| Çocuklar susamış ve acıkmışlardı ve endişelilerdi, ve Doaa onları neşelendirmek için elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyordu. Onlara şarkı söyledi, Kur'an'dan bir şeyler okudu. | TED | وكانوا متعبين وعطشى وجائعين، وحاولت بأفضل ما عندها أن تسليهم أن تغني لهم، أن تقرأ لهم القرآن. |
| Bu durum bir takım bedeller içeriyor ve biz elimizden gelenin en iyisini yapmalıyız. | TED | وبالتالي، سينتج عن ذلك عواقب ويجب علينا القيام بأفضل ما نستطيع |
| Ve her şeyi yeniden düzeltmek için... elinden geleni yapıyor. | Open Subtitles | وكانت تحاول القيام بأفضل ما لديها لجعله جيد مرة اخرى |
| Sarı not defterimi çıkardım, ortaya bir çizgi çizdim ve her alternatif için olumlu ve olumsuz nedenler bulmak için elimden geleni yaptım. | TED | لذا أخذت لوحتي الصفراء، ورسمت خطًا في الوسط، وحاولت أن أفكر بأفضل ما لدي من أسباب التي تؤيد أو تقلل من شأن كل بديل. |
| Evet, en iyi canlandırmasını yaptı. Dün gece kendini öldürdü. | Open Subtitles | أجل، قلّده بأفضل ما في وسعه، فلقد انتحر ليلة البارحة |
| Ailelerin yanlarına yerleştirdik, okula gidiyorlar olabilecek en iyi şekilde hayatlarını sürdürüyorlar. | Open Subtitles | لقد وضعناهم مع عوائل وهم يذهبون للمدرسة يستمرون بحياتهم بأفضل ما يمكنهم |
| - Baldır ikiz kasını elimden geldiğince iyileştirdim fakat sinirlerde hasar oluşacak muhtemelen. | Open Subtitles | لقد أصلحت عضلة ساقة بأفضل ما يمكنني، ولكنه لن يكون لدية ضرر كامل |
| Geriye kalan tek şey elimden gelenin en iyisini yaparak seyircimle hakiki bir ilişki kurmak. | TED | لذلك ما تبقى لي هو أن أقوم بأفضل ما لدي لإجراء اتصال حقيقي مع جمهوري. |
| Biriyle çıkıyorsun ve elinden gelenin en iyisini yapıyorsun. | Open Subtitles | انت تواعد شخصاً ما, و انت فقط تقوم بأفضل ما يمكنك. |
| Ne is olursa olsun, insan elinden gelenin en iyisini yapmalidir. | Open Subtitles | أياً كانت المـهمة يجب على المرء القيام بأفضل ما يستطيع |
| Kyokushin Ruhunun anlamı, son ana kadar elinden gelenin en iyisini yapmaktır. | Open Subtitles | روح الكايوكوشين تعني ان تقوم بأفضل ما لديك، حتى اللحظة الأخيرة |
| Hiç komik değil. Şehre iyi bir yönetim vermek için elimizden geleni yapıyoruz ve Wade bizi aptallar sürüsü gibi gösteriyor. | Open Subtitles | انه ليس مضحكا نحن نقوم بأفضل ما يمكننا لمنح المدينة حكومة لائقة |
| Bu durumda bacağı kurtarmak için elimizden geleni yapmak zorundayız. | Open Subtitles | في هذه الحالة، علينا أن نقوم بأفضل ما لدينا لنحافظ على الساق. |
| Elimizden geleni yaptık, Ivan Petrovich. | Open Subtitles | لقد قمنا بأفضل ما لدينا يا إيفان بيتروفيتش. |
| Hepimizi mutlu kılmak için elimden geleni yapmıyor muyum? | Open Subtitles | ألا أقوم بأفضل ما عندي حتى نبقى جميعاً سعداء ؟ |
| Yine de bu buluşmaları en iyi şekilde örtbas etmemiz gerek. | Open Subtitles | رغم ذلك، يجب علينا أن نغطي تلك اللقاءات بأفضل ما يمكن |
| Size defalarca söyledim, davanızı elimizden gelen en iyi şekilde araştırıyoruz. | Open Subtitles | لقد أخبرتكَ عدة مرات، نحنُ نحقق في قضيتكَ بأفضل ما نستطيع. |
| Çünkü iş yaratıcılığa ve liderliğe geldiğinde içe dönüklerin en iyi yaptıkları şeye ihtiyacımız var. | TED | لأنه حينما يتعلق الأمر بالقيادة و الابداع، فإننا نحتاج من الانطوائيون أن يقوموا بأفضل ما يجيدون. |
| elimden geldiğince kurtarmaya çalıştım ama belki de bu iş beni aşıyordur. | Open Subtitles | أنا أُحاول حمايته بأفضل ما يمكنني و لكن ربّما هذا يتخطى قدراتي |
| Sadece burada otur ve elinden geldiğince, beni kolla. | Open Subtitles | فقط إجلس هنا في الخلف وغطيني بأفضل ما تستطيع |
| Söyleyebileceğimizin en iyisi, şu ana kadar yaklaşık 150,000 ile 200,000 arası film var ki bunlarda büyük bir ölçüde tiyatroyla ilgili konular. | TED | و بأفضل ما يمكن القول, هناك حوالي 150,000 الى 200,000 فلم و ذلك حقاً وجد للنشر المسرحي واسع النطاق. |
| elimizden geldiğince ilerleyişinizi takip edeceğiz. İyi şanslar. | Open Subtitles | سنراقب تقدمكم بأفضل ما نستطيع حظاً سعيداً |