles لا, ولكنى استطيع ان اخبرك بشئ آخر على انه ليس السيد بيين
    İşimi takip ettik ve yapamayacağımız hiçbir şey yok gibi görünüyordu. TED وتابعنا وظيفتي، وبدا لنا انه ليس هناك شيء لانستطيع ان نفعله
    Ne gördün? Adamımız o değil. Kardeşinin burada yaşadığını biliyordu. Open Subtitles انه ليس من فعلها انه يعرف ان اخته تعيش هنا
    - Genelde çok kötü değildir. - İnişe ne kadar var? Open Subtitles انه ليس سىء على الاطلاق كم نبعد عن منصة االهبوط ؟
    - Erkek arkadaşın kuşunu bulmuş. - Erkek arkadaşım değil o. Open Subtitles اعتقد ان صديقكِ الحميم وجد طائره . انه ليس صديقي الحميم
    Buralarda olabilecek bir şey değil bu iş, anlarsın ya? Open Subtitles انه ليس من نوع الامور التي تحدث هنا انت تعلم؟
    Biliyorum, dünyadaki en yakışıklı herif değildi, ama... Ne olmuş, sadece seksti. Open Subtitles أعلم انه ليس أفضل شاب في العالم , لكن هذا مجرد جنس
    Sır falan değil ama tamirhanemiz varken Woody çok içmişti. Open Subtitles انه ليس سراً كان ثملاً قليلاً عندما كنا نملك المرأب
    İyi de bugün Dört Temmuz değil ki. Daha ayın 2'si. Open Subtitles لكن كما تعرف انه ليس الرابع من يوليو انه الثاني فقط
    Yakışıklı olmadığını biliyorum. 73 model Dodge Polaris kullandığını da. Open Subtitles اعلم انه ليس وسيما وكما انه يقود سيارة موديل 73
    Hayır, bir kez burayı anlamaya başlayınca, kötü olmadığını görürsün. Open Subtitles لا لا بمجرد ان تذهب الى القصر انه ليس سيئا
    Bana doğru o aptal gülümsemesiyle gelenin Cutter olmadığını biliyorum çünkü onu bir daha gördüğümde onu öldüreceğime yemin etmiştim. Open Subtitles اعرف انه ليس كاتر الذي يقبل علي بهذه الابتسامة البلهاء لانني اقسمت انني اذا رايت هذا القذر الملعون النكرة اخي
    Başka bir iş bilmiyor ki. Üstelik başka çaremiz de yok. Open Subtitles لم يعد له تجارة هنا بالإضافة إلى‏ انه ليس هناك خيارات
    İkna edildim ki bu nesneyi oradan ... onu öldürmeden çıkarmanın yolu yok. Open Subtitles لقد تأكدت انه ليس هناك طريقة اخرى لازالة الجسم من الفتاة دون قتلها
    Bu sistem tarafından çiğnenen tek kişi o değil, Nachiket. Open Subtitles انه ليس الوحيد الذي ضرب من قبل هذا النظام، ناشيكيت.
    - Hayır, o değil. - Charles! Open Subtitles ـ كلا، انه ليس هو، ليس هو يا إد ـ تشارلز، تشارلز
    Tecrübelerime dayanarak her şey ateş gücü demek değildir diyebilirim. Open Subtitles اتعلم , من خبرتى طوال حياتى انه ليس بالقوه فقط
    Şokta falan değil o. Sadece beni kızdırmak için yapıyor. Open Subtitles انه ليس مصدوم انه يفعل هذا ليخرجني عن طــــوري ٌ
    Şey, fazla bir şey değil ama her şeyimiz tükeniyor. Open Subtitles حسنا اخشى انه ليس بالكثير فلدينا شحه في كل شيء
    Kadınlara karşı değil bu, Bizim için, kadınlar için, Çocuklarımız için. TED انه ليس ضد النساء انه لنا ,لنا النساء لاطفالنا
    En azından, bu birisinin sahip olduğu gerçek bir isim değildi. Open Subtitles انه ليس اسم حقيقي على الاقل لم يولد احدهم بذلك الأسم
    İyi de bugün Dört Temmuz değil ki. Daha ayın 2'si. Open Subtitles لكن كما تعرف انه ليس الرابع من يوليو انه الثاني فقط
    Beni değil. Onun günlüğü çalınmış olsa bile, ben değilim. TED على الرغم من أن أؤيد بشدة واقع أنه سرق مذكراتها، انه ليس انا.
    Gördüm ki 15 yaşındaki genç bir bayan için durum aynı değilmiş. TED بالنظر إلى ذلك، اتضح انه ليس نفس الشعور لفتاة في الخامسة عشرة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more